CEO olmadan önce ESNAF mı olsak bardağın dolu tarafından mı baksak acaba!..

Yapmayın be kardeşim!..

Etmeyin, n’olur!

Biraz ayaklarınız yere bassın!

Tamam yabancı isimli ünvanlar kullanılıyor…

O ünvanlar size ayrıcalık(!) veriyor ve siz de ondan haz alıyorsunuz ya hani…

Ünvanın hakkını da vermek lâzım.

*

Bizdeki adıyla ‘İcra (veya yürütme) Kurulu Başkanı’ olan CEO, doğrusunu isterseniz çok önemli bir ünvan…

Bunun içinde tecrübe var…

Samimiyet var…

Birikim var…

Eğitim var…

Nezaket var…

Hoşgörü var…

Anlayış var…

Sabır var…

Heyecanı dinginliğe bırakma var…

Durağanlık yok, araştırma var…

Hem yaptığı işine hem de çalıştırdığı insan kaynağına karşı sorumluluk yüklenme var…

Daha sayayım mı?

İnanın bana saymakla bitmez…

*

Gelin görün ki benim memleketimde şirket yöneticileri nedense -özellikle de yeni nesil şirket yöneticileri- kendilerine CEO denilmesinden ayrıca da başka bir hoşnutluk yaşıyorlar sanırım!

*

Ha!.. Ayrıca bizim ülkemizde hangi konuda olursa olsun isim olarak kullanılan neyimiz varsa ve niyeyse -üstelik de hemen her alanda- çoğunlukla da onun yabancı dilde olanını kullanıyoruz.

Belki de bu da bizim; öncelikle kendimize olan aidiyet ve özgüven duygumuzdaki eksikliği gösteriyor sanki.

Öyle aklıma geliyor benim.

*

Eğer biz uluslararasında ekonomik, ticaret, sanat, spor ve kültürel anlamda dünlerden bugünlere doğru bir yer edinmiş olsaydık, Türkçemizden vazgeçmeyeceğimiz gibi belki de yabancılar bizim dilimizi kullanırdı, öyle geliyor bana.

*

Ezcümle: CEO’lar ya da bizim dilimizle; icra (veya yürütme) kurulu başkanları, her anlamda donanımlı insanlar.

Halkın anlayabileceği dille söyleyeyim, önce ESNAF İNSAN olmayı da öğrenmeliler, sonra ne oluyorlarsa olmalılar.

*

Hani şu vatandaşa önce efelenen, sonra da ‘Pardon!’ diyerek, istifa eden Patiswiss’in CEO'bundan söz ediyorum.

*

Esra U. adındaki bir vatandaşımız bu firmanın ürünlerinden satın alıyor, daha sonra çikolataların küflenmiş olduğunu görüyor ve sosyal medyadan firma CEO’sunu da ekleyerek çikolatanın küflendiğine dair mesaj paylaşıyor.

CEO’nun verdiği yanıt ise aşağıda, takdir sizin.

mesaj.jpg*

Bana göre oldukça ağır ve bir CEO’ya hiç de yakışmayan, müşteriyi küçük düşüren ve hatta tehdit eden ifadeler.

Ancak sonradan müşterisinden ve kamuoyundan özür dileyerek kamuoyu önünde istifa ettiğini açıklıyor.

*

Hani diyorum ki hayatın; ‘Keşke ve iyikilerin farkı’ olduğunu unutmasak!..

Hangisini çok kullanırsak, onun sonucunu yaşıyoruz çünkü.

Özür dilemek de şık bir davranış elbette, yine de özür dilenecek kabahat yapılmamış olsaymış.

*

Ne diyeyim, belki de kendisini özre kadar götüren bu kabahat, bu Sayın Hanımefendi’ye ESNAF İNSAN olma yolunda küçük bir başlangıç yapma fırsatı da vermiş olabilir.

Bir de bardağın dolu tarafından bakmak lâzım.

Yazarın Diğer Yazıları