Çocuk istismarcıları!
10-11 yaşlarında bir çocuğu bile mülevves emellerine âlet ettiler. "Mülevves"le neyi kastettiğimi onlar bilirler.
Milyonlarca oy almış, iktidara talip ana muhalefet partisinin genel başkanına, bir çocuğun ağzına mikrofonu dayayıp "Bay Kemal hain!" dedirtmek tek kelimeyle çaresizliktir.
O itham çocuğun ağzından çıktığında öyle mesrûrlardı ki... "Mesrûr", yine onların anlayacağı bir sıfat. "Mülevves"le yan yana getirdiklerinde, kendilerinin nelerden mutlu olduklarını fark edeceklerdir! Bu mutluluk asla Türkiye''nin hayrına değildir.
Devletin temellerini sarsıyorlar.
Tek derdi babasının hapisten çıkması olan bir çocuğa umut vermeleri... Umut verirken "kâr" hesabı yapmaları...
Acı olan bu çocuğun, babasının hapisten çıkışının, Kemal Kılıçdaroğlu''na "Hain!" demesi için ağzına mikrofon tutan zatın iki dudağı arasında oluşuna inanmasıdır. O zatın "cumhurbaşkanı" sıfatıyla af yetkisi var. Ama affın kanunlarla belirlinmiş bir sınırı da var.
Çocuğun babası o sınır içine girer mi girmemiz mi, bilmiyoruz. Çocuk da bilmiyor ama o zatı "tek söz sahibi", "muktedir" gördüğü için babasının derdine düşüyor.
Küçücük çocuğa sigara içirtip marazî zevk alanlarla, 10 yaşındaki bir çocuğu "Bay Kemal hain!" dedirterek mesrûr olanlar arasında bir fark görüyor musunuz?
Muhtemelen çocuğa o cümle ezberletilmiştir. Yoksa mikrofon ağzına dayatılmazdı. Çünkü bulûğa ermemiş bir çocuk "Reis amcam söz verdi. Ben Bay Kemal hain dersem babamı hapisten çıkartacak." deseydi ne yapacaklardı?
İki tivit vereceğim. Biri "Bay Kemal"in, diğeri Süleyman Soylu''nun.
"Bay Kemal"in tiviti:
"Lütfen küçük çocuğumuzla ilgili haberi paylaşmayın, kötü söz söylemeyin. O daha çok küçük. Ayrıca tüm örgütlerimizden istirhamımdır, duygularımıza yenilmeden, çocuk pedagojisi ne diyorsa ona uyun!"
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu''nun tiviti:
"Bir çocuk ağlar, Cumhurbaşkanı merak eder. Çocuk, derdini anlatır ve ardından Cumhurbaşkanımızın elinden mikrofonu kapmak ister. Herkes çocuğun atikliğine tebessüm ederken lider, çocuğu kırmaz... Çocuk, Eren Bülbül''ün katillerinin arkadaşlarına ''hain'' demiş. ''Çocuktan al haberi''"
İki tivit arasındaki farkı görüyor musunuz?
Süleyman Soylu''nun tiviti büyük zekâ ürünü! Kendisini kutluyorum. O benzetmeyi herkes bulamaz.
Artık Türkiye sathında babası hapiste olan çocukları kürsüye çıkartıp koro hâlinde, Eren Bülbül katillerinin arkadaşı(!) "Bay Kemal"e "Hain!" dedirtmeli. Ne kadar çok çocuğa "Hain!" dedirtirlerse, halkı "Kemal Kılıçdaroğlu''nun hainliğine inandırırlar!
Beyin yıkama böyle bir şey. Bir tavsiyem daha var. Çin komünist rejiminden ders alsınlar. Beyin yıkama ustası onlar.
"İslâm" diyenlere, "nass" diyenlere "bulûğ"u hatırlatacağım.
"Ebû Hanîfe''ye göre erkek on sekiz, kız on yedi yaşını tamamlayınca, İslâm hukukçularının büyük çoğunluğuna göre ise erkek-kız ayırımı olmaksızın çocuk on beş yaşını tamamlayınca fiilen erip ermediğine bakılmaksızın hükmen bulûğa ermiş sayılır. (…)Bulûğ ile insan hem bedenen hem de ruhen belli ve yeterli bir asgari olgunluğa eriştiğinden kural olarak edâ (fiil) ehliyetini kazanır. " (Ali Bardakoğlu, "Bulûğ", TDV İslâm Ansiklopedisi. C. 6, 1992)
Bulûğa ermemiş çocuktan medet umanlar acaba bulûğa ermiş kabul edilebilirler mi?
"Bay Kemal hain!" dedirtenlerin, çocuk istismarcıları olup olmadığına siz karar verin.