Çin-ABD çekişmesinin arka planı
Dünyanın merkezi, Doğu''dan Batı''ya kaydı, kaymaya devam ediyor. 11. Yüzyılda dünyanın Greenwich''i bugün Afganistan''da yer alan ve gün yarısı anlamına gelen Nimruz şehriydi. 15. Yüzyılda dünyanın Greenwich''i İstanbul''du. 19. Yüzyılda ise dünyanın merkezi bugünkü İngiltere''de bulunan Greenwich oldu.
Bu kaymaların nedeni, ticaretin ve dünyanın ekonomik merkezinin yer değiştirmesiyle alakalı. İpekyolu ticareti önce Akdeniz ticaretine, sonra Atlantik ticaretine kaydı. Şimdi ise Pasifik ticareti en önemli konumda bulunuyor.
Ejderha uyanıyor
Bir dünya savaşı daha çıkacaksa bunun merkezinin Pasifik olacağı şimdiden anlaşıldı. Çin''in 1978 sonrasında uyguladığı reformlar, Çin''i ayağa kaldırdı. Çin artık dünyanın ikinci büyük ekonomik gücü. Güçlenen Çin, birçok açıdan revizyonist taleplerle geliyor. Denizden ve karadan 14 ülkeyle sorunları bulunan bir Çin var. Etnik sorunları da cabası. Çin, Tek Çin politikası diyor. Çin, sömürgecilere diz çöktürüldüğü 19. Yüzyılı, "Büyük Aşağılanma Yüzyılı" olarak görüyor. Bu yüzyılda kaptırdığı toprakları tek tek ülkesine katmak istiyor. Hong Kong''u 1999''da İngiltere''den devralan Çin, 1949''da devrim sırasında Çin''den kaçan milliyetçilerin kurduğu Tayvan''ı da kendisine katmak istiyor. Tayvan üzerinde yıllardır fırtına öncesi sessizlik yaşanıyor. Çin''in, uluslararası deniz hukukunun dışına çıkarak, Güney Çin Denizi''nde Filipinler, Endonezya, vb. ülkelerin egemenlik haklarını taciz edecek girişimlerini artırıyor.
Çin''in yükselişinin zafiyeti ise kültür alanında kendini gösteriyor. Çin, kendi kültürel kodlarını bir türlü dünyaya anlatamıyor. Çin, dünyaya Çinçeyi öğretemiyor, filmlerini izletemiyor. Hegemonyanın üç unsuru siyasi-askerî ve ekonomik boyutları nispeten iyi durumda olsa da, kültürel boyutunda bir türlü ivme yakalayamıyor. Dünyanın her yerinde Konfüçyüs merkezleri bir bir kapanıyor.
ABD, Çin''e kaslarını gösteriyor
ABD hegemonyası Çin''in tehdidi altında. Güçlenen Çin, ABD''de herkesin kâbusu olmaya aday. ABD, dünyanın jandarmalığını başta Avrupa''daki diğer müttefikleri ile paylaşmak için baskı yapıyor, kendi gücünü ise Çin''e karşı konsolide etmeye çalışıyor. Bunun da yolunun Asya-Pasifik''te yeni ittifaklar oluşturmaktan geçtiğini biliyor.
ABD''nin buradaki stratejisi, Çin''i bol kaynakları olan Pasifik''e çıkartmamak. Güney Kore, Japonya, Tayvan, bölgedeki diğer adalar üzerinden birbirine eklemlenmiş bir gerdan gibi, Çin''i hapsetmeye çalışıyor. Ayrıca, enerji fakiri Çin''e gerektiği zamanlarda enerji akışını kesmek istiyor. Bölgede geçmiş yıllarda Çin''i dengelemek üzere kurduğu ASEAN gibi uluslararası örgütlerin yanı sıra, Japonya, Hindistan, Avustralya ve ABD işbirliğinde QUAD savunma iş birliğini kurdu. ABD''nin mesajı net: Çin bölgesel bir güç olabilir. Küresel güç olmak isterse ben karşısındayım. ABD bu mesajlarını ayrıca İslam düşmanlığının yerini Çin düşmanlığı (sinophobia) ile perçinliyor.
Geleceğin gerginlikleri
Doğu Asya''dan yükselecek
ABD hegemonyası giderek ivme kaybediyor. Çin ivmesini biraz kaybetse de, yükseliyor. Hegemonyaların düşüşü savaşla olur, ticaret bayrağı takip eder, yeni hegemonlar yükselir. Çin''in hegemonyayı adım adım zorladığına şahit oluyoruz. Dünyanın ekonomik merkezinin kapitalizm öncesinde olduğu gibi Asya''ya kaydığı yeni bir döneme giriyoruz. Çin, bu yeni dönemde hegemonyayı çok zorlayacak. Zorlarken de zorlanacak. Her şekilde oluşan bu yeni durum, dünyanın kalbinin uzun zaman Asya-Pasifik''te atmasına neden olacak.