Bugün 24 Nisan hüzün doluyor insan

Bugün 24 Nisan... Geçen yıl bugün ABD''nin başkanı Joe Biden ne demişti:

"Her yıl bugünde, Osmanlı dönemindeki Ermeni soykırımında hayatını kaybeden herkesin hayatını hatırlıyor ve kendimizi böyle bir vahşetin bir daha yaşanmamasına adıyoruz. 24 Nisan 1915''ten itibaren Konstantinopolis''teki Ermeni aydınların ve cemaat liderlerinin Osmanlı makamları tarafından tutuklanmasıyla bir buçuk milyon Ermeni, imha kampanyasında sürgün edildi, katledildi veya ölüme yürüdü. Meds Yeghern''in kurbanlarını onurlandırıyoruz ki yaşananların dehşeti tarihe karışmasın. Ve nefretin her türlü aşındırıcı etkisine karşı her zaman tetikte olmamız için hatırlıyoruz."

ABD başkanları içinde "Ermeni soykırımı" diyen ikinci başkan. Birincisi artist başkan Ronald Reagan''dı. 1981''de benzer laf etmişti.

Biden, başkanlık seçimi kampanyası sırasında "diaspora Ermenileri"ni kendisine çekmek için Türkiye''ye karşı çok ağır ifadeler kullanmıştı. (Bkz. 26 Mart ve 23 Nisan 2021 günkü yazılarım.)

Biden''a cevabımızı Azerbaycan toprağını, Ermenistan işgalinden kurtararak verdik. ("Kurtararak" derken sadece Türkiye''yi kastetmiyorum. Ha Azerbaycan, ha Türkiye. Sınırlarımız ayrı olsa da biz "bir"iz.)

"Katl" ve "tehcir" çok yazılıp söylendi. Belki yüzlerce, binlerce kitap raflarda...

Tekrar tekrar aynı meseleleri konuşuyoruz, yazıyoruz. Suçluymuş gibi savunmadayız... Yanlışınız var, biz yapmadık!

Olacak şey mi?!

20. yüzyılın başında 1911-1922''ye kadar 11 yıl kesintisiz savaşın içindeydik. Trablusgarp Savaşı, Balkan Savaşları, Birinci Dünya Savaşı derken geldik İstiklal Savaşı''na dayandık. Hristiyan unsurları bırakın, bizim insanımız bile bizi vurdu. Millî Mücadele verilirken, 30''dan fazla isyanı bastırdık.

Şevket Süreyya Aydemir''in Kafkasya Cephesi''nde bizzat şahit olduğu hâdiseler irkilticidir. "Suyu Arayan Adam"da, dehşetengiz satırları, bilmiyorum, Ermeni diasporasından okuyan oldu mu?

Hans-Lukas Kıeser, "Iskalanmış Barış-Doğu Vilayetleri''nde Misyonerlik, Etnik Kimlik ve Devlet 1839-1938" kitabında Türklere yüklenirken acaba "Suyu Arayan Adam"dan birkaç satır almış mıdır, diye baktım. Göz atsaydı, "Ermeni ordusuna Taşnak komitecileri hâkimdi. Bu komitenin büyük hırsı, sadece bir imha ve intikam savaşından ibaretti." cümlesini görecekti. Erzurum ve çevresinde akıl almaz katliam sahnesini okurken, belki kalbinin bir tarafında sızı hissederdi.

İsviçreli, Kıeser, bu doktora tezinde Türkleri hedefe koyarken, Taşnakçılar için gözyaşı döküyor. Bir yerde sözü Mustafa Kemal''e getirerek şunları yazabiliyor:

"İttihatçı savaş rejimi, 1915-16 yıllarında Küçük Asya''daki Ermeni varlığını sistematik bir şekilde yok etti ve başka halk gruplarını tehcir ettirmek suretiyle ''etnik eşik temizliği'' politikası güttü. ''Ulusa yabancı'' bir etnik grubun neredeyse tümüyle imha edilmesiyle birlikte, tarihte ilk defa sosyal Darwinci-milliyetçi düşünce gerçekleştirilmiş oluyordu. Sonradan Atatürk ismini alacak olan, Türkiye Cumhuriyeti''nin kurucusu Mustafa Kemal Paşa, üniter ulusal Türk Devleti''ni ister istemez bu temel üzerine ve İttihatçı iktidar aygıtının en sağlam şekliyle muhafaza edildiği, tüm Ermeni karşıtı güçlerin desteğine güvenebileceği Doğu Vilayetleri''nden başlayarak kurdu." (s. 26-27)

Son sözü Ş. S. Aydemir''e bırakıyorum:

"Birinci Dünya Harbi içindeki karşılıklı Türk-Ermeni boğuşması ve hesaplaşması, öyle sanıyorum ki, insanlık tarihinin unutulması daha iyi olacak bir sayfasıdır. Bunun ilk veya asıl sorumlusu hangi taraftı? Kimlerdi? Gene sanıyorum ki, bu suallerin cevaplarını araştırmamak ve bu hikâyeyi ebediyen unutmak daha doğrudur."

Yazarın Diğer Yazıları