Devlet Bahçeli’nin kitabını ilk kim yazdı?!
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli’nin hayatının kitabı yazılmış. Yakında raflardaymış. Bilinen biri mi yazdı, ekip mi yazdı bilmiyoruz.
Bütün basın yayın organlarında bu haber var.
Haberi MHP’nin uzantısı Türkgün gazetesinden alıyoruz:
“Milliyetçi Hareket Partisi'nin (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türk siyasi tarihinde önemli bir yere sahip. Siyasete ömrünü adamış olan Devlet Bahçeli, bu süreçte darbelere, muhtıralara ve siyasi hesaplaşmalara tanıklık etti.
Türk demokrasi tarihinin önemli aşamalarına tanık olan MHP Lideri Bahçeli'nin bu tanıklıkları ve hayatı kitap oldu. MHP Lideri Bahçeli, bu kez Meclis kürsüsünde değil kitap raflarında yerini alacak ve sayfalarından sevenlerine seslenecek.
Devlet Bahçeli, siyasi mücadelesini, ödediği bedelleri ve inandığı ülküyü bu kitapla okuyucularıyla buluşturuyor.
'Bir Ülküye Adanmış Ömrün Anlatılmamış Hikayesi' adlı kitap, yakında raflarda yerini alacak. Ve aynı zamanda da Türkiye'nin yakın tarihine ışık tutacak.”
Nasıl bir kitap çıkacak, özel bilgiler verilecek mi? Yoksa sadece övgüler mi yer alacak. Onu da bilmiyoruz.
***
Hatırlatırım... Devlet Bahçeli’ye dair ilk kitabı biz ortaya koyduk: “Milliyetçi Hareket’te Yeni Dönem ve Dr. Devlet Bahçeli”.
Yine hatırlatırım... Genel başkan seçilmeden önce de seçildikten sonra da ilk röportajları biz yaptık.
Bahçeli’nin kitabını yazan/yazanlara bir hatırlatma daha...
1997’de Genel Başkan seçildikten sonra ilk yurt dışı gezisinde de biz vardık.
Devlet Bahçeli’den genel başkan seçildikten sonra bir şey istedim. İlk yurt dışı gezisinde “gazeteci” olarak bulunacaktım. Ayrıca Türk ülkelerine yapacağı ilk gezide de olmak istiyordum. O sıralar zaten bir ayağım yurt dışındaydı. Bahçeli “olur” demişti. İlk Almanya ve Fransa gezisine katıldım. O zaman yazdığım gazetede dizi olarak çıktı. Sonra kitabımızın diğer baskılarına girdi.
Bahçeli Başbakan Yardımcısı’ydı. Çin’den davet almıştı. Türk bölgelerine de geçecekti. Bahçeli’nin “kimliği” bilindiği hâlde davet şaşırtıcıydı. O sıra haftalık çıkardığımız Türkhaber’in başındaydım. Rahmetli Mehmet Gül İstanbul milletvekiliydi. Rahmetliyle küçüklükten beri bir aradaydık. Bizde de yazıyordu. “Çin’e gidiyoruz.” dedi. Bahçeli ona “Sen de gel” demiş. “Aman bütün geziyi ayrıntılı yaz.” dedim. Rahmetlinin kalemi sağlamdı. Biliyorsunuz o, “Nâzım Hikmet Memleket mi? - Diren Son Lenin Heykeli” kitabını yazmış, belli kesimlerin huşu içinde andıkları, şişirdikçe şişirdikleri Nâzım Hikmet Ran’ın gerçek yüzünü bütün çıplaklığıyla ortaya koymuştu.
Mehmet Gül, Bahçeli’nin gezisini ayrıntılı yazdı. Biz de Türkhaber’de dizi olarak verdik.
Bu tarihî notlar da yeni çıkacak kitapta yer alıyor mu?
***
Bizim “Milliyetçi Hareket’te Yeni Dönem ve Dr. Bahçeli” kitabımızda, birçok ayrıntı var. O dönem, ailesinin yaşadığı Osmaniye’ye kadar uzandım. Ablaları, abileri tertemiz Anadolu insanları. Aralarında 13 yaş farkı olan Rahmetli Turan ağabeyiyle, talebelik yıllarında Ankara’da da bir arada oldukları 3 yaş büyük Servet ağabeyiyle, bir ablasıyla ayrıntılı konuşmuştum.
“Turan”, “Servet”, “Devlet” isimleri dikkatimi çekmişti. Servet Bahçeli’ye bu isimlerin nasıl konulduğunu sormuştum. Kitabımızdan aktarıyorum:
“Babam rüya görmüş. Biri rüyasında:‘Allah zengin bir devlet nasip etsin’ demiş.Babam da benim adımı ‘Servet’, küçüğümün adını ise ‘Devlet’ koymuş. Büyüğümüz de Türk birliğini temsilen ‘Turan’ olmuş.”
