FETÖ'de yeni yöntem
Herkes gibi Ruslar da kendi ülkesini sevmektedir. Bir devlet ve toplumsal bilince sahip her Rus, ülkesini temsil eden büyükelçiye yapılan saldırıyı aynen kendisine yapılmış sayabilir. Bu durumda Türkiye'ye karşı öfke duyabilir. Amaçlanan da budur.
Rus Büyükelçinin Türkiye'de resmi görevde bulunan bir kamu görevlisi olan polis tarafından öldürülmesi, karşı tarafa öfke yüklemek amaçlıdır.
Düşman, Türk devletinin kolluk gücü olan bir polisin, bir başka devletin kamu görevlisini öldürmesiyle ikili ilişkilerin gerilmesini ve daha yeni düzelen Türk-Rus ilişkilerini, Rusları öfkelendirerek, kinlendirerek, yönetmeyi amaçlamıştır..
Bir çeşit toplumsal zihin dönüştürme işlevi görmesini istediği cinayet, bereket ki beklenen sonucu vermemiştir. Tam tersine, ilişkilerin olumlu yönde gelişmesini tetiklemiş görülüyor.
Bu olayın diğer bir kaç önemli boyutu daha var.
Birincisi, FETÖ halen dahi kamu gücünü bunca işten çıkarma ve tutuklamalara rağmen kullanabiliyor. Bundan sonra da kullanacak demektir.
İkincisi, 15 Temmuz'da silahlı şiddete başvursa bile, bireysel anlamda terör eylemi hiç yapmamıştı. Bu olay bir başlangıçtır. FETÖ, Rus elçinin öldürülmesiyle yeni bir yola girdiğini açıkça ortaya koymuştur.
Bundan sonra dünyada İslami kimlikli, yeni bir terör tipi ortaya çıkmıştır. Bu bir çeşit okumuşlar terörüdür. Yani kravatlı terör.
Üçüncüsü, İslami, dolayısıyla dini bilinci Allah'ın hiç istemediği biçime getirmiştir. Olayı yapan polise, hem kendisini, hem zarar vermek istediği bir devlet temsilcisini öldürterek, ölümlerine sebep olmuş, ancak kendisi zarar görmemiştir...
Demek ki FETÖ, sadece başkalarını değil, kendi adamlarının da kişisel amaçları ve çıkarı için ölmelerini gerektirecek emirler vermekten çekinmiyor. Hâlbuki 15 Temmuz'a kadar kendini açık edecek, herkesin uluorta içinde silah kullanmıyordu. Onun tek amacı devleti haşlanmış kurbağaya döndürmekti.
Kurbağa, ani sıcaklık ve soğuklara karşı zamanında tepki verir. Ancak mesela soğuk suyun içine atıp bir kazana koyduktan sonra kazanın altını yaksanız, tam haşlandığı sırada vücudu refleksif duruma geçer ama artık iş işten geçmiştir. Haşlanıp kalır. FETÖ'nün amacı da buydu. Türkiye'yi ele geçirdiğinde artık devlet karşı koyamaz olacaktı.
Dördüncüsü, FETÖ, artık uluslararası güçlerin yeni vesayetçisi olarak okumuş-yazmış kültürlü teröristler ordusunu yönetecektir. Bu olan, bir başlangıç olarak düşünülebilir.
Eğer öyle ise hiç şüphesiz bunun gerisini getirecektir.
Kravatlı terörizmin Rus Büyükelçiye saldırısı açık ve silahlı saldırı. Bu aynı zamanda meydan okuma olarak da yorumlanabilir. Nitekim Türkiye'ye vermek istediği mesaj sadece "istersem ilişkilerinizi bozarım" değildir. "Artık vesayet savaşlarında ben de varım. Ve ben, tahmin edemeyeceğiniz yöntemlerle karşınızda olacağım" anlamına gelebilir.
Bu durumda kravatlı terörizm, alışılmış tekniklerin yerine okumuş-yazmışların kurguladığı teknikleri kullanacak demektir.
Peki, nasıl teknikler?
Elbette bunları bilmiyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti devleti, kendisine yönelik tehditlere karşı aklı başında adamlarla bir yol haritası ve plan yapmalıdır. Meseleye AKP merkezli bir anlayışla yaklaşmamalıdır. Toplumsal uzlaşmayı sağlamalıdır. Devlet bürokrasisine işinde yetkin ve liyakatli insanları getirmelidir.
En önemlisi de artık güven vermelidir.