EYT'liye, İşsize para yok! Onlara gelince var!
Türkiye'de konu ne zaman EYT ya da işsizlik maaşı artışı olsa iktidardan hep aynı sözler duyulur: Bütçede kaynak yok! Ama her ne hikmetse o kaynak "garanti ödemelere" hep vardır…
Bir zamanlar "cebimizden beş kuruş çıkmayacak" sözleri ile yapılan köprüler, tüneller, otoyollar için "garanti para ödemeleri" pandemi döneminde bile hız kesmedi… Yaza girerken devletin müteahhitlere yaklaşık 10-11 milyar TL borcu olduğu ifade ediliyordu. Bunun 7 milyarlık kısmı hemen ödendi. Geriye kalan için de ek bir ödeneğin çıkacağına dair söylentiler basında dolaşıyor.
'Emeklilikte Yaşa Takılanlar'ın sorununun çözülmesi için gereken tutar 10-15 milyar TL. Milyonların ihtiyacı olan bu kaynağı onlara vermeyip belirli bir zümreye vermek hak mıdır? Dünya hastalıktan kırılırken bu nasıl doymak bilmeyen bir iştahtır? Cumhuriyet tarihinin en büyük bütçe açığının olduğu dönemde bile, milletin kaynakları bu kesime neden transfer edilir? Sosyal devlete ihtiyaç duyulan bu dönemde neden bu ödemeler ertelenmez? İşsiz kalan milyonlarca vatandaş 'kısa çalışma ödenekleri' ile açlık sınırı altında yaşam savaşı verirken, bu zümrelerin önceliği almasının altında ne yatmaktadır? 1,7 milyon vatandaş 'ücretsiz izine' çıkarılmış, günde 39 TL alırken 'garanti paracılar' ölmüş müdür? Bitmiş midir? Bu ne aceledir?
Sosyal devlet çökmüştür
Pandemi ile en az 10 milyon kişinin işsiz kaldığı bir dönemde aileleri de hesaba katarsak 30-35 milyon kişi açlık/tokluk savaşı vermektedir. 5,5 milyon haneye bin TL yardım yapılmış, gerisi gelmemiştir. Açlık sınırının 2.400 TL olduğu bir ülkede bin TL, kimi, ne kadar kurtaracaktır?
Sadece Türkiye bütçesinin kıt kaynakları değil, kredi genişlemesi de belirli bir zümre elinde toplanmaktadır. Yatırımlara gitmesini umduğumuz bu kaynaklar ise borsaya, altına ve dövize akıtılarak varlık balonları şişirilmektedir. Oysa EYT gibi milyonların hakkı olan bir sistem devreye alınsa, milyonlarca kişiye verilecek kaynak ile ekonomide harcamalar artacak, durgunluktan çıkış hızlanacaktır.
EYT hakkının teslimi bir hibe değildir. EYT, çalışıp ter dökmüş milyonların, analarının ak sütü gibi helal kazanımlarıdır. Bozuk gelir dağılımın düzeltilmesi adına atılacak önemli bir adımdır. Bu bağlamda "çift dikiş" gibi basit bir tanımlama ile bu insanların hem çalıştıkları işlerden hem devletten para alacak olmaları neden göze batmaktadır? Müteahhitler zenginleşirken EYT'linin çalışarak kazandıkları neden sorun edilmektedir?
Türkiye ekonomisi büyük bir hasıla yaratmaktadır. Ancak sorun, bu paranın adaletsiz bir şekilde belirli kesimlere akıtılmasıdır.
Gelir dağılımındaki bu bozukluk sadece bizlerin iddiası değildir. Ekonomi biliminde bir ülkedeki gelir dağılımının adaletli olup olmadığını gösteren 'Gini Katsayısı' ölçümleri de bu adaletsizliği ortaya koymaktadır. Katsayının bire yaklaşması adaletsizliği göstermektedir. Avrupa'da ortalama değer 0,20/0,35 arası değişirken, Türkiye'de bu değer 0,40 ile Afrika ve Orta Amerika'nın sorunlu ülkelerinden sonra dünyadaki en yüksek değerlerdendir.
EYT hakkının teslim edilmediği, işsizlik maaşının, pandemi desteklerinin artmadığı bir Türkiye'de halk geçirdiği bu zor günleri asla unutmayacaktır.