Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hüseyin Macit YUSUF
Hüseyin Macit YUSUF

AKEL iş birlikçisi Erhürman Rum tezlerini destekliyor. Türkiye’ye savaş açtı…

Geçtiğimiz hafta New York’ta gerçekleşen Sosyalist Enternasyonal Parti Liderleri toplantısında büyük bir skandal ve rezalet yaşandı. Bu skandal ve rezilliğe toplantıya ‘Kıbrıs’ adına katılan Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman sebep oldu. Toplantıya katılan Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, söz konusu toplantıda, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı için 'işgal' diyen Kıbrıs Rum kesimi AKEL Partisi Genel Sekreteri Stefanos Stefanou’ya tepki göstererek salonu terk ederken, salonda bulunan Erhürman ise Stefanou’nun Türkiye’yi suçlayan iğrenç iftiralarına tepki göstermedi, konuşmanın tamamını yerinden sadece dinlemekle yetindi. Erhürman’ın kılını bile kıpırdatmayıp, Stefanou’nun Türkiye’yi suçlamasına ve düşmanca saldırmasına sessiz kalmasına tepki yağdı. Enosisçi AKEL Partisi Genel Sekreteri Stefanou’nun, toplantıda yaptığı konuşma sırasında Mutlu Barış Harekâtı'nı "işgal" olarak değerlendirmesi üzerine CHP Genel Başkanı Özel, önce salonu terk ederek tepki gösterdi. Daha sonra salona dönerek söz aldı ve Stefanou'nun açıklamalarına yanıt verdi. Erhürman ve Stafanou liderliğinde AKEL ve CTP kurmaylarının 20 Eylül’de Lefkoşa’da gerçekleştirdikleri toplantıda New York ziyaretinde izlenecek strateji üzerinde mutabakat sağladıkları, Erhürman’ın Stafanou’nun Türkiye’ye ‘işgalci’ diye saldıracağını bildiği, konuşmasının içeriğine de onay verdiği bildirildi. Anavatan Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 24 Eylül günü BM 79. Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada federasyonun bittiğini bir kez daha ilan etmesi ve 3. kez uluslararası toplumdan KKTC ile diplomatik, siyasi ve ekonomik ilişkiler kurarak tanınması çağrısı yapmasının ertesi gününde federasyoncu cephe, New York’ta Sosyalist Enternasyonal toplantısında bir araya gelerek izlenmekte olan iki devlete dayalı siyasetimize savaş açtı… CTP lideri Erhürman, AKEL ile mutabık kaldığı Rum tezleri doğrultusunda federasyon siyasetini sürdürerek Stefanou ile birlikte Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ve Türkiye’ye savaş açtı. Bana göre siyaseten intihar etmiş olan Erhürman’a Kıbrıs Türk halkı ilk seçimde haddini bildirecektir. Duayen Büyükelçilerimizden millî davamızın ateşli savunucularından değerli ağabeyim Tugay Uluçevik’in CTP’nin gerçek yüzünü ifşa ettiği ve söz konusu skandala dikkat çeken bilgi notlarının satır başlarını burada aktarmakta fayda görüyorum:

“Cumhuriyetçi Türk Partisi - CTP “Anavatan”, “Yavru Vatan”, “Millî Dava” gibi kavramları, jargonları, metaforları reddeder. CTP’de KKTC’nin, yaşatılması, yüceltilmesi ülküsü, diplomatik ve siyasî olarak tanınması hedefi yoktur. CTP yayın organında “Türkiye’nin Kıbrıs Barış Harekâtı” yerine çoğunlukla “Türkiye’nin askerî müdahalesi” gibi nitelemeler görülür. Tüzüğü’ndeki ifadeye göre CTP çözüm için “iki toplumlu, iki bölgeli, toplumların siyasal eşitliğine dayalı, bağımsız, toprağı bütün, AB üyesi ülke olarak militarizmin etkisinden ve üslerden arınmış... Federal Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurulması ve yaşaması...” hedefini gütmektedir. CTP ile Rumların Komünist AKEL Partisi arasında yakın siyasî ve ideolojik ilişki ve işbirliği vardır. CTP ile AKEL Kıbrıs uyuşmazlığının çözüm şekli hakkında anlayış ve hedef birliği oluşmuştur. Aralarında “federal çözüm” protokolü mevcuttur. Ülkemizde ana Muhalefet Partisi CHP ile KKTC’deki CTP arasında yakın ilişki mevcuttur. CHP CTP’yi “kardeş parti” olarak benimsemiştir. Geçtiğimiz günlerde New York’ta yapılan ‘Sosyalist Enternasyonal Başkanlar’ toplantısında konuşma yapan CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman “Kıbrıs’ta çözümün formülü siyasi eşitliğe dayalı iki bölgeli ve iki toplumlu federasyondur” demiştir. Sosyalist Enternasyonal toplantısında AKEL Genel Sekreteri Kıbrıs Barış Harekâtımızı “işgal” olarak niteleyince CHP’nin Lideri Özgür Özel salonu terk etmiştir. Oysa CTP’nin Lideri Erhürman’ın salonda kalmayı tercih ettiği anlaşılmaktadır. Bellidir ki CTP’nin Lideri için AKEL ile “yoldaşlık” CHP ile “kardeşlikten” ağır basmıştır. Ülkemizin Ana Muhalefet Partisi Cumhuriyet Halk Partisi'nin, Sosyalist Enternasyonal'in geçtiğimiz 24 Eylül'de New York'ta yapılan toplantısında, Genel Başkanı Tufan Erhürman'ın "Kıbrıs" (Cyprus) tabelası arkasında oturmakta beis görmeyen KKTC'deki Cumhuriyetçi Türk Partisi'ni "kardeş Pprti" olarak kabul etmesini şahsen "Millî Dava" anlayışıyla bağdaştıramıyorum.”

Duayen Büyükelçimiz Uluçevik’in söyledikleri çerçevesinde pusulasını şaşırmış olan Erhürman’a şu kritik soruları sormak istiyorum:

*Erhürman Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünü destekliyor mu? Yoksa Steafanou gibi Türkiye’nin adadan gitmesini mi istiyor?

*Türkiye Hükûmeti’ninTBMM’nin ve MGK’nin Kıbrıs’ta federasyonun bir daha görüşülmeyeceği ve adada iki devletin varlığı doğrultusunda çözüm bulunması gerektiği, bu bağlamda da KKTC’nin tanınması gerektiği kararları ortadayken, Erhürman federasyon mücadelesini inanmadığı KKTC meclisinde nasıl sürdürmeyi düşünüyor?

*Erhürman, inanmadığı devletin makamlarını niye işgal ediyor?

*İnanmadığı devletin başına geçmek için niye aday olmayı düşünüyor?

Yazarın Diğer Yazıları