Dövizde ikinci alarm!
Bir ülkede döviz durumu ne olacak diye soruyorsanız öncelikli olarak bakmanız gereken iki veri var.
Birincisi 'cari denge'dir. Bu veri, belli bir dönemde ülkeye ne kadar döviz gelmiş, ne kadar döviz gitmiş sorusunun cevabını verir. Yani döviz gelirleri ve giderleri arasındaki farkı gösterir. 2020 yılı için rakamların bize söylediği 50 milyar dolarlık bir açığımızın olduğudur.
Gelirler ve giderler arasında böyle bir fark oluşunca haliyle dönüp kasaya bakmamız gerekir. Merkez Bankamızda bu açığı karşılayacak rezerv mevcut mudur?
8 Ocak itibari ile görünürde 13 milyar dolar var ancak bu rakamdan swap yani takas yolu ile alınan borçları düşmek gerekiyor. Borcu düşünce, bırakın artıyı, eksi 40-45 milyar dolarlık bir rakam ortaya çıkıyor. Yani kasada sıfıra ulaşmak için üstüne bir de 40-45 milyar dolar bulup koymak lazım.
Dövizle ilgili durumu anlamak için bakacağımız ikinci veri ise 'Uluslararası Yatırım Pozisyonu'dur. (UYP)
UYP biraz daha yapısal bir veri. Yani 'cari denge' gibi bir dönemdeki akışı değil, durumu ele alıyor. UYP kabaca Türkiye'nin döviz varlıkları (alacakları) ve yükümlülükleri (borçları) arasındaki farkı gösteriyor. Varlıklar denilince aklımıza bankalardaki ve Merkez Bankası'ndaki dövizler, Türkiye'nin yurtdışındaki yatırımları, rezervlerdeki döviz ve altın gelebilir.
Yükümlülükler ise, yabancıların Türkiye'deki yatırımları, dövizleri, verilen krediler ve borçlardır.
Özetle döviz alacağımız ve borcumuz arasındaki farka baktığımızda bakın Merkez Bankası son raporunda ne demiş:
"2020 Kasım sonu itibarıyla, Uluslararası Yatırım Pozisyonu (UYP) verilerine göre, Türkiye'nin yurt dışı varlıkları, 2019 yıl sonuna göre % 9,7 oranında azalışla 228,6 milyar ABD doları, yükümlülükleri ise % 2,6 oranında artışla 614,5 milyar ABD doları olarak gerçekleşmiştir."
"Türkiye'nin yurt dışı varlıkları ile yurt dışına olan yükümlülüklerinin farkı olarak tanımlanan net UYP, 2019 yıl sonunda -345,8 milyar ABD doları iken 2020 Kasım sonunda -385,9 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşmiştir."
Rapora göre UYP'deki gedik geçen yıla göre daha da açılmış. Eksi 385 milyar dolar neredeyse Türkiye milli gelirinin yarısından daha fazla. Ayrıca rapor detaylarında rezerv kayıpları dikkat çekiyor.
Kuru kontrol etmek için ekonomideki yapısal sorunları çözmemiz gerekiyor. Dünya eksi faizleri yaşarken, Afrika ve Güney Amerika ülkeleri ile beraber verdiğimiz, dünyanın en yüksek faizi ile ancak günü kurtarabiliriz. Türkiye ile ilgili açıklanan her makro ekonomik veri artık yolun sonuna geldiğimizi gösteriyor.