Ekonomide en kritik gün geliyor!
Keşke, keşke diyorum Lira'nın değer kazanması Türkiye'nin yüksek teknoloji içeren mal üretiminin patlayıp, kasanın ağzına kadar dolar ve euro ile dolmasına bağlı olsaydı…
Keşke Covid aşısını bulan Dr. Özlem Türeci ve Prof. Dr. Uğur Şahin'in BioNTech firması Almanya'da değil de Türkiye'de olsaydı, geliştirilen aşıyı Türkiye satıp milyarlarca dolara kavuşsaydı…
Ne yazık ki kuru 8,50'den 7 seviyesine getiren dinamik 'Kırk katır mı, kırk satır mı?' sorusunun cevabıdır. Yani faizlerin artacağına dair verilen kuvvetli sinyallerdir. Kuru düşürerek dışa bağlı sanayimize, girdi maliyetleri adına, soluk alma imkanı verirken, bu sefer de faiz artışı ile kredi maliyetlerini artırarak, yatırımların olumsuz etkileneceğini görmüyor muyuz? Piyasada esen bahar havasını anlamak çok ama çok zor…
Gelecek için karamsarlığı artıran, kurun ilk fırsatta tekrar 8,50 seviyesini deneyeceğini gösteren işaretler ise şunlar:
1-Yeni Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan 'piyasa dostu mikro reformlar' yapılacağını söylüyor. Ekonomide çok net bir durum var, yüksek teknoloji içeren ürün satamadığımız için cari açık veriyoruz. Merkez Bankası'ndan gelen son rakama göre Eylül 2020 tarihinde verdiğimiz açık 27,5 milyar dolara ulaştı. İşin kötüsü bu açıkları fonlayacak rezerv de ekside. O zaman yapılması gereken sayın bakanın dediği gibi 'mikro reformlar' mıdır? Yoksa dev yarı mamul/ hammadde üreten tesisleri kurmak için büyük bir reform hareketi midir?
2-CB Erdoğan ise yaptığı açıklamada hala, 'faiz sebep enflasyon neticedir' diyor. Yani hala talimatla faiz indirmenin çözüm olabileceğini düşünüyor. Ancak 8,50 kur seviyesindeki sıkışmanın verdiği etki ile 'Acı reçete' ve 'Enflasyon düzeyindeki faizler'den de bahsediyor. Bu seferlik yüklü bir faiz artırımına yeşil ışık yakıyor. O zaman şu soruyu sormaz mıyız? Madem faiz artacaktı neden 100 milyar doları kuru tutmak için heba ettiniz?
En önemli nokta ise konuşmasında reform vurgusunun oldukça az olması. Sadece 'reformlara devam edilecek' deniliyor. Oysa hangi reform başlamıştır ki, devam etsin? Bugün enflasyonun iki nedeni vardır: Gıda ve Sanayi ürünleri. Gıda fiyatını düşürmek için hangi tarım reformu yapılmıştır? Bir zamanların buğday üretim merkezi Konya'da, Ayçiçek üretim merkezi Trakya'da çiftçi mağdurken gümrük vergisini düşürerek ithalata kapı açmak mı çözümdür? İmalat sanayinin bağımsızlığı için şu zamana kadar ne yapılmıştır?
Bütün bu tabloda en kritik gün ise 19 Kasım olacaktır. Zira tüm piyasa soluğunu tutmuş, bu tarihte en az 300 baz puan faiz artırımı beklemektedir. Faizle kuru ne kadar düşürebiliriz? Bunu hep beraber göreceğiz ama çok uzun sürmeyecek. Çünkü Lira'nın değerinin dengelenmesi için kalıcı çözümler ufukta gözükmüyor.