Hangisini tercih edersiniz Cumartesi Anneleri''ni mi, Diyarbakır''da HDP İl Binası önünde, evlat nöbeti tutan anneleri mi?
Annelerde tercih olmaz. Onların ıstırapları çocukları içindir.
Çocukları PKK''nın dağa götürdüğü anneler kadar, çocuklarını devletin kaybettiği söylenen anneler de bizim için muteberdir.
Diyarbakır anneleri için siyasî emelden bahsedemeyiz. HDP''nin PKK''nın "militan devşirme bürosu" gibi çalıştığını bilmeseler il binasının önüne gelip oturmazlar.
Diyarbakır Anneleri''nin evlat nöbeti 1000. gününde...
İlk nöbet 3 Eylül 2019''da başlıyor. Öncesinde de HDP önünde gelip eylem yapan anneler var. Bir anne 22 Ağustos 2019''da nöbete başlamış ve iki gün sonra evladına kavuşmuştu. 3 Eylül 2019''da üç aile ile sürekli oturma eylemi başlıyor. Giderek sayı artıyor ve 299''a çıkıyor. Bugüne kadar 35 aile çocuklarına kavuşuyor.
PKK''nın dağa götürdüğü 18 yaşındaki oğlu için ilk nöbeti başlatanlardan 35 yaşındaki A. B.''nin sözleri, anne hasretini, ıstırabını, kararlılığını ortaya koyuyor:
"Evlatlarımız ölüsüyle, dirisiyle gelene kadar buradayız, mücadelemize devam edeceğiz. Mücadelemizi bırakmıyoruz, evlatlarımızı geri istiyoruz. Bizim gibi gönlü yanık analar varsa, onları da buraya çağırıyoruz, onlara sesleniyoruz, sesimize ses versinler, çoğaldıkça inşallah onları geri getireceğiz. Kesinlikle davamızdan vazgeçmiyoruz, hiçbir şey bizi yıldıramaz. Çocuğumuz gelmezse ben HDP binasını ateşe vereceğim."
Bizde sol liberaller, etnisite üzerinden kendileri tatmin ettikleri için PKK''yı pek severler. Onların canlarını en çok sıkan da Diyarbakır''da evlat nöbeti tutan anneler. (HDP/PKK milletvekili Prof. Dr. Erol Katırcıoğlu''nun evlat nöbeti tutan annelere karşı zafer işareti yapması, HDP/PKK''lıların için için nasıl hınç beslediklerini gösteriyor. Tabiî bu alçaklıktır! Erol! Hadi savcılığa koş!)
Sol liberallerin baş tacı ettikleri anneler Cumartesi Anneleri.
Şimdi hapiste tutulan Selahattin Demirtaş''ın, PKK''nın dağ kadrosu önderlerinden ağabeyi Nurettin Demirtaş, bir ara, Diyarbakır''da evlat nöbetindeki ailelere seslenmiş, "AK Parti''yi ikna edin, bombardımanı durdursunlar, siz de gelin çocuklarınızı görün." demişti. Kendini bilmeze bak!
Geçmişte, dağa kadar çıkıp çocuklarını kurtarmak isteyen anne ve babaların haberlerini okumuştuk. Hiç olmazsa hasret gideriyorlar, sonra içleri yana yana dönüyorlardı. Bu anne babaların yürekleri ağızlarındadır. Her bombardımanda, her çatışmada, "etkisiz hâle getirilen" PKK''lı sayısı verildikçe kahroluyorlardır. Kuşkuyu içlerinden hiçbir zaman atamazlar: "Acaba benim çocuğum da etkisiz hâle getirilenlerden mi?!" (Ne garip Türkçe değil mi? Yazmıştım... Etkisiz hâle getirmek... Siz çatışıyorsunuz, bombalıyorsunuz, dolayısıyla öldürüyorsunuz. Hadi yaraladınız. Etkisiz hâle getirmek değil, kısaca etkisizleştirmektir.)
Cumartesi Anneleri meselesini biraz açalım. Vikipedi''de bilgi şöyle: "Cumartesi Anneleri, 27 Mayıs 1995''ten bu yana her cumartesi günü Galatasaray Meydanı''nda oturma eylemi düzenleyerek gözaltında kaybolan yakınlarını ve faili meçhul siyasi cinayetlere kurban giden yakınlarının faillerini arayanlardan oluşan bir topluluktur."
Bizdekiler, Arjantin''de cunta yönetiminin ortadan kaldırdığı çocuklarını bulmak için Plaza Del Mayo Meydanı''nda toplanan annelerden ilham alıyorlar.
Cumartesicilerimizle, HDP önünde evlat nöbeti tutanlar arasında en bariz fark, Cumartesicilerin, Arjantin örneğinden hareketle bir organizasyonla eyleme geçirilmeleri, Diyarbakır''daki evlât nöbeti tutanların ise kendi inisiyatifleriyle HDP binası önüne gitmeleridir.
Vikipedi, Cumartesi annelerini toplayanlar için: "Nadire Mater''in de aralarında bulunduğu ''Arkadaşıma Dokunma'' kampanyasını yürüten bir grup...'' diyor. Bu Nadire, eskilerden. (Kızı Gezi Davası''nda ceza aldı.) "Mehmedin Kitabı- Güneydoğu''da Savaşmış Askerler Anlatıyor" adıyla dış destekli bir kitap çıkardı. PKK''ya karşı vuruşan askerlerimizi anlatıyor ama tahmin edersiniz, küçültücü bir anlatış.
Bütün kesimler PKK''ya, HDP''ye karşı tavrı en kalın çizgilerle koymalıdır!
