Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Abdullah OSKAY

Abdullah OSKAY

Ticaretin Politikası

Çin’in devasa altyapı projeleri ne ifade ediyor?

Çin, son dönemde en dikkat çekici güç. Kişi başı geliri hâlâ 12.500 Dolar civarlarında. Japonya’nın 1980’lerin ortasına kadar yaptığı büyük atılımın bir benzerini yaptı. O dönemde Japonya’nın bu ivmesinin sürmesi hâlinde hegemonyayı devireceği düşünülüyordu. Japonya sonrasında uzun bir resesyon dönemine girdi. Aynı sona Çin’in sahip olup olmayacağı konusu günümüzde en önemli ve güncel tartışmalardan.

Çin’in başarısının arkasındakiler

Bir söylentiye göre, Çin İmparatoruna İngiliz elçisi, “Size bir demir yolu yapalım” demiş. Çin İmparatoru, “Ne işe yarayacak?” dediğinde elçi, “Otuz günde gideceğiniz yolu, bir günde gideceksiniz” demiş. İmparator ise, “Geriye kalan 29 günde ne yapacağız?” diye cevap vermiş.

Çin’in son dönemde başarısı üzerine çokça konuşuluyor. Çin’in en büyük başarıları, artık eski ucuzcu algısından çıkmış ürünleri değil, büyük altyapı yatırımları. Üniversite yıllarımda aldığım Karşılaştırmalı Politikalar dersinde, farklı toplumlardan kişilere “devlet” denildiğinde kafalarında bambaşka bölgelerin yandığı, devletin toplumun zihninde inşa edilen bir şey olduğu görülüyordu.

Alman bilim insanı Joachim Radkau, “Doğa ve İktidar” kitabında bu durumu doğrularcasına çıkarımlarda bulunmuştu. Radkau, Batı’nın mevsimsel yağışlara dayalı tarımının feodalizme yol açtığını, Doğu’da ise İndus, Ganj ve Sarı Nehir gibi nehirler üstündeki büyük altyapı projelerinin yaşamın sürdürülmesi için gerekli olduğunu, bunun ise bambaşka bir devlet inşası sürecine yol açtığını ve insanların zihninde devletin Batı’dakinden çok farklı anlaşıldığını aktarmıştı.

Çin İmparatoru artık mezarında ters dönebilir. Kolomb’un gemisinden kat be kat büyük gemileri söktürüp içine kapanan Çin’den, dünyayı yeniden keşfe çıkan Çin’e doğru uzun ve meşakkatli bir dönüşüm geçirdi Çin. Mobilitenin önemsenmediği bir dönemden mobiliteye hiper önem veren bir yapıya bürünmüş bir Çin’le karşı karşıyayız.

Çin, son 15 yılda modern ekonomi ve yaşamın en önemli ayağı olan hızlı ulaşım ağlarıyla ülkedeki hareketlilik kapasitesini katladı. Tarım toplumu durgunluğa, kapitalist toplum ise mobiliteye dayanır. Çin, hareketliliğin kapitalizmdeki rolünü gördü ve buna uygun olarak hem ülke içinde hem de ülke dışında büyük projelere girişiyor. Ülkenin nüfusunun yüzde 80’inden fazlasının yaşadığı Doğu bölgeleri, artık demir ağlarla tamamen örülmüş durumda. Çinli bunu tarihin her döneminde olduğu gibi, devletini üstün bir noktaya konumlayarak tamamlayabildi.

Çin’in Kuşak ve Yol Projesi de yine Çin’in dönüşümünün mihenk taşlarından. Dünya tarihindeki en büyük altyapı projesi olarak yansıtılan projenin bütçesi 4 trilyon Dolar. Çin, bu projeyle geleneksel olarak Anglo-Sakson hegemonlar olan İngiltere ve ABD’nin hegemonyasına, geleneksel kara gücü olması refleksiyle cevap veriyor. Çin, dünyada giderek artan zengin bloklar içi ticarete uygun olarak yapılandırdığı projesiyle, AB pazarı ile ülkesi arasında önemli bir altyapı dönüşümü sağlamaya çalışıyor.

Karalara mı, denizlere mi hâkim olan kazanır?

Çin, bu hamlesiyle dönüşüyor, dönüştürüyor, ABD’ye bağımlılığını azaltıyor. Çin’in bu açılımları bir taraftan hegemonyayı sorgular mahiyetiyle eleştiriliyor. Çin, her şekilde mobiliteye hiç olmadığı kadar önem vererek, Asya’nın yeniden dünyadaki üretimin aslan payını tuttuğu günlere dönmesine çalışıyor.

Şimdiye kadar Çin’in önderliğinde bu durum nispeten başarıldı. Bundan sonraki süreçte tarih Çin’den yana. Batı’nın ve ABD’nin hâlâ dünyayı dönüştürebilecek maddi ve entelektüel kapasiteye sahip olduğunu unutmadan, adımlarımızı etkin bir denge politikasıyla atıp, Çin ve AB pazarları arasında, Orta Koridor’da öncü bir ülke olmak için altyapımızı güçlendirmeye devam.

Dünyanın merkezi 12. Yüzyılda Afganistan’dı. 15. Yüzyılda İstanbul’a kaydı. 18. Yüzyılda ise İngiltere idi. 20. Yüzyılda ABD’ye, şimdi ise Çin’e kayıyor. Elbet sonrasında Orta Asya’ya, oradan da Türkiye’ye kayacak. Birkaç yüzyıl geçecek ama uluslararası ilişkilerde hep tartışılan denizlere mi, karalara mı hâkim olan dünyaya hâkim olur konusu, Çin ve ABD güç mücadelesinde ortaya çıkacak.

Yazarın Diğer Yazıları