Ergun Göze Aziz Nesin'le niçin kavga etmişti?

R. T. Erdoğan''ın son konuşmasın üzerinden "ensar-muhcir" meselesine devam edecektim. Bir cevap için ara vereceğim.

Ergun Göze''yi anlatmaya lüzum var mı? Bilirsiniz. Türk düşmanlarına karşı kalemiyle büyük mücadele vermiştir.

Karar gazetesinde Yıldıray Oğur, "Suriyeli Mülteciler Yok iken..." (11.05.2022) başlıklı yazısında sözü Ergun Göze-Aziz Nesin kavgasına getirdi, Aziz Nesin''i ihtiramla anarken, Ergun Göze''ye yüklendi.

Egun Ağabey''le yakındık. Yazıları, kitapları bize ön açtı. Kızı Zeynep Uluant da ikinci fakültemden mekteptaşım. Zeynep Hanım edebiyatçı, yazar. Ergun Göze-Aziz Nesin kavgasında meselenin özünü bilen o. Yıldıray Oğur''un ithamlarına bir cevabı olmalıydı. Sözü Zeynep Uluant''a bırakıyorum:

"Her şey bir tweetle başladı. Ümit Özdağ''ın anneler gününde attığı ve annesi Av. Gönül Özdağ''ın rahmetli babam Ergun Göze''ye Aziz Nesin''in açtığı hakaret dâvâsını nasıl kazandırdığını dile getiren tweetle... Ama bu dâvânın kazanılmasında bir mühim ismin de Rauf Denktaş olduğunu söylemeden geçemeyeceğim.

Bu konuda asıl söylemek istediğim, bu paylaşımdan sonra Karar Gazetesi''nde Yıldıray Oğur''un kaleme aldığı yazının babam hakkındaki ve beni acı acı düşündüren bazı satırlarıdır.

Şöyle ki:"Halbuki Özdağ''ın annesinin kazandığını gururla söylediği 1995''deki dava son yarım asırdır Yargıtay''ın verdiği en ırkçı, en hukuksuz kararlardan biriydi.

Dava 1990 yılında Ergun Göze''nin Türkiye gazetesinde Aziz Nesin aleyhine yazdığı iki yazıya dayanıyordu.

"Vatan haini" kavramını bağlaç rahatlığında kullanan, dili çok sert ve sınırsız bir Türk milliyetçisi olan Göze, ''Aziz Nesin ve Türk ordusu'' başlıklı yazıda Nesin''i bir Kıbrıs gezisinde yaptığı konuşma için yine ''vatan hainliği'' ile suçladıktan sonra, 51 yıl önce orduda 23. Tümen İstihkam Bölük Komutan vekiliyken askeri mahkemede aldığı cezayı hatırlatıp ona ''hırsız ve zimmetçi'' demişti."

İsterseniz elli senelik yazı hayatında hiç eğilip bükülmeyen, prensiplerinden taviz vermeyen, Türklükle Müslümanlığı ayrı görmeyen ve artık gerçek âlemde olan Ergun Göze hakkındaki bu iddialara onu en iyi tanıyanlardan biri olarak cevap vereyim. Hem de Ergun Göze- Aziz Nesin Kavgası adlı kitabından ve kendi kaleminden, çarpıcı kısımları vererek... Bu kitabı okuyup okumadığını bilmediğim evlâdım yaşındaki bu genç, Aziz Nesin adlı, millî ve mânevî hiçbir değere saygı göstermeyen yazarın kaybettiği dâvâyı ''en ırkçı, en hukuksuz kararlardan'' biri olarak niteliyor. Neyse burada kendisine milliyetçilikle ırkçılık arasındaki farkı ve Kur''ân-ı Kerîm''in Hucurât Suresi''ni hatırlatmakla kalıp lâfı uzatmadan sözü babama bırakayım. Kendisi kitabın giriş yazısında şöyle diyor:

''Türkiye''de belki ilk defa bir hukuk savaşında fertlerin hakkından önce vatanın ve milletin hakkının korunması gereği hukukî ifadesini bulmuştur. Gerçekten Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Ankara 17. Asliye Hukuk mahkemesinin bizi müteveffa Aziz Nesin''e on milyon TL ödemeye mahkûm eden kararını bozarken şu cümleyi kullanmıştır: ''Türklüğün manevî değerlerine ve ulusal çıkarlarına aykırı hiçbir düşünce koruma göremez." ve sonra şöyle devam eder: ''... Bu karar bütün solcuları bilhassa azılı Marksistleri kahretti. Onlara Türkiye Cumhuriyeti kanunlarını suiistimal etme ve sureti haktan görünme kapılarını kapattı.'' Ve sekiz sene süren bu zorlu mahkemenin bütün devreleri belgelerle birer birer anlatıldıktan, özellikle Aziz Nesin''in Kıbrıs Rum kesiminde Türkler aleyhine yaptığı faaliyetler verildikten sonra ''Sonuç'' kısmından aldığım şu satırlarla meseleye nokta konur:

''Allah''a hamdolsun ki bu dâvâda hakkımda ileri sürülen iddiaların daha doğrusu iftiraların hepsini çürütmeyi, vesikalarıyla aksini ispat etmeyi bana nasip etti (...) Böylece idealime ve dâvâma bir noksan getirmemiş oldum (...) Türk adliyesinin bu kararını, Kıbrıs Dâvâsının emini Rauf Denktaş''a ithaf ediyorum. Çünkü kavga Kıbrıs yüzünden çıkmıştı (...) Evet, nerede kalmıştık. Aynı noktada: İyi ile kötü. Dünya durdukça bu kavga devam edecek, kavgacılar öldükten sonra bile. İyi de kötü de kendini iyi ve haklı bilecek, görecek. Bir gün bütün kavgacılar ölüp ister inansın ister inanmasınlar Ulu Tanrı''nın huzuruna çıkınca kimin iyi kimin kötü olduğu o zaman meydana çıkacak. Ve hiçbir ödül o günkü ödüllere benzemeyecek.''

Evet, maalesef anlaşılıyor ki Aziz Nesin''in mahkûm olması sadece azılı Marksistleri kahretmemiş. Ergun Göze zamanında Fethullah Gülen tehlikesine karşı da onlarca yazıyla iktidarı uyarmış ve vefatından epey sonra da olsa haklı çıkmıştı. Ama bu genç yazar da dâhil olmak üzere birçok kişi kendisinin öngörü ve tecrübesinden lâyıkıyla faydalanamamış ve memleket uçurumun eşiğine gelmişti, üstelik tehlike gene de geçmiş değildir. Asıl üzücü olan, muhafazakâr kimliğiyle ön plana çıkan bir gazetede bu satırların yayınlanmasıdır ki Ergun Göze de yazı hayatının son dört senesinde Halk''a ve Olaylara Tercüman''da özellikle Türk adını anmaktan kaçınan, onu Müslümanlıktan ayrı gören zihniyetle mücadele etmişti. Ama hakikat her zaman kazanır vesselâm... Ne mutlu ki onu hâlâ rahmet ve minnetle anan çok sayıda seveni ve okuyucusu bulunmaktadır."

Zeynep Uluant

Yazarın Diğer Yazıları