Deprem ve Rumların seçimi üzerine!
Anavatan Türkiye''de 10 ili vuran deprem kasırgasının acısını KKTC halkı paylaşmaktadır. Yaraların sarılması için Kıbrıs Türk halkı seferber olmuştur. Arama kurtarma çalışmalarına katılmak için vatandaşlar havaalanına ve deniz limanlarına akın etmiştir. KKTC''den kalkan uçaklarla deprem bölgesine personel ve çeşitli malzeme ulaştırılmış, AFAD hesaplarına yardım kampanyası başlatılmıştır. Anavatanın acısı acımız, sevinci sevincimizdir.
Depremzedeler kış koşullarında yaşam mücadelesi vermektedir. Deprem mağduru kardeşlerimiz biran önce KKTC''ye nakledilerek kapasite oranında buradaki otellere, yurtlara ve devletin sağlayacağı konutlara yerleştirilmelidir. Gün kenetlenme, birlik ve beraberlik günüdür. Depremde verilen zayiatın sorumlularından bilahare muhakkak hesap sorulmalı, asrın felaketinin siyasi amaçlar için kullanılmasından kaçınılmalıdır. Anavatan Türkiye''ye ziyaret amacı ve sportif faaliyetlere katılmak için giden KKTC vatandaşlarımızın ve genç öğrencilerimizin kayıpları üzüntü vericidir. Yazımı yazdığım sırada 8 bin civarında olan can kaybının artması beklenirken kayıpların artmaması için dualarımızı eksik etmiyoruz.
Deprem sonrasında birçok yabancı devletin Türkiye''nin çağrısına olumlu cevap vermesi ve duyarsız kalmayarak Türkiye''ye yardım eli uzatması memnuniyet vericidir. Kısa zamanda yaraların ve acıların sarılması, gerekli derslerin çıkarılması, ileriye dönük tedbirlerin alınması en büyük temennimdir. Kıbrıs''ın da deprem kuşağında olduğunun bilinci ile KKTC''yi yönetenlerin de gerekli duyarlılığı göstermeleri gereklidir. Yapıların yönetmeliklere uygun olarak inşa edilmesine hassasiyet gösterilmeli, etkin kontrol mekanizması oluşturulmalı ve kimsenin gözünün yaşına bakılmamalıdır.
Güney''de seçim
Deprem acımız sürerken, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi''nde geçtiğimiz hafta sonu birinci turu gerçekleşen cumhurbaşkanlığı seçimine de değinmek istiyorum. 14 adayın yarıştığı seçimde hiçbir aday çoğunluk oya erişemedi ve seçim ikinci tura kaldı. 12 Şubat''ta yapılacak olan ikinci tur başkanlık seçiminde sandıktan birinci çakan eski Dışişleri Bakanlarından Nikos Hristodulidis ile solcu Akel''in adayı eski müzakereci Andreas Mavroyannis kozlarını paylaşacak. Hristodulidis bağımsız aday olmak için partisi Disi''den istifa etmişti. Seçimde 3.gelerek devre dışı kalan DİSİ lideri Averof Neofitu ile Hristodulidis''in ittifak yapması beklenmektedir. Bu durumda Hristodulidis Pazar günkü seçimde Rumların yeni başkanı olacaktır. Yeni başkan Hristodulidis''in kendisinden önceki tüm liderler gibi Enosis çizgisinde, adayı Yunan yapma peşinde olacağı kesindir. Hristodulidis, Anastasiadis''ten daha fanatik Türk düşmanıdır ve uzlaşmacı değildir. Hristodulidis''in genel anlamda seçim kampanyası sırasında açıkladığı ''Kıbrıs Sorununun'' çözümü ile ilgili görüşünü burada paylaşmak istiyorum.
