Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Evren Devrim ZELYUT
Evren Devrim ZELYUT

EYT'nin hakkı verilmeden kriz bitmez!

Türk ekonomisi bugün krizde ise bunun nedenlerinden birisi de toplam talebin yetersizliğidir. Yani ekonomide insanlar harcama yapmazlarsa sonuç olarak firmalar da üretim yapacak geliri bulamazlar. Bu işin sonunda ise üretim artmaz, istihdam ise yerinde sayar ya da azalır. O zaman çözülmesi gereken sorunlardan birisi de talebi güçlü kılmaktır. Zaten ekonomide 'Talep' dediğimiz de 'Satın alma gücü ile desteklenmiş satın alma isteği' değil midir?

Hane halkının fakirleşmesi 2013 yılından sonra oldukça belirgin bir hal aldı. Kişi başına milli gelirimiz 12 bin dolardan günümüzde 8 bin doların altına sarktı. Bunun gerekçelerine baktığımızda ise iki sebep görüyoruz:

1-Ekonomi yönetimi 2013 sonrası değişen finansal ve reel ekonomik denklemi çözemedi. İmalat sanayimizin yüksek teknoloji içeren malları üretmesi için, tüm ülkeyi reform sürecine sokamadı. Bu da ihraç gelirlerinin düşük kalmasına neden oldu.

2-Orta ve düşük teknoloji içeren malların üretilip satılmasından elde edilen gelirler de topluma eşit bir şekilde dağıtılmadı. Bütçe dahil tüm kaynaklar iktidara yakın kesimlerine aktarıldı. Geniş halk kitleleri fakirleşti. Bunun sonucunda alım gücü dramatik bir şekilde düşerek, dış şoklarla başlayan krizlerde çok daha çabuk dağılan bir ekonomik sistemin temeli atılmış oldu.

Çözüm neden EYT?

Toplam talep bu kadar hayati bir öneme sahipse neden oluşturulacak politikalarla artırılmıyor? Çünkü ekonomi politikalarını yönetenler 'iktisadi kararlarındaki yanlışları sosyal ve siyasi alandaki eylemleri ile kapatacaklarını hesaplıyor!'

Örneğin, Ayasofya'nın açılması ile dini hassasiyetlere, dış politikada daha agresif tutumlarla milliyetçi duygulara dokunma şeklinde bir taktik anlayış hakim. Ancak bunlar ekonomide sorunları çözmediği gibi unutturmuyor da.

Talebin kuvvetlenmesi, dağılımın adil olmasının önemli bir yolu EYT hakkının teslim edilmesidir. Bu noktada EYT tarafından talep edilen fonlar hibe veya sosyal bir yardım değildir. Çalışıp ter döken emekçilerin hakkıdır. 'Bütçeye oluşturacağı muazzam yük' söylemi ise gerçeği yansıtmamakta, tamamen karalama amacı taşımaktadır. EYT hakkının teslim edilmesi talebin canlanmasına neden olacak, faydası maliyetinin kat kat üstüne çıkacaktır.

Ekonomi politikalarını yönetenler işgücü piyasasına yönelik yasa tekliflerinde sadece patrondan yana değil emekçilerin hakkını da korumalıdır. En son işçilerin esnek ve güvencesiz çalışmasına yol açan torba yasa teklifinin Meclis komisyonunda kabul edilmesi bunun tipik örneklerinden birisidir.

Altını tekrar çizmemiz gereken nokta şudur: Yaratılan milli geliri, kaynakları, bir kesime transfer ederek ekonominin canlanmasını bekleyemezsiniz. Bu tutum getirse getirse ilk seçimde siyasi otoritenin tasfiyesini getirecektir.

O zaman çıkış yolu açıktır: EYT hakkı verilmelidir. İşsizlik fonundan patronlara değil, işsizlere daha çok kaynak aktarılmalıdır. Garanti ödemelere para bulan devlet artık müteahhitleri bırakıp memur ve emekli için kesenin ağzını açmalıdır.

Yazarın Diğer Yazıları