Çalışanın maaşını, patronun kârını kırpacaklar!
Bir devletin ekonomi ve siyasi politikalarının başarılı olup olmadığını anlamanız için bakmanız gereken önemli adreslerden birisi de 'bütçe rakamlarıdır.'
Eğer politikalar başarılı ise bütçede gelirlerin giderlerden fazla olduğunu görürsünüz. Neden? Çünkü siyasi ve ekonomik alanlarda atılmış akıllı adımlarla, vergi mükellefleri bol kazançlar elde etmiş, bunun sonunda da ödedikleri vergilerle bütçede fazla verilmesine neden olmuşlardır. Bir önemli konu da bütçenin harcamalar kısmını yöneten iktidar, kaynakları verimli alanlara yöneltmiş, yandaşlarına değil, ülkenin büyümesine katkı verecek birimleri destekleyerek ekonominin gelişmesini sağlamıştır.
Yukarıda anlattığımız mekanizma tersine çalışmışsa da bu sefer bütçede büyük açıklar verildiğini görürsünüz. Bakınız, Türkiye'nin 'Ekim 2020 Merkezi Yönetim Bütçe Gerçekleşmeleri' açıklandı. Buna göre, 'Merkezi yönetim bütçesi 2019 yılı Ekim ayında 14 milyar 896 milyon TL açık vermiş iken 2020 yılı Ekim ayında 4 milyar 892 milyon TL açık verdi.'
İşin ne kadar sıkıntılı bir noktaya vardığını görmek adına aşağıdaki tabloya bakmanız yeterli.
Bütçe 2019 Ocak-Ekim arasında 100,7 milyar TL açık vermişken, 2020 Ocak-Ekim arasında açık %44,5 artarak, 145,4 milyar TL olmuştur.
Yine tabloda da görüleceği üzere, başarısız ekonomi yönetiminin bir diğer işareti olarak, borçla dönen devletin, bedel olarak ödediği faizlerdeki patlamadır.
Kaynaklar yıllardır savrulsa da yanlış ve yandaş politikalarla giderler artsa da devlet çarkı durmaz. Elbette ki, devletin devamı esastır ve bu çarkın son yirmi yıldır hızla artan borçla döndüğünü üzülerek görüyoruz. Borçların faizine ödenen tutar 2019 Ocak-Ekim arasında 88,3 milyar TL'den 2020 yılının aynı dönemimde 119,5 milyar TL'ye yükselmiştir.
Verilen açıklar borçla kapatılmaya çalışılırken faiz maliyeti kime yansıyacaktır? Ya da açıkların kapanması için yapılacak zamlar en çok kimlerin alım gücünü azaltacaktır? Ben size söyleyeyim: Olan çalışana, olan patrona, yani olan yine vatandaşa olacaktır.
Zamlar ve faizin bedelini maaşının alım gücü düşecek çalışan ödeyecektir. Patronun ödeyeceği vergi yükü de artacak, karşısında alım gücü düşmüş vatandaşla beraber kârı da eriyecektir.
Bütçedeki bozulmanın etkileri keşke bu kadarla kalsaydı. Ötesi de var! Merak edenler Google'a 'Duyun-u Umumiye' yazıp bütçede büyük açıklar veren koca Osmanlı'nın başına ne gelmiş öğrenebilirler.