‘Emaneti ehline veriniz’
Türk Dil Kurumu’nun kuruluş maksadı bellidir. Zaten ilk adı Türk Dili Tetkik Cemiyeti’dir.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ilmî çalışma yapması gereken bu kuruluşa rahatlıkla “Talimat verdim, Kürtçe/Türkçe sözlük hazırlanacak.” diyebilmişti. Bunu TDK Başkanıyla birkaç defa konuştum. Dışarıdan ve üstelik Türk dili ve edebiyatı bölümünden mezun, Kürtçeyi bilen üç isimle görüşmüşler, ilkokullar için TDK’nın daha önce yayınladığı Türkçe sözlüğün karşılığı olacak iki taraflı (Kürtçe/Türkçe-Türkçe/Kürtçe) kitap hazırlanmasına başlanmıştı.
Çok önce yazmıştım... Türkiye’de bütün bölgeleri, bütün etnik yapıları, bütün dilleri araştıracak enstitüler olmalıdır. Bu bizim, hadi Başbakan Recep T. Erdoğan’ın adını koymadan söylediği gibi söyleyelim, “tek millet”in eli, kolu, ayağı ve hatta parmakları ve hatta ağzı, burnu, kulağı; kısaca bütün uzuvları yerli yerince bedene dengeli oturtmalıdır ki, o bedene can veren ruh şetâretini yitirmesin.
Gerçi şu anda atılan bütün adımlar siyasidir; insanlarımızı ayrıştırmak, birbirine yabancılaştırmak içindir. Kimse inkâr etmesin, PKK’nın talepleri yerine getiriliyor. Sanki bu adımlar atılırsa, hak yerini bulmuş olacak, onlar silâhları bırakacaklar, düze inecekler! Buna inanmak için ya aptal olmak lâzım, ya art niyetli... Neyse bu hususları açmayalım.
Niye durup dururken tekrar bu meseleye girdim?
TDK’ya “talimat verilmesi” meselesi çok tartışıldığı gibi, bu kuruluş da töhmet altında bırakıldı... Kendi gayesi dışında bir çalışma yaparsa iğreti duracak.
Üniversitelerin bünyesinde, Kürtçe üzerine çalışan kuruluşlar var... Bölümler açıldı.
Mardin Artuklu Üniversitesi’nde 20 kişilik bir kadroyla faaliyet gösteren bir enstitü mevcut.. Başındaki zat aynı zamanda üniversitenin rektör yardımcısı Prof. Dr. Kadri Yıldırım. Kadri Bey, İlâhiyat Fakültesi mezunudur. İhtisası Arap dili üzerinedir. Bir ara Zerdüşt’ün peygamber olabileceğine dair görüşleri tartışılmıştı. (Ben de bu vesileyle kendisini aramış, ayrıntılı konuşmuştum. Daha o konuya girmedim. Zerdüşt meselesine D. Ahsen Batur’un devasa eseri “Kürdoloji Yalanları”nda -Selenge Yay.- birinci el kaynaklara dayanılarak nokta konulmuştur. İleride yazacağım.)
Prof. Dr. Kadri Yıldırım Bey’e: “Böyle bir sözlük çalışmasını asıl sizin yapmanız gerekmez miydi?” diye sordum. Her türlü donanıma sahip olduklarını, esasında kendilerine bu işin sorulması gerektiğini söyledi. Ve “Emanet(leri)i ehline veriniz” âyet (Nisâ, 4/58) ve hadisini (İbn Hişâm) hatırlattı.
TDK’nın hazırladığı sözlükler, haziran sonu itibarıyla basılacaktı. Eğer daha basılmadıysa, bunun üniversiteye devri daha uygun olmaz mı? TDK hak etmediği tartışmaların da dışında bırakılmış olur.
Prof. Dr. Mustafa S. Kaçalin kardeşim ne dersin?