CHP yol ayırımında (3)
“CHP yol ayırımında” dediğimizde bir köklü değişiklikten bahsediyoruz.
Bu son seçimde, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun geçmişte partisinin eğri baktığı bütün meselelerde “helalleşme” moduna geçmesini halk yeterli görmedi; CHP, bir önceki oy seviyesinde kaldı. K. Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığında girdiği seçimlerde CHP’nin aldığı oy oranlarını yine hatırlayalım. Dünkü yazımdan aktarıyorum:
“2011 seçimlerinde % 25,98, 7 Haziran 2015 seçimlerinde % 24,95, 1 Kasım 2015 seçimlerinde % 25,32, 4 Mayıs 2018 seçimlerinde % 22,7, 14 Mayıs 2023 seçimlerinde %25,35 oy aldı. Son seçimde ittifak oyların çıkarırsak, % 22 - % 23 oranında oy aldığı söyleyebiliriz.”
Cumhurbaşkanı seçiminde Recep T. Erdoğan’ın karşısında K. Kılıçdaroğlu, partisinin aldığı oyun iki katında fazla oy aldı. Cumhurbaşkanı olamadıktan, o makama rakibi oturduktan sonra, oyun bir önemi kalmadığı söylenebilir ama bu oy Türkiye’nin siyasî yapısı için çok ama çok kıymetli.
Oylar K. Kılıçdaroğlu’na naçar verilmiştir. Evet, naçar verilmiştir. Başka çare yoktu. Halk R. T. Erdoğan’dan kurtulmak için “sol”dan gelme K. Kılıçdaroğlu’na mührü basmıştır.
Saray cenahı, K. Kılıçdaroğlu’na yönelişin asıl sebepleri üzerinde mutlaka durmalı, halkın gerçekleriyle yüzleşmeli, Türkiye’yi nasıl karanlığa sürüklediklerini görmeli; çıkar hesabıyla, kayırmayla, kendisinden olmayanı gâvurdan daha gâvur görmeyle kardeşlik ruhu öldürdüklerini fark etmelidir.
Kendilerine oy vermediklerini düşündükleri kesime karşı düşmanlık yürekleri kanatıyor. Benden olmayan bana bey’at etmeyen, def olsun gitsin, denmeye getiriliyor.
Mültecilerin baş üstünde tutulmasının asıl sebebini siz ne zannediyorsunuz! Biz dindaşımızı karşılıksız sever, ekmeğimizi bölüşürüz, dediklerini mi sanıyorsunuz! Saray için esas olan göçkünlerin minnetinin oya tahvilidir.
Türkiye de yol ayrımında. Türkiye’nin teminatı, bu ülkeyi şartsız sevenlerdir. Saray’a verilen destek sorgusuz değil, sorgulu olmalıdır. (İleride “sorgulu destek”e sık temas edeceğiz.)
CHP, önce fikrî yapıda bir revizyona gitmeye mecbur. “Sol” dediğin an dar alana kendini hapsetme belgenizi imzalamış olurunuz. Hele dinî bir tavrı, nasıl olursa olsun, “gericilik” diye adlandırma, baştan kaybettirir.
Özellikle CHP’yi öne çıkaran basın yayın organlarında, öyle başlıklar atılıyor ki, Kur’ân’dan ayetler okuma bile bilerek veya bilmeyerek, “gericilik” diye adlandırılıyor... Asla kabul edilemez! Bu vasıflandırmalar üzerinde herkes bir kere daha bir kere daha düşünmelidir.
CHP’nin tüzüğünde de yer alan “sol” kavramı üzerine asıl fikir üreten Bülent Ecevit’in evrilmeleri üzerinde durduk ve daha duracağız.
*
Kur’ân’da “sağ” ve “sol”la neyin kastedildiğini önceki yazılarımızda açıklamıştık.
Kıymetli ilâhiyatçımız Prof. Dr. Abdulkadir Şener Hocamız, Kur’ân-ı Kerim’de yer alan “sağ” ve “sol” kavramı üzerine bir açıklama gönderdi. Aynen veriyorum:
“Aziz kardeşim Arslan Tekin Bey,
Bugünkü yazınızda Kur’ân’da sağcı-solcu tabirleri yok diyorsunuz. Doğru söylüyorsunuz. Kur’ân-ı Kerîm’de amel defterleri sağından verilenler ve solundan verilenler ifadeleri vardır. Bugünkü siyasî ve ekonomik anlamda sağcı-solcu ifadesi İslâm kaynak literatüründe yoktur. Kur’ân meali yazan Hasan Basri Çantay siyasî bir saik ile bu ifadeleri sağcılar-solcular diye tercüme etmiş ve maalesef bu çeviri bir kısım Türkçe meallere ve kitaplara da geçmiştir. Vâkı’a Sûresi 8. ve 9. ayetler (56/8,9); Hâkka Sûresi 19. ve 25. ayetler (69/19,25).
Bu ayetlerin çevirisi için bizim Yüce Kur’ân adlı meale de bakabilirsiniz. (Yüce Kur’ân ve Tefsirli Meâli (İzmir 2020). Hazırlayanlar: Prof. Dr. Abdulkadir Şener, Prof. Dr. Cemal Sofuoğlu, Prof. Dr. Mustafa Yıldırım)
Vâkı’a Sûresi 8. ayet: “Amel defteri sağdan verilenler. Ne mutlu insanlardır onlar!”
Vâkı’a Sûresi 9. ayet: “Amel defteri soldan verilenler. Ne bahtsız kimselerdir onlar!”
Açıklama: “Meymenet” (sağ) kelimesinin “doğru yolu bulmuş olanlar” manasında mecaz olarak kullanılması gibi “meş’emet” (sol) terimi de “kötülüğe batmayı” göstermek için kullanılır. Bu her iki mecazın kökeni, gelecekteki bazı olayların, kuşların belli dönemlerdeki uçuş yönlerine bakılarak tahmin edilebileceği inancına dayanır. Eğer sağ yöne doğru uçmuşlarsa uğurlu gelecek, uçuş sola doğru ise aksi olacak. Bu eski inanış zamanla dilin kullanımına yansımış, böylece “sağ” ve “sol” kavramları, az veya çok “uğurlu” veya “uğursuz” ile eş anlamlı hâle gelmiştir. Kur’ân’ın deyimsel kullanımında bu iki kavram sırasıyla “doğruluk/dürüstlük” ve “eğrilik/kötülük”e dönüşmüştür. (M. Esed) Bu ifadelerin günümüzdeki siyasî ve iktisâdî adlandırmalarla bir ilgisi yoktur.
Hâkka Sûresi 19. Ayet: “Amel defteri sağ tarafından verilen kimse o gün şöyle diyecek: “İşte benim amel defterim, alın okuyun.”
Hâkka Sûresi 25. Ayet: “Amel defteri sol tarafından verilen kimse de şöyle diyecek: ‘Keşke bana amel defterim hiç verilmeseydi!’”
Sevgi ve selâmlar.”
Prof. Dr. Abdulkadir Şener