***
Şu anda hükûmetin varlığının iki dudağı arasında olan Devlet Bahçeli’ye dair ilk kitap “Milliyetçi Hareket’te Yeni Dönem ve Dr. Devlet Bahçeli”nin nasıl ortaya çıktığını “Sunuş” yazımızdan okuyalım:
“Televizyonda hiç görünmedi, hiçbir zaman bir basın toplantısı düzenlemedi. O, Milliyetçi Hareket’in lideri Alparslan Türkeş’in ya gençlik müşaviri ya danışmanı ya genel sekreteri ya da yardımcısı idi. 4 Nisan 1997’de Türkeş dar-ı bekaya irtihal edince, genel başkanlık yarışında hiç tereddüt etmeden adaylığını koydu.
Devlet Bahçeli kimdir? Kamuoyunun yakından bildiği diğer adayları geride bırakarak başkanlık seçimini nasıl aldı? Nerede doğdu? Nerede yetişti? Arkadaşları onun için ne dediler? Neyi sever, neyi sevmez?...
Devlet Bahçeli'yi konuşturmak hiç kolay olmadı. ‘Benim hayatım dümdüz ülkücü çizgidir... Zikzak yoktur k i, renkli olsun.’ dedi.
İptal edilen 18 Mayıs 1997 kongresinden sonra Devlet Bahçeli’nin seçileceği belli olunca, onun propaganda gezilerini takip ettim... Konuşturmak, çevresiyle ilişkilerini anlamak, halkın teveccühünü görmek için, Elazığ'dan, Antalya'ya; Isparta’dan Afyon’a birlikte dolaştım.
Memleketi Osmaniye'ye gittim. Ata ocağı Hasanbeyli'ye kadar uzandım.
Dr. Devlet Bahçeli'yi tanıtabilmek için tanımaya çalıştım...”
***
Devlet Bahçeli aynı zamanda titiz bir yazardır. Titizliğinde elbette akademik kariyerinin yeri vardır.
Kitabımızdan bilgi aktarmaya devam ediyoruz:
“Dr. Devlet Bahçeli zaman zaman gazete ve dergilere yazılar yazmıştır. ‘Milliyetçi Çizgi’, kendisinin finanse ettiği haftalık bir gazetedir. 72 sayı çıkmıştır. ‘Milliyetçi Çizgi’ imzasıyla çıkan yazılar ona aittir. Bazı takma adlar da kullanmıştır.
Dr. Devlet Bahçeli’nin ‘Mehmet Nihat-Emre Cemiloğlu’ adıyla iki imzalı "Türk Siyasi Hayatında Milliyetçi Hareket - Tarihi Gelişimi, Partileşme ve İdeoloji- (Ankara 1995, 131 sayfa.) adıyla önemli bir kitap da yayımlamıştır.”
Bahçeli’nin kendi adıyla 28 Şubat 1986 günü Tercüman gazetesinde yayımladığı “Sağda Birleşme: Niçin ve Nasıl?” başlıklı makalesinden bir bölümle köşemizi kapatalım:
“Sağ ve sağcı olarak nitelendirilen kesim, Türkiye'de ilk demokrasi uygulamasından, yani 1946'lı yıllardan bu yana seçim sonuçları verileri incelendiğinde Türk seçmenin %60'ını oluşturan bir çoğunluktur. Tek bir parti bünyesinde toplanması halinde siyasi iktidarın sürekli sahibi demektir. (...)
Sağ eğilimli kesim, Türk milletinin üstün vasıflarını bilen ve yaşatan, tarih şuuruna sahip, dinine, milli kültürüne, örf ve adetlerine bağlı bir kesimdir. Bu bakımdan, sağ kesim maddeci değil maneviyatçıdır, beynelmilelci değil, milliyetçidir, tutucu değil gelişmecidir, ayırımcı değil bütüncüdür, dayanışmacıdır ve demokrattır. (...)”
Yazının sonu:
“O halde, sağlıklı ve sağ birleşmede ülkemiz ve milletimizin yüksek menfaatleri açısından büyük fayda ve zaruret görenler, bu düşüncelerinde samimi iseler, hissi davranışlardan kurtulup, gerçekleri görmelidirler. Kanaatimiz odur ki, Türkiye'de dün olduğu gibi bugün de iki zihniyet mücadele etmektedir. Gelecekte de edecektir. Materyalist sol düşünce yeni oluşumlar ve gayretler içerisinde iken, Türk milliyetçileri gaflet uykusunda olamazlar.
Dr. Devlet Bahçeli”
***
Bahçeli’ye dair yeni çıkacak “Bir Ülküye Adanmış Ömrün Anlatılmamış Hikayesi”nde daha anlatılmamış ne olabilir?!