Devrimi de çalarlar!
George Orwell’ın Hayvan Çiftliği adlı eseri, edebiyat tarihinin en önemli siyasî taşlamalarından biridir… Sovyet devriminin Stalin’le geldiği durumu anlatır ve sert eleştiriler içerir…
Kendilerine kötü davranan sahiplerine isyan edip devrim yapan hayvanlardır romanın kahramanları…
***
Çiftlikteki hayvanlarda artık dayanılacak hâl kalmamıştı… Çiftlik sahibi Jones ve adamları onlara çok kötü davranıyordu… Kimi kesiliyor, kimi dövülüyordu… Yumurtaları alınıyor, yünleri kırkılıyor, sağılıyorlardı…
Eziyete dayanamayan hayvanlarda insanlara karşı isyan düşüncesi arttı… Domuzların içinden, iyi konuşabilen, akıllı ve ünlü olanlar ‘hayvanizm’ adını verdikleri bir düşünce geliştirdiler… Artık çiftlikte bir devrim geliyordu ve başı domuzlar çekiyordu…
Hayvanizm, insanları aşağılıyordu… Ona göre, insan zaten hiçbir şey üretmeden yaşar, hızlı koşamaz, yumurta veremez, süt veremez, bunların hepsini yapan hayvanların sırtından geçinirdi… Buna rağmen hayvanlara çok az yem verirdi…
Hayvanizm, bütün hayvanları eşit ve kardeş kabul etmişti… Hayvanizmin ilkelerine göre, iki ayak üzerinde yürüyen herkes düşmandı… Dört ayaklılar ve kanatları olanlar dosttu… İnsanları devirip yönetimi ele geçirdiklerinde hiçbir hayvan onlara benzemeye çalışmayacaktı…
İsyan günü gelip çatmıştı… Hayvanlar aç bırakıldıkları bir gün başkaldırdılar… Çiftlikteki insanlarla çatışıp onları yendiler ve kovdular… Yönetim hayvanlardaydı ve resmî ideoloji ‘hayvanizm’di artık…
İnsanlar gibi olmamak, insanların yattığı yataklarda yatmamak, onlar gibi giyinmemek ve diğer hayvanları öldürmemek gibi ilkeler geçerli olacaktı… Teori böyleydi çünkü… Ama uygulama öyle olmaz… Çiftliğin yeni lideri Napeleon adlı domuz, insanlar gibi yatakta uyuyabileceği, onlar gibi giyinebileceği bir ayrıcalıklı düzen kurmaya başlar... Bu arada istihbarata ve kontrol için yavru köpeklerden özel ekip oluşturur...
Ağır ağır ‘eşitlik’ bozulmaya başlamıştır... Büyük domuz Napeleon bunları yaparken, yanında Squealer gibi her değişimin daha iyi olacağını hayvanlara benimsetmeye çalışan başka domuzlar da vardır… Bir de önceki çiftlik sahibi Jones’a sürtünen ve sürekli kuyruk sallayan köpekler…
Napeleon önce hayvanizmin yasalarını değiştirdi… Çok çalışanların, insanların yaşadıkları yerlerde yaşayabilmelerini, onların yerlerinde yatabilmelerini sağladı... Böylece domuzlar çiftlik evine yerleşti... Bunu eşitliğe aykırı gören diğer hayvanlardaki rahatsızlık propaganda ve şiddetle bastırılmaya çalışıldı…
Büyük domuz Napeleon, ne zaman çiftlikte işler kötüye gitse suçu başkalarına attı, övünülecek her gelişmeyi kendi başarısı olarak sundu… Aksini düşünen hayvanlar için sadık köpekler sahaya sürüldü…
Eskisini aratmayan yeni düzen söz konusuydu artık... Çiftlikte işler iyiye gitmeyince, büyük domuz, tavukların yumurtalarının çiftlik dışına satılmasına karar verdi… Bundan böyle kuluçkaya yatmak yasaklandı... Kabul etmeyen tavukları bekleyen ceza köpekler tarafından öldürülmekti…
Hayvanizmin anayasası buna göre yeniden biçimlendirildi… ‘Hiçbir hayvan öldürülemez’ maddesine ‘hainler hariç’ ibaresi eklendi…
Yeni düzenin efendileri domuzlar, daha önce eziyet edilen diğer hayvanlarla birlikte çiftlikten kovdukları insanlarla ilişkiye geçtiler… Ticarete başladılar… Çiftlik evinde diğer insanlarla beraber içkili eğlenceler düzenlediler...
Ezilen hayvanlar ise bütün bunları büyük bir hayal kırıklığı ve üzüntüyle izlediler... Çiftlik evinde önce eğlenen sonra da birbirleriyle kavga eden insanların ve domuzların nasıl da birbirinden ayırt edilemez hâle geldiklerine şahit oldular...
***
George Orwell’ın Hayvan Çiftliği 1945’te yayınlandı ama hiç eskimedi… Demek ki neymiş, nereden olursa olsun devrim yapılmaya çalışıldığında domuzlarla birlikte yapılmayacakmış… Çünkü çok açık: Devrimi de çalarlar!..