Dershaneleri kapatmak mı?
Dershaneleri kapatmak, dönüştürmek imkânsız. Dershaneleri kapatmayı kafaya koymak ancak diktatörlüklerde görülür. Sen mevcut yapıdaki dershaneleri kapatırsın, merdiven altlarında daha fazlası açılır ve kontrol de edemezsin.
Şu maksat çok önemli: Dershane demek devlet mekteplerinden daha tecrübeli müesseseler demektir. Yoksa niye açılsın! Devletin veremediğini verecek ki öğrenci o dershanelere gidecek.
Çok dershane açıldığı, herkes benim dershanem güzeldir dediği için bir kargaşa doğuyor, kim nereye gideceğini şaşırıyor... Sırf para kapmak için kurulmuş dershanelerin tuzağına düşülebiliyor. Bunun acısı geçmişte yaşandı... Dershanenin taksitlerini ödeyemeyenlerin kapısına icra memurları dayandı... İntiharlar oldu. Bu çaresizlikler bahane edilerek dershanelerin üzerine gidildi.
Recep T, Erdoğan’ın 2008’deki konuşması, “yandaşlar”ın tutamağı... Yani, dershane kapatma ısrarının Cemaat’le R. T. Erdoğan arasındaki çekişme olmadığını, önceden verilmiş karar olduğunu iddia ediyorlar. Ya 2007’deki kanun?... Hemen bir yıl sonrasında 180 derece dönüş olur mu? 8 Şubat 2007’de çıkan “Özel Öğretim Kurumları Kanunu”nda dershaneler dâhil bütün özel eğitim kuruluşlarında düzenlemeye gidilmiş, siz yolunuza daha istikrarlı ve daha kararlı devam edin, denmişti.
Dershanelerle biraz haşir-naşir oldum. Hem dershane sahibi arkadaşlarım var, hem de çocuklarım o yoldan geçtiler ve geçiyorlar.
Şu gerçeği de söylemeliyim... Öyle bir atmosfer doğdu ki, dershane şart sanki... İlk iki çocuk, ilkokulda bile Anadolu lisesini kazanmak için dershaneye gitti. Göndermesek, kazanamadığı zaman, dershaneye gitseydi kazanırdı, düşüncesine saplanıp kalacaktık. Anadolu lisesini kazandılar; çok şükür çektik. Sıra üniversiteye geldi. Yine aynı saplantı... Mecburen gönderdik... İkisi de fakültelerini birincilikle bitirdi. Sonra düşünmeye başladık; zaten çocuklar başarılı; neden çocukluklarını yaşamadılar, dershane-okul kapanına kısılıp kaldılar? Üçüncüsü orta üçte ve ister istemez dershaneye gidiyor... Millî Eğitim lisede istediği okulda okuyabilmesi için öyle bir sistem getirdi ki, dershanelere mecbur etti. Sınıfındaki bir-kaç boş vermişin dışında bütün çocuklar dershanelere gidiyor. (Okul performansı yüksek, ama dershane performansı yerlerde sürünüyor. Çok mu yormuş oluyoruz!)
Bizim dönemimizde dershane yoktu. Düşünüyorum, fen bölümünde olsun, edebiyat bölümünde olsun, bir iki kişi hâriç, hiçbirimiz özel ders almadan üniversitelere gittik.
Hür teşebbüsün önüne kanunla nasıl geçeceksin! Sen yalnız kontrol noktasındasın... Para tuzağı mı, yoksa bir fayda sağlıyor mu? Kalitesi, kapasitesi üzerinde durabilir, dershane açma şartlarını mutlak başarıya endeksleyebilirsin..
Dershanelerin kapatılmak istenmesini Cemaat’le Recep T. Erdoğan arasındaki çekişmesine bağlamak ne derece doğru? Recep T. Erdoğan’ın otoriter yapısını niçin hesaba katmıyoruz? Çekişmenin ötesinde bir irade var:
“Ben kapanacak dediysem kapanacak! Emrime karşı gelemezsiniz!”
Asıl mantık bu; tecrübeyle sabittir!