Duydunuz mu? Bektaşî Devleti kuruluyor!

Arnavutluk’ta Vatikan benzeri Bektaşî devleti kurulacakmış. Bu açıklamayı Arnavutluk Başbakanı Edi Rama bizzat yapmış.

Edi Rama’yı tanımıyorum. Arnavutluk’a gidip geldiğimde önde olan bir siyasetçi değildi. Yoksa onu da yoklardım. En önde gelen siyasetçi Sali Barişa (1944- ) idi. 1992’de en katı komünist rejimlerden biri olan Enver Hoca (1908-1985) rejimi yıkıldı, tıp doktoru Sali Barişa cumhurbaşkanı seçildi. 1992’den 1997’ye kadar bu makamda kaldı. Sonra 2005-2013 arası başbakanlığı üstlendi. Sali Barişa ile komünist rejim yıkıldıktan hemen sonra ve muhalefete geçtiği yıllarda konuştum. Sali Berişa’dan sonra Cumhurbaşkanı olan Prof. Dr. Recep Maidani ile de uzun bir röportajım var.

Arnavutluk deyince Bektaşîler akla gelir. Balkanlar’da Sadece Arnavutluk değil Makedonya’da da Bektaşîlerin belirli bir nüfusu bulunuyor. İki tarafta da Bektaşîleri araştırdım. Hem Sünnî kimliğiyle hem Bektaşî kimliğiyle ayrıntılı röportajlar yaptım. (Buna sonra geleceğiz.)

“Bektaşî Devleti” derken, asıl kastedilen nedir? Devlet içinde bağımsız bir devlet mi?

Arnavutluk’un başşehri Tiran’ın doğusunda belli bir alan Bektaşîliğin merkezi. Bektaşiliğin en üst birimi dedebabalık. Dedebabaların huşuyla ziyaret edilen mezarları var. (Bir derviş, dedebaların mezarında yeri öperken fotoğrafını da çekmiştim.)

Türkiye’de tekkeler ve zaviyeleri kapatılınca bizdeki Salih Niyazi Dedebaba (1876-1941) Arnavutluk’a gitmişti. Onun kabri de o mekânda. Kutsiyet atfedilen bu mekân belli ki Bektaşî Devleti’nin başşehri olacak. Devlet içinde devlet, başşehir içinde başşehir.

O mekân Tiran’da Ali Demi Mahallesi olarak geçiyor. Bu mahallede tekkeyi inşa ettiren de Hecıbektaş’tan giden Salih Niyazi Dedebaba’dır.

Roma’da Vatikan’a nasıl gittiğim aklıma geldi. Roma tren istasyonun önünde otobüs durağı vardı. 64 numaralı halk otobüsüne binmiş, Vatikan’a varmıştım!

Tiran’dan da halk otobüsüne binilecek, 15 dakikada bir devletten bir devlete geçilecek!

Bektaşî Devleti kurulunca Cumhurbaşkanı da “dedebaba” sıfatını taşıyan Bektaşiliğin bir numaralı ismi olacaktır.

Arnavutluk Başbakanı Edi Rama, devlet içinde devlet kurulacağını neden bir Amerikan gazetesine açıkladı? Bunda bir iş var. Kokusu çıkar. Biz yine “kurulacak devlet” üzerinden yürüyelim şimdilik. Bektaşîlerin ABD’deki varlığı üzerinde de duracağım. Arnavutluk’taki “Bektaşî Devleti” ile ABD arasında bir ilişki olabilir mi? Olabilir. Yazacağız.

Edi Rama’nın The New York Times gazetesindeki mülâkatının haberini bizdeki basın yayın organları “Başbakan Edi Rama, dini hoşgörüyü teşvik etmek için Bektaşilere, ‘Vatikan tarzı’ bir anklav vermek istiyor.” diye geçtiler. (Anklav: Tamamen başka bir ülkenin sınırları dâhilinde yer alan yabancı toprak parçası.)

Edi Rama’nın dediğine bakılırsa amacı “Arnavutluk'un gurur duyduğu hoşgörülü bir İslâm anlayışını teşvik etmek”miş.

Şu dile getirilmiyor: Arnavutluk İtalya’nın karşı tarafı. Aradaki mesafe kısa. Vatikan’ın Katolik Arnavutlar üzerinde etkisi büyük. Arnavutluk’ta gösterişli kiliseler inşa ediyorlar. Maksat sadece Katolikleri ihya etmek mi?!

Arnavutluk’a ilk gidişim komünistlik yıkıldıktan hemen sonra idi. Maksadım, yıkımı görmekti. Ve gördüm. Sonraki gidişlerimde Müslüman ve Hristiyan kesimlerinde gelişmeleri, Hristiyanların aldıkları yolu, Türk Diyanet’in Arnavutluk’taki faaliyetleri yanında Suudi Arabistan merkezli Vehhabîlerin etkilerini de gördüm.

Edi Rama, Vatikan gibi bir devlet kurulacağını söylediğine göre yeni kurulacak devletin ordu, sınır muhafızları ve mahkemesi olmayacakmış.

Pasaportun rengini bile belirlemiş Edi Rama. Pasaportun rengi yeşilmiş. “İslâm”la “yeşil” renk arasındaki bağlantıyla bir ilgisi var mı, pasaportun? Herhâlde bunu açıklarlar.

Türkiye’deki Bektaşîlerin de söyleyecekleri var. Ona da geleceğiz.

Yazarın Diğer Yazıları