Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Evren Devrim ZELYUT
Evren Devrim ZELYUT

Dolar ona AKP sona yaklaşıyor!

Ne yazık ki Türk ekonomisinin kontrolden çıktığını, mevcut yönetimle enflasyon, işsizlik ve kurun kalıcı olarak inmesinin mümkün olmadığını görüyoruz.

Geçtiğimiz haftalarda enflasyon altına faiz indirmem diyen Merkez Bankası''nın, Erdoğan''dan gelen talimatla faiz indirimine devam etmesi kurlarda sert hareketleri doğurmuştu.

Yıllardır değiştirilmeyen üretim modeli ile ürettikçe ithal etme zorunluluğu rezervleri bitirdi. Kur arttıkça girdi maliyetleri üretilen ürün maliyetlerini yukarı çekti. Enflasyon oluştu, vatandaş fakirleşti.

Dış politikada ''İhvancı'' anlayış bizi stratejik önemi olan Orta Doğu pazarlarına erişimden uzak kıldı. Bu ülkeler Türkiye karşıtı bloklara düşman unsur olarak yerleştiler.

Suriye''de girişilen savaş sadece insanları değil Türk Hazinesi''ni de mahvetti. 2003''te 283 milyar TL olan borç 2018''de 1 trilyona, 2021 eylül ayında 2,2 trilyon TL''ye yükseldi.

Bu çarpık yapıda ülke olarak sattıklarımızla aldıklarımız arasında fark açıldıkça rezervleri bitirdik, eksiye geçtik. Ancak farkın açılmaması için kaynağı belirsiz paraları ülkeye getirdik. 2021 Ocak-Ağustos arası 13,4 milyar doların ülkeye girdiğini gördük. Sonunda OECD içindeki G7 tarafından kurulan Mali Eylem Görev Gücü, Türkiye''yi Gri Liste''ye aldı. Yani kara para aklanması konusunda Türkiye daha yakından izlenecek. Bu da Türkiye''ye zaten düşmüş güveni ve sermaye akışını daha da azaltacak.

Buraya kadar anlattıklarımı biliyordunuz. Farklı bir şey yazmaya şimdi başlıyorum:

AKP o kadar çaresiz ki, yaşanan bu kötü gidişatı birilerine fatura etmeye, hedef şaşırtmaya ihtiyacı var. Kuru düşürecek rezervi yok, planı yok, zamanı yok. Her gün işler kar topunun çığa dönüşmesi gibi daha da kötüleşiyor. Bütün son çıkışları kaçırmış, beton üretimi ve faiz indirimleri ile bugüne dek ekonomiyi kör topal çevirmiş ama şimdi sona gelmiş durumda. Yani işin özeti, dolar ona AKP sona yaklaşıyor.

İşte bu çıkmazda AKP''nin yeni hedef şaşırtma taktiği şu: Kavala davasında açıklama yapan 10 büyükelçiye istenmeyen adam muamelesi yapılacak. Yani sınır dışı edecekler.

Kavala''nın avukatı değilim. Ama siz çağdaş dünyanın üyesiyim diyorsanız evrensel hukuk kurallarına uyarak hapiste tuttuğunuz insanın gerçekten suçlu olduğunu ispatla mükellefsiniz. Masum kişi ya da kişileri kafanıza göre hapsederek sonra buna gerekçe olarak ''Ben egemen devletim'' diyemezsiniz. Bu savunma bütün baskıcı yönetimlerin yaptıkları zulmü aklar.

Tamam bunu da geçtim. Diyelim ki Kavala suçlu; dolar, enflasyon, işsizlik onun yüzünden artıyor bu ülkede. Peki ekonomi bu kadar kırılmış durumda iken bizim önceliğimiz, en büyük ticaret partnerlerimiz olan bu ülkelerin elçilerini ülkeden kovmak mıdır? Akıllı bir iş midir bu?

Yarın bu ülkeler de misilleme yaparsa darmadağın olmuş, yine bu ülkelerden aldığınız borçla döndürmeye çalıştığınız sistem ne olacaktır? Sırf o ülkeleri misilleme yapmaya iterek faturayı yine ''Dış Mihraklara'' atmak sadece kendi siyasi çıkarını kurtarmak için koca ülkeyi vatandaşları ile birlikte feda etmek değil midir?

Şu sorunun cevabını içinizde verin lütfen: Erdoğan bu hareketi ile kendi çıkarını mı düşünüyor yoksa hepimizin çıkarını mı?

Yazarın Diğer Yazıları