Cumhuriyet birden kurulmadı

Cumhuriyet kurulalı 98 yıl oldu. Kuruluş sancılıdır. Mustafa Kemal, arkadaşlarını, Cumhuriyet kurulmadan bir gün önce, yemekte toplayıp "Yarın cumhuriyet ilân edeceğiz!" demiştir. (Nutuk, 1927, s. 571). Arkadaşları ki; Millî Mücadele''yi birlikte yürütmüşledir.

Nutuk''ta, üzerine gitmediği üç isim vardır: Askerlerden İsmet İnönü, Fevzi Çakmak, sivillerden gazeteci Yunus Nadi. İki asker Millî Mücadele''de kritik mevkilerde idi. En çok üzerine gittiği isim Hüseyin Rauf Orbay''dır. Sakallı Nurettin Paşa da atış menzilindedir. Nurettin Paşa''nın Millî Mücadele''deki yeri İsmet ve Fevzi Paşalarla kıyaslanamayacak kadar geride kalıyor. (Nurettin Paşa İzmit''te Ali Kemal''i linç ettirmiştir.) Nurettin Paşa''nın, "İzmir Fâtihi, Karahisar ve Dumlupınar Muharebeleri Galibi Gazi Nureddin Paşa Hazretleri''nin Tercüme-i Hâli" başlıklı risaleyi yayınlaması. Mustafa Kemal''i çok öfkelendirmiştir.

Kuruluş sancılı, demiştim. Meclis''te komisyonlar kurulmuş, saltanat meselesi tartışılıyordu. Mustafa Kemal söz alır, "kafa kesmek"ten bahseder:

"… müşterek encümen reisinden söz aldım. Önümdeki sıranın üstüne çıktım. Yüksek sesle, şu beyanatta bulundum! ''Efendiler; dedim, hâkimiyet ve saltanat hiç kimse tarafından hiç kimseye, ilim icabıdır diye; müzakere ile münakaşa ile verilmez. Hâkimiyet, saltanat kuvvetle, kudretle ve zorla alınır. Osmanoğulları, zorla Türk milletinin hâkimiyet ve saltanatına, vâzıu''l-yed olmuşlardı; ve bu tasallutlarını altı asırdan beri idâme eylemişlerdi. Şimdi de, Türk milleti bu mütecâvizlerin hadlerini ihtar ederek, hâkimiyet ve saltanatını, isyan ederek kendi eline, bilfiil almış bulunuyor. Bu bir emrivâkidir. Mevzubahis olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız? meselesi değildir. Mesele zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada ictima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvâfık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır. Fakat ihtimâl bazı kafalar kesilecektir." (Nutuk, s. 494-495)

"Osmanlıcılar"ın tutundukları dallardan biri "Osmanoğulları, zorla Türk milletinin hâkimiyet ve saltanatına, vâzıu''l-yed olmuşlardı; ve bu tasallutlarını altı asırdan beri idâme eylemişlerdi." sözüdür. "zorla" demesi tartışmaya açılmıştır.

Adı konmamış cumhuriyet 20 Ocak 1921''de ilân edilmişti. Bu tarihte kabul edilen Teşkilat-ı Esasiye Kanunu''nun (Anayasa''nın) ilk maddesi:

"Hâkimiyet bilâ kayd ü şart milletindir. İdare usûlü halkın mukadderatını bizzat ve bilfiil idare etmesi esasına müstenittir."

''''Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir." cümlesi Cumhuriyet''in örtülü ilândır.

Bu madde 29 Ekim 1923''te değiştirilecek ve "cumhuriyet" adı konacaktır:

"Hâkimiyet, bilâ kayd ü şart milletindir. İdare usûlü halkın mukadderatını bizzat ve bilfiil idare etmesi esasına müstenittir. Türkiye Devleti''nin şekl-i hükümeti, cumhuriyettir."

Anadolu''da, Cumhuriyet ilân edilmeden önce Osmanlı sahasında devlet parçalanırken kurulan iki cumhuriyet daha var:

"Garbî Trakya Hükûmet-i Müstakilesi" adıyla 31 Ağustos 1913''te kurulan ve 30 Ekim 1913''te sona eren Batı Trakya Cumhuriyeti ile 25 Mart 1919 tarihinde kurulan ve İngilizlerin 12 Nisan 1919''da Kars''ı işgal etmesiyle sona eren "Cenûb-i Garbî Kafkas Hükümet-i Cumhuriyesi".

Yeni Türkiye, "cumhuriyet"e teşne idi. Mustafa Kemal, yukarıya aldığım sözlerinin sonunda şöyle der:

"Ben milletin vicdanında ve istikbâlinde ihtisâs ettiğim büyük tekâmül istidadını, bir millî sır gibi vicdanımda taşıyarak peyderpey, bütün heyet-i ictimaiyemize tatbik ettirmek mecburiyetinde idim." (s. 495)

Netice: Cumhuriyet.

Yazarın Diğer Yazıları