Derdiniz ne sizin?!

Şuuraltında yatanlar bir bir şuur üstüne çıkıyor. "Hilafet" için zemin yoklamanın ötesine geçtiler. Ayasofya açıldı, sıra "Hilafet"te diyorlar.

Birilerinin hilâfetiyle Kur'ânî hilafetin hiçbir surette bağdaşık olmadığı görülecektir. Bu meseleye geleceğim ama önce "Türk"ü silme planı üzerinde duracağız.

Yine nüksetti... Dertleri "Türk"le.

Cumhuriyet gazetesinde HDP'nin eski eş başı Selahattin Demirtaş'la yapılan röportajda, adam Anayasa'nın 66. maddesinin kaldırılmasını istemişti. (Bir "İslâmcı" Selahaddin var. O da PKK uzantısı gibi "Türk" deyince burnundan solur.)

Gazetenin yazarı, Halk TV'de de program yapan Enver Aysever, eski eş baş "Türk"ü silmek için ne söylediyse sıralamıştı.

Bu Selahattin geçmişte "Türk bayrağının adı değişsin, devlet bayrağı olsun" demişti. Buna en çok sevinen, Saray'ın tayyaresinde özel koltuk sahibi, gözde "yandaş" gazeteci Hilâl K. nam hanım idi. Birçok defa bu sütunda adı geçti. Dikkat ederseniz, haberlerde mahkeme kesinleşmeden mücrimlerin adı ya isimlerin baş harfleriyle ya da isim ve soyadının baş harfleriyle yazılır, söylenir. Türk'ün bayrağının adı değişsin diyen benim nazarımda bir "mücrim"dir; o cürüm işlemiştir.

"Türk"e kim saldırırsa, kim "Türk"ü silmek isterse ve kim "Türk"ü silmeye çanak tutarsa benim nazarımda "mücrim"dir. Bu kadarını söyleyeyim. Anlayan anlasın!

Kaldırılması istenen 66. madde: "Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk'tür."

Mehmet Ali Güller, aynı gazetedeki köşesinde, Selahattin Demirtaş'ın "Türk"e karşı sözlerine temas ettikten sonra şöyle yazar:

"Demirtaş'ın söyledikleri içinde esas sorunlu olanı 'Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkese Türk" denmesine karşı çıkıyor olmasıdır. Gerçi yeni değil, hep karşıydılar, hatta eskiden ortaklık yaptıkları AKP hükümetine de 'Türk yerine Türkiyeli' denmesini önerdiler! Karşı çıkışları eski de olsa, Cumhuriyet'in sayfalarına taşındığı için üzerinde durmalıyız.

Büyük ozan Yaşar Kemal bir basın toplantısında, kendisine 'Siz bir Kürt yazar olarak...' diye soru sormaya başlayan İsveçli gazeteciyi, hem de İsveç'te terslemişti yıllar önce ve şöyle demişti: 'Ben Kürt yazar değilim... Kürt asıllı bir Türk yazarım!' Demirtaş, büyük ozanın Kürtlüğüne laf edebilir mi bu sözleri nedeniyle? Ya da Cem Karaca, Cem Özer gibi aydınlarımızın 'Anam Ermeni, babam Çerkez, ben ise Türküm' demesi üzerinden Demirtaş bu değerli isimlerimize 'asimile olmuşlar' diyebilir mi? Dememeli... Zira bu aydınlarımız çok önemli bir gerçeğe işaret ediyorlar; üst kimliğe... / Devrimle milliyetler birleşip millet oldu. / Bu topraklarda 1920'de hep birlikte bir devrim yaptık; devrimle Osmanlı padişahlarının kulu olmaktan çıktık, millet olduk. O nedenle büyük devrimci Mustafa Kemal Atatürk şöyle dedi: "Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir." Evet, Türkiye halkı olarak çeşitli etnik gruplardandık; Türktük, Kürttük, Çerkezdik, 24 etnik milliyettik... Ve devrimle 24 milliyet, bir millete dönüştü; o milletin ismine de Türk dedik."("Alt kimlik - üst kimlik, Cumhuriyet, 23 Temmuz 2020)

Var mı itiraz eden?

*

Bahattin Ergezer'i kaybettik. Bilinen bir isim. Fakültede birlikteydik. Hareket'te büyük emeği vardı. Ara ara görüşür, sık telefonlaşırdık. Ağır ameliyatlar geçirmişti. Allah rahmet eylesin.

Yazarın Diğer Yazıları