Darbeye karşı darbe... Ama nasıl?
İktidardakiler eğer 14 Mayıs 2023 cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimlerinin neticesinin aleyhlerine olmasını "darbe" diye adlandırıyorlarsa, korkuları büyük...
"Darbe" adlandırmaları, korkuları büyük olduğu için "karşı saldırı"ya zemin hazırlıyorlar, manasına gelir.
Seçim atmosferine girdiğimizden beri Saray Hükûmeti'nin hiçbir surette seçimi kaybetmek istemeyeceğini yazageldim.
17/25 2013 belgelerini bir tarafa bırakalım. Bu belgeleri, muhalefet mutlaka el altında tutuyordur. Zamanında, zaten CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, grup toplantılarında bir bir gösteriyordu. Demek ki depolamışlar.
"Depolamışlar" sözüme dikkatinizi çekerim. Hükûmet edenlerin aleyhine ne kadar çok belge varsa toplamışlar, belki de ayrı bir oda tahsis etmişlerdir. Bunlar Fethullahçıların toplamalarıdır, geçersizdir, diyebilirler. Elbette araştırılacak, deliller ortaya konacaktır.
Muhalefet, şimdi dillendirmiyor ama, Saray Hükûmeti sâkıt olduğunda, her şeyi ortaya dökecek, darbenin asıl tetikleyicisi, devlette Fethullahçıların kadrolaşmalarına bile bile ön ayak olanları gösterecek, "Gelin bakalım." diyecek, mahkeme sıralarını işaret edecektir. Bundan hiç şüpheniz olmasın.
*
Darbe darbeyi getirdi. Nasıl mı?
15 Temmuz 2016 darbe kalkışması bastırıldıktan sonra 20 Temmuz 2016'da Olağanüstü Hâl (OHAL) ilân edildi. "Tek Adam"ın bir imzasıyla kanun hükmünde kararnameler (KHK) çıkarıldı. TBMM tamamen pasifleştirildi; dünyaya karşı göstermelik bırakıldı.
"Tek Adam", art arda çıkardığı KHK'lerle 125 binden fazla kamu görevlisini darbecilerin iş birlikçisi diye kovdu. Pek çoğu gözaltına alındı. Üniversiteler, TV kanaları, gazete, dergi ve yayınevinin de olduğu 2 bin 761 kuruluş kapatıldı, mallarına el konuldu. Fethullahçı yapıların kapısından geçen ceza aldı.
15 Temmuz 2016 Darbe Teşebbüsü'nden 9 ay sonra, 16 Nisan 2017'de yapılan "halk oylaması"yla "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi" adıyla "Tek Adam"a kapıyı sonuna kadar açan anayasa değişikliği paketi kabul edildi.
Hâlbuki köklü değişiklikler, normal şartlarda yapılmalıydı. Halk daha kâbustan uyanmamışken, mevcut şartlardan istifade edilerek, parlamentoyu pasifleştiren, tek adama sonsuz inisiyatif tanıyan rejimin temeli atıldı ve büyük sancı böyle başladı.
*
14 Mayıs 2023'te, halk muhalefeti tercih ettiğinde buyurun, devleti size teslim ediyoruz, deneceğini düşünebiliyor musunuz?!
Süleyman Soylu 14 Mayıs için "darbe" sözünü boşuna söylemedi. Ne demişti?
"15 Temmuz, fiili bir darbe girişimiydi. 14 Mayıs ise Türkiye'yi tasfiye etmeye yönelik hazırlıkların her birini bir araya getirerek oluşturabilecek siyasî bir darbe girişimidir. Bunu biz değil bugün Amerika'nın başındaki zat, yıllar önce söyledi. Yıllar önce denedikleri bütün yöntemler berhava olunca ancak böyle bir yöntemle Türkiye'yi ele geçirebileceklerini ifade ettiler. İçeriden ele geçirmeye çalıştılar, beceremediler. Şimdi bunu kendilerinin bir Truva Atı'yla yapmaya çalışıyorlar..."
15 Temmuz 2016'da darbeye teşebbüs ettiler, R. T. Erdoğan halkı sokağa döktü, darbenin önüne geçildi. Ama büyük yıkımla. 251 şehit, 2 bin 734 yaralı. Şimdi, seçimde, yenilgiye uğramalarını "darbe" olarak nitelendirdiklerine göre, belli ki, hiçbir surette iktidarı bırakmak istemeyecekler, bu defa kendi taraftarlarına, özellikle örgütlü tarikatlara/cemaatlere seslenecekler, "Dökülün sokağa!... ABD'nin Truva'sı darbeye teşebbüs etti, sandıkları berhava edin." diyeceklerdir.
"Darbe"den bahsetmelerinin başka izahı olabilir mi?