Bu krizden çıkış umudumuz kalmadı
Yaşamakta olduğumuz ekonomik krize çözüm için 2023 Haziran ayında ekonomi yönetimi oluşturuldu. Bu yönetim kendi önceliğini açıkladı. Döviz bulmak ve mali disiplin sağlamak.
Döviz buldu ve fakat sıcak para olarak buldu. Doğrudan yabancı yatırım sermayesi yine gelmedi. Çünkü sıcak para bir ekonomide kırılganlığı artırır. Sıcak paranın girdiği ekonomilere doğrudan yabancı yatırım sermayesi girmez. Oysaki krizden çıkış için, teknoloji getirecek, katma değer yaratacak, istihdam yaratacak doğrudan yabancı yatırım sermayesi gereklidir.
Sıcak para hızlı girer ve çıkar. Türkiye’de siyasi ve sosyal bir sorun riski olursa hemen çıkar ve kriz derinleşir.
Mali disiplin, kamu da tasarrufla yaratılır. Kamuda tasarruf için Cumhurbaşkanı 2024 / 7 tasarruf genelgesini yayınladı. Bu genelgede “kamu kurum ve kuruluşlarınca 3 yıl süreyle her ne şekilde olursa olsun, yeni taşıt edinilmeyecektir.” Ancak savunma ve güvenlik hizmetleri için ihtiyaç duyulan taşıtlar acil ve zorunlu hallerde edinilecektir” deniliyor.
Aslında sorun kamuda kullanılan lüks yabancı arabalardı, bunlar kalıyor. Trafik ve asayiş hizmetleri için anlaşılan acil ki, dört gün önce 7 bin 204 araç alındı. Gerçekten bu kadar acil mi? Dahası bu araçların emniyetten diğer dairelere tahsisi de yapılabilir. O zaman hülle yoluyla hükümet kendi genelgesini aşmış olur.
Geçen hafta tüm medyada Sayıştay denetim haberleri vardı. Bir örnek;
Dış işleri Bakanlığın 2022 yılında gerçekleştirdiği bazı işlemleri 2023’te yapılmış gibi muhasebe kayıtlarına geçirdiği ve yurtdışı ödemeleri sebebiyle oluşan kur farklarını ise “personel gideri” gibi gösterdiği tespit edildi.
Sayıştay denetimi özetle, 2023 yılında kamuda ve AKP’li belediyelerde israfın ve yolsuzluğun arttığını ortaya çıkardı.
- 2022 yılı Ocak Ağustos bütçe 33,1 milyar lira fazla verdi.
- 2023 aynı dönemde 383,4 milyar lira açık verdi.
- 2024 aynı dönemde bu açık yüzde 153,9 oranında artarak, 973,5 milyar liraya yükseldi. Ağustos ayı yıllık TÜFE oranı olan yüzde 51,97’yi üçe katladı.
- Yani ekonomi yönetimi mali disiplin dedi ve fakat tersine bütçe açığı reel olarak 3 kat arttı.
Bu tablonun tek açıklaması var; Demek ki bugünkü Cumhur İttifakı kamu imkanlarının paylaşılması üzerine kurulmuş. Böyle ise bu düzeni kimse bozamaz. Aksi halde Türklüğü reddeden ve ümmet isteyen bir hüda par ile adı milliyetçi olan bir MHP aynı ittifakta nasıl ortak olur?
Geldiğimiz yerde, Mehmet Şimşek, kamuda tasarruf dedi ve fakat tersi çıktı. Kendisi iyi niyetli olabilir, ancak sistem buna izin vermiyorsa, görevini yapamıyor demektir.
Kriz döneminde kamuda tasarruf olmadı o zaman vergileri artıralım derseniz, bu yol İktisat mantığına ve dezenflasyonist politikalara ters olur.
Mamafih, sonuç ortada, 2023’te bir milyon firmanın 447 bin 227‘si zarar etti.
Vergi artışları ile bundan sonra da yerli ve yabancı yatırım eğilimi düşecek, Yurt dışına sermaye çıkışı hızlanacaktır. Ekonomide daralma yaşanacak. İşsizlik artacak, mal ve hizmet arzında daralma, maliyet ve fiyat artışına neden olacaktır.
Elbette, ekonomiyi soğutmak için toplam talebi kısmak ve büyümeden fedakarlık etmek gerekir. Ama bu hassas bir dengedir. Vergi düzenlemesi bu dengeyi bozdu ve krizi derinleştirecektir.