Düşmanlığın bu derecesi!

İnsanları rencide ederek, tarihi silerek kültür hizmeti verilemez. İsimler değiştiriliyor. İmkân elimizde ne istersek onu yaparız modundalar. Hâlbuki tartışmaya meydan vermemeleri, gönül kazanmaları lâzım. Ne yazık ki, bir kesimi düşman görüyorlar. Akılları sıra "100 yıllık ara dönem"i kapatmak istiyorlar. Topuklarına sıkıyorlar desem yeridir.

M. Kemal Atatürk'ün Maarif Vekili (Millî Eğitim Bakanı) Mustafa Necati'nin kendi mülklü olan evinin adını değiştirip hiç olmayacak birinin, en ağır sıfatla M. Kemal'i ima eden Nuri Pakdil'in adını verdiler.

Gazeteci, yazar, şair A. Yağmur Tunalı, Mustafa Necati'nin asıl kim olduğunu yazdı. Okuyayım:

"- Devletimiz, Ankara Mithatpaşa Caddesi'ndeki Mustafa Necati Evi'ni Nuri Pakdil Müze Evi hâline getirme kararı almış.

- Mustafa Necati, İstiklâl Harbi'nin önemli kahramanlarındandır. 1920'deki ilk Meclis'in milletvekilidir. Cumhuriyet'in ilk bakanlarındandır. Mübadele'yi uygulayan İmar İskân Bakanı'dır. Sonra hukukçuluğundan dolayı Adalet Bakanı'dır. Eğitim öğretim hayatımızın kurucu isimlerinden, hocalarından biri olduğu için 1925'ten itibaren Millî Eğitim Bakanı'dır. Millî Eğitim teşkilâtımızın asıl manasındaki kurucusu odur. Tevhîd-i Tedrîsat da yeni harflere geçiş de onun zamanındadır... Büyük bir zekâdır.

-Rahmetli Hâlide Nusret Zorlutuna'dan çok dinlerdim. [Zorlutuna, ünlü romancımız Emine Işınsu'nun annesi]. Malûm Mustafa Necati ile akrabadırlar. Ayrıca beşik kertmesi denecek şekilde uzun süre sözlü kalmışlardır. Hatıralarında da bunlardan bahseder. Bir Devrin Romanı'nın 140. sayfası ve devamını okuyan Mustafa Necati portresinin başka bir tarafıyla da tanışır. Meselâ, birilerinin ona dinsiz demesi Halide Nusret Hanımı çok üzerdi. Çok dindar olduğunu söylerdi. Hatıralarında bunu da yazar. Aslında bundan kime ne ama biyografisini doğru bilmek bakımından gereklidir. Mustafa Necati İzmir'in işgalinde orada avukat ve gazetecidir. İstanbul'a Yunanlılarca öldürüldüğü haberleri ulaşır. Hâlbuki ölmemiştir; bir gün kaçarak İstanbul'a çıkar gelir. Yola salarken derviş olan babası dua ederek göğsüne bir şey koymuş, eline bir Kur'ân vermiş ve mürşidinin işaretini söyleyerek 'Allah'ın izniyle sana bir şey olmayacak..' demiştir." ("Nuri Pakdil varken Mustafa Necati de kim?", (haberiniz.com.tr).

Kimin niçin silinmek istendiği yeteri kadar anlaşılıyor.

*

Ekrem Mehmet Doğu Türkistanlıydı. Ankara'da Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nde, 2012'de, yüksek lisansını tamamlamış ülkesine dönmüştü. Urimçi Maarif Üniversitesi'ne ders veriyordu. Çin Halk Cumhuriyeti yönetimi, Doğu Türkistan Türklerinin yüz binlercesini toplama kampına yığmış beyin yıkama ameliyesi yapıyor, mankurtlaştırmak, "Türk'üm" demelerinin önünü kesmek istiyordu. Ekrem Mehmet'i de kampa tıktı. Ve işkenceyle katletti. Allah rahmet eylesin. Elbet bir gün şartlar değişecektir. Kimsenin ahı yerde kalmayacaktır.

*

Konya Ahde Vefa Turan Birliği Derneği'nin önceliği Turan ellerindeki mağdurları gözetir. Kurban organizasyonu duyuruları var:

"Afganistan'da Şibirgan ve Mezar-ı Şerif bölgesinde, Ahıska'da, Türkmeneli bölgesinde Çobanbey, Başköy ve Afrin de Türkmen Yetim Çocuklar ve akrabalarına dağıtılmak üzere Konya merkezde ihtiyaç sahiplerine iletilmek üzere vekaletle Kurban kesimi yapacağız. Duyarlı dostlarımıza duyurulur.

İletişim: E Posta; ahdevefaturan@gmail.com. Tel: 0542 8928283".

Yazarın Diğer Yazıları