Bunun adı nüfuz ticaretidir

Başbakan Recep T. Erdoğan, son operasyonun baş şüphelisi Rıza Zarrab (veya Rıza Sarraf) hakkında “hayırsever” diyor.
Adam tutuklanmış... Hakkında iddianame hazırlanacak... İcranın başındaki kişi baş şüpheliden “hayırsever” diye bahsediyor!
Bu mahkemeye müdahaleye girer mi, girmez mi? Hukukçular karar versin.
Meselenin öbür yüzünü düşünüyorum:
Rıza’nın telefon konuşmaları yayınlandı... Görülüyor ki, çıkar ilişkisi içinde olduğu kişi ve müesseselere “hayırsever”. Hadi montaj diyelim ama büyük bir ses taklitçisi, bütün muhataplarının sesini taklit edebilecek mi?..
Rıza 29 yaşında vekatrilyonlar kazandığına göre, dünyanın gelmiş geçmiş en büyük ticarî dehalarından biri... Mümkün mü? Halkbank’la iş yapıyor... Halkbank Genel Müdürü: “Rıza, ben Çorum Osmancıklıyım. O memleket beni yetiştirdi. Bir hayırlı iş yapmak istiyorum. İmam Hatip mektebi binası kuracağım. Gönlünden ne koparsa...” diyor.
Böyle şey olabilir mi?
Oldu diyelim... Rıza gitsin kendisi Osmancık kaymakamını, okul yaptırma derneğini bulsun... Yatırsın bankaya parayı, makbuzunu alsın... Elden 4,5 milyon dolar (9 trilyon liradan fazla) nasıl veriliyor!
Hadi verildi... Rıza’nın cebinden hayırsever banka müdürümüz ne kadar para aldığını, nasıl ibraz edecek?
Trilyonlar bir söz üzerine kara düzen verilir, kara düzen evde tutulur mu?
Gerçekten “hayır” için alsa dahi, bu ahlâkî mi? Bankayla iş yapan adamı hayra mecbur ediyorsun. Bu, nüfuz ticaretinden başka nasıl adlandırılabilir?
R. T. Erdoğan, Pakistan’dan dönüşte uçakta gazetecilerin sorularını cevaplandırırken, Rıza’yı savunma ihtiyacı hissediyor “Altın ihracatı yapan biridir. Ülke ekonomisine katkısı olduğunu biliyorum. Bu tür hayır işlerine girdiğini de biliyorum.”
Acaba, Rıza’yı başka kimler “yoldu”?!
Eğer büyük operasyon başlatılmasaydı, hangi imam hatip lisesi, hangi yurt binası, kurulacak hangi üniversite için Rıza’dan para tırtıklanacaktı? Ve Rıza’ya hangi kapılar açılacaktı?
Bu da soruşturulmalı diyeceğim ama artık hiçbir şeyi soruşturamazsınız. Polisini, savcısını Başbakan silsileyle kendisine bağladı... Kuş uçurtmuyor.
“Yandaş” Yeni Şafak’ın dünkü, “Bu bir darbedir” başlıklı haber-yorumu her şeyi ortaya koyuyor. Haberin potu:
“ABD, İsrail ve Fethullah Gülen Hareketi’nin 17 Aralık’ta düğmesine bastığı operasyon, darbeye dönüştü. İkinci adım, yerli sermayeyi hedef aldı. Savcılık, Türk ekonomisine yön veren iş adamlarının da aralarında bulunduğu 30 kişiyi gözaltına almak istedi. Hedef hükümetin 2023 vizyonundaki dev projeler.”
Haberi tersinden okursanız ikinci büyük operasyonun önünün nasıl kesildiğini görürsünüz.
Hükûmetin meşruiyetini yitirdiğini daha R. T. Erdoğan, A. Öcalan’la iş birliğine girdiğinde söylemiştim.
Göz göre göre ülkemiz bölünüyor, göz göre göre yolsuzluk yapıyor. Nereye kadar seyirci kalacağız?

Yazarın Diğer Yazıları