Diyanet 'kayıt dışı din' için harekete geçer mi dersiniz?
Eski bakanlardan, hâlen Saray''daki yerini koruyan, Yüksek İstişare Kurulu üyesi, Ak Parti''nin kurucularından Cemil Çiçek, konuştuğu zaman muhakkak kendisinden söz ettiriyor.
Son açıklaması 15 Temmuz darbe teşebbüsüne dair olmakla beraber, İsmailağa Cemaati''ne de bir gönderme olmadığını kimse söyleyemez. Bu sıra öne çıkan isim İsmailağa Cemaati lideri Mahmut Ustaosmanoğlu. Yakın zamanda vefat etti. R. T. Erdoğan, cenaze namazına katılmış, bir de konuşma yapmış, "Bugün ilim, irfan ve hikmet sahibi bir önderimizi ebediyete yolcu ediyoruz." demişti.
Biz ne yazmıştık:
"Afganistan''ın Taliban yönetimi Şeyh için başsağlığı diledi. Ellerindeki silah hariç, giyimlerine, davranışlarına, kadınlar hakkındaki düşüncelerine bakınca, acaba Talibancılar, İsmail Ağa medreselerinde mi yetiştirildiler? Birbirlerini takip ettikleri muhakkak. (...) Şeyh''in sözleriyle Taliban''ın uygulamaları bire bir örtüşüyor." ("Diyanet Raporu''nda İsmail Ağa Cemaati için ne denmişti?", Yeniçağ, 4 Temmuz 2022)
Sonra Diyanet İşleri Başkanlığı''nın tarikatlar ve cemaatler hakkındaki raporundan İsmailağa Cemaati değerlendirmesine dair şu cümleleri almıştım:
"...tasavvufi söylemin ağırlıklı olduğu bir yapıya sahiptir. Bu yapıya göre, tasavvuf ve bir şeyhe intisap etmek zorunludur. / Giyim-kuşam tarzı itibarıyla kendileri gibi giyinmeyenleri, özellikle kadınların modern giyim tarzlarını eleştiren bir anlayışa sahiptirler. Alâmet-i farika denilebilecek görünümleri; erkek üyelerin uzun sakallı, cübbeli, sarıklı ve şalvarlı; kadınların da siyah renkli çarşaflı olmalarıdır. / Cemaatin, dini görüş ve fetvaları genellikle Diyanet İşleri Başkanlığı ile uyum arzeder. Bazı konularda farklı görüş ve fetvaları da vardır. (...) Giyim-kuşam başta olmak üzere kendi bazı özel tercihlerini İslam''ın vazgeçilmez uygulamaları gibi sunmaktadırlar. Böyle bir yaklaşım Hz. Peygamber''in sünnetini şekilciliğe indirgemek gibi bir imaj ortaya koymaktadır. Bu tür indirgemeci tercihler Müslümanları ayrıştırma riski taşımakta; birlik, beraberlik ve kardeşliğini de olumsuz etkileyebilmektedir..."
Ve yazımın sonunda "Cemaatleri/tarikatları öne çıkarmak, şeyhlere dokunulmazlık zırhı giydirmek İslâmla ne derece bağdaşır? / Yine soralım: Diyanet, kitleleri yönlendiren bir zatın din anlayışını Kur''ân-ı Kerîm ve Sünnet-i Seniyye ışığında masaya yatıracak mı?" demiştim.
Biz kimsenin tercihine, tarikatına, cemaatine karışmayız; ancak, bu tercih, tarikat, cemaat, kendi benimsemelerini, İslâmın esası budur, diye ortaya çıkarırsa, işte orada, biz de tercihimizi ortaya koyarız.
Cemil Çiçek''in zamanlaması manidar sözleri benim tercihlere ve tarikatlara/cemaatlere dair yazdıklarımın bir başka açıdan değerlendirmesi. C. Çiçek, bir cemaatin darbeye kalkışacak kadar güçlenmesine dair: "Şehir şebekesine temiz su vermezsen, klorlamazsan, millet de gider koli basili olan sudan içer." diyor:
"Diyanet''e çok görev düşüyor. Çünkü... 15 Temmuz darbe girişimin ardından hazırlanan iddianamelerin girişine bakın, 60-70 sayfada ne yazıyor? Rüyalar üzerinden din anlatılıyor. Fetullah Gülen''in örgütlenmesinin Kestanepazarı''nda başladığı, dini söylemler vs... Rüyalar üzerinden kurgulanan hareket. Önemli ilâhiyatçılardan Prof. Mustafa Öztürk, Fetullah Çatı İddianamesi''nde bilirkişiydi ve yaptığı tespitler çok önemli. Osmanlı, Selçuklu döneminde bile bazı yapıların dinî rüyalar üzerinden anlattığını görüyoruz."
Cemil Çiçek, en büyük eksikliğin dinî eğitim olduğunu vurguluyor:
"Normal şartlarda 1 kilogram eşittir 1000 gram değil mi? Ama... Ne diyorlar, ne öneriyorlar? ''Falanca zat biliyor'' diyorlar ama İmam Matüridî''yi bilmiyorlar. (İmam Matüridî, Hanefî mezhebinin kurucusu İmam-ı Azam''ı takip eden İslâm âlimi). 15 Temmuz sürecindeki en büyük eksiklik dinî eğitim! Dinî eğitim şart. Çoğu, rüyalar üzerinden konuşuyor. Yahu din rüyalar üzerinden anlatılır mı? İlâhiyatçılarımız var, imam hatipler var ama Matüridî anlatılmıyor! Mehmet Görmez, Ali Bardakoğlu gibi isimlerle görüşün. (...) Geçmiş darbelere bakmak lâzım ama 15 Temmuz''u ayrı bir yere koyup incelemek gerekiyor. Bu noktada nasıl ''ekonomide kayıt dışı'' diyorsak, ''siyasette kayıt dışı'' diyorsak, din konusunda da kayıt dışıyla mücadele edilmeli." (Röp. Aytunç Erkin, Sözcü, 12 Temmuz 2022)
Ama kim nasıl ve neye göre mücadele edecek?
Umutsuzum.