Nikos Hristodulidis seçim kampanyası sırasında Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik önerilerini yedi sayfalık ''Birleşik Kıbrıs İçin'' başlıklı bir belge ile açıklamıştı. Hristodulidis, önerilerinin metninde, Kıbrıs''taki statükonun kabul edilemez olduğu üzerinde durmakta, Kıbrıs''ta yaşanmakta olanın bir ''işgal ve istila'' sorunu olduğunu belirterek, Türkiye''nin biran önce adadan çıkması gerektiğini ortaya koymaktadır. Hristodulidis önerilerinde, 2017''de Crans Montana''da anlaşma ve çözüme çok yaklaşıldığını, BM Genel Sekreteri Guterres''in ortaya koyduğu ismini de taşıyan Guterres Çerçevesi bağlamında Garantilerin kaldırılması konusunun tartışıldığını, Türk askerinin adadan çıkmasının görüşüldüğünü ne varki Türkiye''nin olumsuz tutumu nedeniyle masanın dağıldığını vurgulamakta ve seçilmesi halinde Türkiye''nin sözde oldubittilerine karşı mücadele edeceğini, bunun için de Avrupa Birliği''nin devreye girmesi için çaba göstereceğini belirtmektedir. Hristodulidis, AB''nin, BM çerçevesinde aktif ve öncü bir rol oynamasını ve Avrupa-Türkiye ilişkilerinin ayrılmaz bir şekilde Kıbrıs sorununun çözümüne bağlı olmasını önermektedir. Bu amaçla, Hristodulidis ,Avrupa Konseyi''nin çıkmazdan kurtulmak, müzakereleri başlatmak ve çözüm bulmak için özel yetkiye sahip güçlü bir siyasi figür ataması yönünde siyasi bir karar alınmasını sağlamak için büyük bir diplomatik çaba göstereceğini belirtmektedir.
Hristodulidis''in açık hedefi, ''iki bölgeli, iki toplumlu bir federal devlete, AB içinde normal, demokratik bir devlete, işgal birliklerinden, yabancı garantilerden ve istilacı haklardan arındırılmış, Kıbrıslı Rumlar, Kıbrıslı Türkler, Maronitler, Ermeniler ve Latinler de dahil olmak üzere tüm vatandaşların ve toprakların birliğini yeniden tesis eden'' bir çözümü sağlanmaktır! Çoğunlukta olan Rumların yönetiminde birleşik bir Kıbrıs peşinde olan Hristodulidis, ''çözümün, kurumlarında işlevsel ve siyasi, ekonomik, sosyal ve demografik olarak yaşayabilir birleşik bir devlette tüm Kıbrıslılar için AB''nin dört temel özgürlüğünü sağlaması gerektiği'' de vurgulanmaktadır.
''Birleşik bir Kıbrıs''ın merkezi hükümeti, tek bir uluslararası kişilik, egemenlik ve vatandaşlık yoluyla Kıbrıs''ın Avrupa''da ve dünyada güçlü varlığını sağlamalıdır'' vurgusu yapılan Hristodulidis''in çözüm önerilerinde, önceliğin Kıbrıs sorununu çözmeyi amaçlayan esaslı müzakerelerin yeniden başlatılması olduğu da belirtilmektedir. Hristodulidis, müzakerelerin çerçevesinin BM kararları, Üst Düzey Anlaşmalar ve Avrupa müktesebatının olacağını, BM Genel Sekreteri''nin masaya koyduklarının devamının, Guterres çerçevesinin avantajları ve dezavantajlarıyla müzakere çerçevesine dahil edileceğini de vurgulamaktadır.
Kapalı Maraş''ın açılmasına tepkisini ortaya koyan Hristodulidis, ''Türk eylemlerine ilişkin ilgili BM kararları ve AB kararları da Kıbrıs sorununun çözümü çabasında kritik öneme sahiptir'' diyerek bu bağlamda Türkiye''nin planlarını bozmak için çabalarını hızlandıracağını da vaat etmektedir. Hristodulidis''in kısaca ortaya koymaya çalıştığım Kıbrıs anlaşmazlığına çözüm bulma önerileri görüldüğü üzere kendisinden önceki Rum liderlerle aynı temel unsurları taşıyan saçmalıklardan oluşmaktadır. Hristodulidis''in ada gerçeklerini, adada eşit egemen iki devletin varolduğu gerçeğini dikkate almadığı ve almayacağı açıktır.Hristodulidis zihniyetindeki fanatik Enosisçi biriyle görüşülecek hiçbir şey yoktur. Türk tarafı olarak izlenmekte olan yeni siyasetimiz doğrultusunda sadece ve sadece tanınma hedefine odaklanılmalıdır. Gerisi boştur, zaman kaybıdır.
Deprem nedeniyle aramızdan ayrılan kardeşlerimize Allah''tan rahmet, yaralılara acil şifa dilerim. Türk devleti güçlüdür ve yaralar birlik ve beraberlik içerisinde muhakkak sarılacaktır. Başımız sağolsun, Allah beterinden saklasın…