Trump dönemi Türkiye-ABD ilişkileri nasıl olur?

Bizim siyasetçiler kadar olmasa da, Trump her alanda belirsizlik demektir. ABD’de Trump’ı frenleyen devlet ve kurumlar var. Söz gelimi FED Başkanı Powell, Trump istese de istifa etmem dedi. Bizde kurumsal yapıda, demokrasi ve hukukta zafiyet oluştuğu için, hükûmeti frenleyen bir sistem de kalmadı.

Yine de Türkiye-ABD siyasi ve ekonomik ilişkilerin geleceği, her durumda riskler barındırmaktadır. Bazı tahminler yapılabilir.

Geçmiş Trump döneminde önemli bazı ilişkilere bakarsak gelecek pek umut vermiyor;

Siyasi ilişkilerde, 2018 yılı Rahip Andrew Brunson olayında ABD Türkiye’ye yaptırım kararı almış, Trump, Erdoğan’ı tehdit etmişti.

2019’da Rusya’dan S-400 sistemlerinin satın alınması nedeniyle, Türkiye F-35 projesinden çıkarıldı. Kongre Türkiye’ye yaptırım kararı aldı.

YPG/PYD’ye doğrudan silah ve cephane yardımı Trump ilk döneminde başladı. Trump, Kuzey Suriye konusunda “Sert adamı oynama. Aptallık etme! Seni sonra arayacağım” diye diplomatik dilden uzak bir mektup yazmıştı.

Sayın Cumhurbaşkanı, “Yeniden ABD Başkanı seçilen dostum Donald Trump’ı tebrik ediyorum.” dedi. Ülkeler arası ilişkilerde kişisel dostluk değil, ülke çıkarları ön planda olmalıdır. Kaldı ki dostluk sözü karşılıklı olmazsa, zafiyet algısı da yaratabilir.

ABD’de Heritage Foundation "Proje 2025" planı uygulanırsa, ABD-Türkiye ilişkileri pozitif yönde gelişebilir. Bu planda dış politika bölümünü Trump'ın önceki dönemdeki dış politika danışmanlarından Kiron Kanina Skinner yazmış. Türkiye için getirdiği öneriler;

*“Türkiye'yi Batı saflarında ve bir NATO müttefiki olarak tutmak” gerekir.

*“Türkiye'yi Rusya ve Çin ile yakın politika yolundan caydırmak için; YPG/PKK'ya sağladığı desteği yeniden değerlendirmek gerekir” şeklindedir.

Trump, bu projeyle doğrudan ilişkim yok dedi ve bazı önerilere katılmadığını açıkladıysa da, bu öneriler mantıklı ve ABD çıkarına uygun olduğu için etkili olacaktır. Kaldı ki, bu öneriler Trump’ın açıkladığı Orta Doğu’da gerginliği azaltma politikasına da uyuyor.

Ekonomik ilişkilere gelince;

Trump, Türkiye’yi Batı’da kalmaya ikna ederse, bu yolla Türkiye eksen kayması yaşamazsa, yeniden demokrasi ve hukukun üstünlüğü oluşur, kalkınmamız hızlanır, halkın refahı artar.

ABD ile olan dış ticaret ilişkileri siyasi ilişkilerden az etkilenir. Ancak geçmiş dönemde 2018 yılında Trump yönetimi, Türkiye'den ithal edilen çelik ve alüminyum ürünlerine ek gümrük vergileri uyguladı ve Türkiye ihracatı zarar gördü.

Bundan sonra da Trump'ın korumacı politikası çerçevesinde; uygulayabileceği ek gümrük vergileri ve yaptırımlar, Türkiye ekonomisi üzerinde olumsuz etkiler yaratacaktır.

Türkiye 2021 ve 2022 yıllarında ABD ile olan dış ticaretinde fazla verdi. Bu sene ilk on ayda ise dış ticaret dengesi başa baş sayılacak bir düzeyde kaldı. (0,4 milyar dolar açık var.)

Oysaki bu sene ilk on ayda Rusya ve Çin’e karşı 76,4 milyar dolar dış ticaret açığı verdik.

Parantez içinde söylemek gerekirse, Türkiye varlıkları çok yüksek bir ülke, zira Osmanlı’da kapitülasyonlar, şimdi de dış ticarette 2003 yılından beri artan, Rusya ve Çin hegemonyasına rağmen yine de ayakta kalıyoruz.

Türkiye, Batı’dan ve ABD’den uzaklaşıp, Rusya ve Çin ittifakı çemberine girerse, ekonomide kan kaybımız telafi edilemeyecek boyutlara ulaşacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları