Dik duramama sorunu
Yaşadığımız tüm olaylar iktidarın "dik du-ra-ma-ma" sorunundan kaynaklanıyor. Lakin onlar böyle söylemiyor. "Biz dik duruyoruz" diyorlar.
Keşke söyledikleri gibi olsaydı.
Hatırlayın, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kurucusu ve lideri Denktaş'ı Türkiye'ye sokmadılar. O günlerde Annan Planı'nı savunuyorlardı. K. Kıbrıs'ta Rumlar da destek verseydi, şimdi Akdeniz'de kimin esamisi okunacaktı?
Kimin?
Yunanistan'ın değil mi?
Şimdi TRT'de dizi yapıyorlar ve Denktaş'ı anlatıyorlar..
Neymiş dik duruyormuşlar.
Neymiş millî bekamızın savunucularıymışlar.
Ege adalarında Yunanistan fink atıyor. Uçakları o adaların üstünde uçuyor. "Sınırı geçtiniz" ikazı yapınca ne diyorlar? "Biz askerî birliklerimizin bulunduğu adaların üstünde uçuyoruz."
Dik duruş bu mu?
Peki beka böyle bir şey mi?
Madem, bir kısım adalar ve kayalıklar bu kadar kolay silahlandırılıyordu, öyle ise bizim siyasi kahramanlarımız neden bunu beceremedi? Neden Yunanistan'a göz yumdular?
Demek ki neymiş?
Ortada dik duran kimse yokmuş.
Duruma, ortama, siyasi gelişmelere ve politik rüzgâra göre tavır alan bir iktidar var.
Dün öyle, bugün böyle politikası, bir dik duruş değil, zikzaktır.
Gelelim devletin bizzat anayasal kimliğinin ön adına. Resmî kurum tabelalarından Türkiye Cumhuriyeti ibaresinin kısaltması olan T.C.'yi çıkardılar. Bundan daha büyük ve daha korkunç facia olabilir mi? Bu devlet Türkiye Cumhuriyeti değil de neydi? Adsız sansız, kupkuru sadece "devlet" miydi?
Hani dik duruş.
Hani millîlik?
Hani millî duruş?
Ve hani beka?
Bölücülük karşısında devletin ismini ortadan kaldırmak mı?
Bunun adına dik duruş denmez. Bölücülük karşısında en büyük taviz denir. Duruş olarak ise ikiye katlanma halini anlatır.
Peki, Rusların Suriye'de şehit ettiği Mehmetçiğin hatırası ne olacak? Onların aziz ve mübarek canları, beceriksiz politik kararlar sonunda şehit edildikten sonra Rusya'da Vladimir Putin'in kapısının önünde bekletilmek, Türkiye'nin dik duruşunun fotoğrafı mıydı?
Sicil kabarık.
Eğik duruşları, zikzakları üst üste yaşayıp görünce, haliyle Meclis Başkanının kesinlik içermeyen, eğilip bükülen, Montrö'ye dair şüphe uyandırıcı sözleri, herkesi hem üzüyor ve hem de görüp yaşadığı kötü günlere götürüyor. Dolayısı ile nitelikli bir dik duruş gösteremeyen iktidarın gene hata yapacağından her vatansever endişeleniyor.
Mavi Vatan'ın suları üzerinde yıllarca görev yapmış, onu korumak için derin suları aşmış, canını onun uğrunda verebilecek askerlerin de benzer biçimde kaygısını artırıyor olabilir. Bu sebeple yıllarını denizlere vermiş emekli amirallerin bildirisi, bağlı olarak tepkisi çok şaşırtıcı sayılmaz. Çünkü iktidar, geçmişinde birçok davranışıyla olumsuz politikalar üreterek bu kaygıyı oluşturdu.
İktidar sahipleri istedikleri kadar dik durduklarını iddia etsinler, genel görünüş onların bu iddiasını çürütüyor. Bu sebeple, temel sorun muhalefette veya emeklilerde değil, iktidarın bizzat kendisindedir. O da dik duramama sorunudur. Bu sorun beraberinde güven sorununu getiriyor.