Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Abdullah OSKAY
Abdullah OSKAY
Ticaretin Politikası

Firmalarımız yeşil dönüşüme hazır mı?

Avrupa Birliği (AB) ülkeleri, dünyanın karşılaştığı çevresel ve sosyal sorunlara çözüm arayışlarına hız kesmeden devam ediyor. İklim krizi ve kaynakların tükenmesi gibi büyük sorunlarla karşı karşıya olan ülkeler, bu olumsuz gidişatı durdurabilmek için önemli adımlar atmaya başladı. Yeşil dönüşüm adı verilen bu süreçte, kaynakların verimli kullanımı ve tasarrufu ön planda tutuluyor.

Yeşil Dönüşüm sürecinde ilk adımı atan AB ülkeleri, Yeşil Mutabakat olarak bilinen bir anlaşma imzaladı. Bu mutabakat, 2019 yılında ortaya çıkmış olup iki yıl sonra yürürlüğe girmiştir ve AB ülkeleri için bağlayıcı hâle gelmiştir. Türkiye'nin de imzaladığı bu mutabakatın temel hedefi, Avrupa'nın 2030 yılına kadar karbon salımlarını azaltma ve 2050 yılına kadar dünyanın ilk karbon-nötr kıtası olma amacını taşıyor. Bu doğrultuda, geniş kapsamlı önlemler alınıyor.

Yeşil Mutabakat kapsamında AB, 2050 yılına kadar sanayinin dönüşümünü gerektiren yeni bir büyüme stratejisi benimseyeceğini açıkladı. Ayrıca, biyoçeşitlilik, çiftlikten çatala, temiz enerji dönüşümü gibi birçok farklı sektörü kapsayan stratejiler geliştirdi.

Mutabakatın bir parçası olarak hayata geçirilen Avrupa İklim Kanunu, 2021 Temmuz ayında yayımlandı. Bu kanun, siyasi söylemleri yasal bir taahhüde dönüştürerek, 2050 yılına kadar Avrupa'nın ilk iklim nötr kıtası olma hedefini belirlemiştir. Kanunun üç ana hedefi şunlardır:

*2030 yılına kadar, 1990'a kıyasla net emisyonların en az yüzde elli beş oranında azaltılması.

*2050 yılına kadar iklim-nötr olunması.

*2050 sonrası dönem için negatif emisyon taahhüdü ortaya konulması.

Yeşil Mutabakat kapsamında yer alan "Fit for 55" dönüşüm süreci ise emisyon azaltımı, enerji ve ulaştırma olmak üzere üç ana başlık altında incelenmekte. Bu başlıklar çerçevesinde gözden geçirmeler ve planlamalar yapılıyor.

Emisyon azaltımı başlığı altında, Emisyon Ticaret Sistemi Revizyonu ve Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması Önerisi gibi önemli mekanizmalar yer alıyor. Bu mekanizmalarda ilk aşamada etkilenecek sektörler, çimento, elektrik, alüminyum ve gübre gibi ağır sanayi sektörleri olacak.

Yeşil Mutabakat'ın bir diğer ayağı ise Döngüsel Ekonomi Eylem Planı. Bu plan, mevcut tüketim zinciri olan "satın al, kullan, at" döngüsünün yerine "yeniden kullan, tamir et, geri dönüştür" sisteminin benimsenmesini hedefliyor. Plan kapsamında, sürdürülebilir ürün inisiyatifi, sürdürülebilir ve döngüsel tekstil stratejisi gibi yeni gereksinimler bulunuyor.

Firmalarımız ve kurumlarımız yeşil dönüşüme tam hazır değil…

Yeşil Dönüşüm süreci, firmalarımızı birçok boyutuyla etkileyecek. Firmalarımızın ve iş dünyamızın hâlâ yeşil dönüşüme ilişkin farkındalığı oldukça düşük seviyede. Yeşil Dönüşüm Eylem Planı hayata geçirilmiş olmasına rağmen birçok kurumda buna dönük süreçlerin Türkiye’deki yoğun gündem arasında kaybolduğunu görüyoruz.

Ticaret Bakanlığı kendi sitesinde yeşil dönüşüme ilişkin bir başlık koymuş durumda. Buna ilişkin çalışan uzmanlar bu işe oldukça hâkim ve yaygınlaştırma süreçlerini Linkedin’de de etkili bir şekilde yapıyorlar. Ticaret Bakanlığı, işi gereği yeşil dönüşümün dış ticaret boyutuna bakıyor.

Yeşil dönüşüm yalnızca dış ticaret değil tüm boyutlarıyla yaşamımızı etkileyecek bir süreç. Şirketlerin iş süreçlerini yeşil yeni düzene uyarlamaktan erişebilecekleri finansmana kadar yeşil dönüşüm hayatımızı etkilemeye başladı ve bu etki önümüzdeki dönemde daha da artacak. Tüm kurumlarımızla bu sürece daha çok eğilmezsek, ekonomisi hemen tamamen Avrupa’ya entegre bir Türkiye olarak oldukça olumsuz sonuçlarla karşılaşmamız olası. İvedilikle yeşil dönüşüm ajandamızı daha etkili bir şekilde ülke gündeminde üst sıralara taşımamız şart.

Yazarın Diğer Yazıları