Diyanet'i neden tartışıyoruz?

Diyanet'i tartışıyoruz... Neden tartışıyoruz Diyanet'i? Çünkü hayatımızı yönetecek kadar güçlü... Elinde itiraz edilmez bir güç taşıyor: Din!.. Öyle bir güç ki tüm zamanları yönetecek nitelikte. Bir kararla bütün insanları yönlendirebiliyorsunuz. Bir kararla bütün inanları, eğip bükebiliyorsunuz. Hem de itirazsız...

Sorgulamasız.

Bu sebeple dini güç, inananları için tüm öteki güçlerin en baskınıdır.

En uç olanıdır.

En kudretlisidir.

Çünkü kutsala dayanır.

Ya boyun eğersiniz, ya da eğmez günahkâr olursunuz...

Dini gücü elinde bulunduranlar, toplumu zapt edebilir...

Zaten öyle yapıyorlar.

Geçen gün gazetelerde bir haber vardı.

Bir IŞİD militanı dinden çıktığı gerekçesiyle annesini öldürmüştü...

Anasını oğluna öldürten inanç dindir. Öyle bir inanma düzeyine çıkmış ki kişi, sorgusuz sualsiz kendisine anlatılanları bütün yaşamının temeline oturtmuş. Dini inanç, üst düzey düşünme seviyesine çıkmış ve o kişinin ruh dünyasını, zihninin bütün öğelerini kaplamış. Kişi, duygusal adanmışlık düzeyine yükselttiği inancı kendi kişiliği haline getirmiş... Böylece o kişiliğe bürünmüştür.

Eğer o IŞİD'ci Vehhabi-Selefi bir Müslüman değil de mesela Hanefi olsaydı böyle inanmayacaktı ve dolayısı ile de yine dini adanmışlık düzeyinde bir inanca sahip olarak yaşasaydı bile anasını öldürmeyecekti. Çünkü Hanefilik dinden dönen kadının öldürülmesini caiz bulmuyor.

Burada ince çizgiyi fark ediyor musunuz?

Küçük gibi görülen ama çok önemli bir fark. "Dinden dönen kadın öldürülür mü?" sorusuna mezheplerin vereceği cevap her şeyi belirliyor. Bu cevapla ananızı öldürebilirsiniz de bağrınıza basabilirsiniz de.

Hanefi: Hayır!

Maliki: Evet!

Hanbeli: Evet!

Şafi: Evet diyor.

Bu tabloya göre Türkiye'de referandum yapsak, Türkiye'nin bir bölümünde "evet" önemli bir bölümünde ve genel çoğunluk da "hayır" diyecek bir kısmında analar evlatlarınca öldürülecek, diğerinde sağ kalacaktır...

Peki, sebep ne?

Aynı din.

Aynı Allah.

Aynı peygamber ve hepsi de Sünni mezhep olmasına rağmen sebep nedir?..

Yorum!..

Anlama ve algılama.

Kültür...

Başka bir ifade ile insanın kendisi..

İşte bu sebeple din İslam'dır ve tanedir; türü çeşidi yoktur; fakat Müslümanlık birden fazladır ve çoktur. Bütün yorumlar Müslümanlıktır. Sadece vahiy ve elbette Kur'an'ın kendisi, Allah kelamının kendisi olduğundan o tektir.

Biriciktir... Özeldir... Ve dinin ta kendisidir. Gerisi yorumdur.

Burada en özel yorum elbette Hz. Peygamberindir. Ona sünnet diyoruz.

Gerisi, toplumsallığın içine karıştırıldığı din anlayışıdır.

Filan hoca, feşmekân âlim. Şöyle büyük zat, böyle yüce önder diye tanımlanarak yaptığı yorumlar kutsanan din ulularının görüşleri zamanla, "hikmetinden sual olmaz" felsefesiyle yüceltilerek dinin içine aktarıldığından yeni bir Müslümanlık algısı oluşturulmuştur. Bir çoğu da kültürün dinîleşmesiyle ortaya çıkan anlayışlardır.

Diyanet, son fetvasıyla İslam'ı cinsellik üzerinden baba kız ilişkisine indirgeyerek, seviyeyi sapkınlıkla bütünleştirici bir fetva vermiş ve ahlaki sınırları aştığı için tartışma konusu olmuştur. Diyanet'in görevi, bu sapkınlıkları ve özden ayrılan, öze aykırı olan fetvaları temizlemek olmalıdır. Çünkü din kişinin hayatını yöneten en büyük güçtür. Iskalamaya gelmez.

Yazarın Diğer Yazıları