Diyanet'in kastı mı?

3 Haziran Amerikalı Müslüman Boksör Muhammed Ali'nin ölüm yıldönümü...

10 Kasım da M. Kemal Atatürk'ün ölüm yıldönümü.

Bu tarihlerdeki Diyanet İşleri Başkanlığı'nın takviminin yapraklarına baktınız mı? Muhammed Ali var, M. Kemal Atatürk yok.

Muhammed Ali, sonradan Müslüman olmuş, dünyaca ünlü bir boksör. Diyanet de "Müslüman" olduğu için, takvimde onu anmış ve hayatını vermiş. Kim itiraz edebilir?

Mustafa Kemal kim?

Millî Mücadele'nin lideri, ilk Cumhurbaşkanı ve üstelik Diyanet İşleri Başkanlığı'nı da kuran o.

Diyanet, M. Kemal'i ne tartışabilir, ne yok sayabilir. Yaptıklarını, ettiklerini tartışacak olanlar araştırıcılardır, ilim adamlarıdır. Kimse layüsel (lâ-yüs'el) değildir.

DTCF'li mekteptaşımın gönderdiği takvim yaprakları, ülkemizde hangi kliğin ne gaye güttüğünün en bariz örneğidir. Diyanet takviminin sayfalarına tek tek bakmadım. Kim bilir daha neler çıkacaktır.

M. Kemal Atatürk'ün yok sayılması, herhâlde 90 yıllık "reklam arası"yla bağlantılıdır! Belki de Kadir Mısıroğlu'nun, "Keşke Yunan galip gelseydi." arzusundan ziyadesiyle etkilenmişler, böyle bir takvim hazırlamışlar. Belki de korkmuşlardır; "Mustafa Kemal" deseler olmaz; neden "Atatürk" demedin, derler. Atatürk deseler, "reklam arası"nı meşrulaştıracaklar! Diğer taraftan "Reis", Kadir Mısıroğlu'nu hastanede ziyaret etti, geçmiş olsun dileklerini iletti. Bir tarafta "Reis", bir tarafta "Yunan galibiyeti"ne alkış tutmaya hazır bir yazar. İkisinin samimiyeti, Diyanet'i tereddüde düşürmüş olmalı! En iyisi M. Kemal Atatürk'ten hiç bahsetmemek!

diyanet-002.jpg

Şu hakikat ki, M. Kemal Atatürk görülmek istenmemiştir. Ellerinden gelse, hiçbir yerde göstermeyecekler.

Akılları sıra Osmanlı çok mükemmeldi. Şer'î hayat her yerde yaşanıyordu. M. Kemal geldi yıktı!

Osmanlı'yı da bilmiyorlar. M. Kemal Osmanlı döneminde başlananı bitirmiş, tartışılanı neticeye bağlamıştır. Ben inceledim. Dönemin dergilerini ciltler dolusu çevirdiğimi biliyorsunuz. Hayretle gördüm: Batı kapısını açan padişahlardır. Eğer Osmanlı inkıraza yüz tutmasaydı "inkılaplar" hayata geçirilecekti.

Padişahlığı ne sanıyorlarsa... Halifelikle birleştiriyorlar. Dinî bir kurum gibi görüyorlar. İslâmda halifelik yoktur. Halifelik sultanların sığındığı bir kapıdır. Ulemaya bile sultanlığı/halifeliği dinin bir rüknü gibi gösteren fetvalar verdirmişler, imanın şartı gibi göstertmişlerdir.

Dikkat ettiniz mi? Reis üç gün önce, Ankara'da stada topladığı halka (burada "millete" değil!) Gençlik Parkı'nı ne yapacağını anlatırken, "Gençlik Parkı (veya başka bir şey) 'Heykel'e kadar uzatılacak" dedi. Ulus Meydanı'nda Atatürk heykeli vardır ve bahsedilirken "heykel" denmez; "Atatürk heykeli" diye anılır.

"Atatürk" meselesinde aşırılıklara karşı mücadele edenlerdenim. M. Kemal Atatürk'ten bahsederken de ihtiyatlıyım.

Gerçekler ortadayken yok saymak kasıttan başka nedir!

Yazarın Diğer Yazıları