Bu yazısının altına imzamı atıyorum!..

Epey zamandır, ‘Televizyon dizileriyle ilgili neler yazsam da içimdekileri bir güzel boşaltsam…

Neler yazsam da bu aymazlığı kendimce dile getirsem’ diyordum ya, bu hafta sonu sosyal medyada gezinirken, aşağıda sizinle paylaştığım, aralara yorumlarımı kattığım yazıya gözüm takıldı.

Sonuna kadar okudum.

Benim yazmak istediklerimi…

Benim mustarip olduğum konuları…

Dizilerin içinde bulunduğu çıkmazı…

Yaşattığı fütursuzluğu…

Aymazlığı ve hatta içler acısı halini anlatıyordu o yazı.

*

Yazının en altındaki isim ise -umarım isim benzerliği değildir. (Olsa bile güzel bir benzerlik olmuştur.) Türk sinemasında -sanatına şapka çıkarttığım- saygın, kültürlü ve hanımefendi sanatçılarımızdan birinin adı yazıyordu.

‘Perran Kutman.’

*

Anladım ki bir sinema sanatçısı olarak dizilerimiz, onu da çıldırtma noktasına getirmiş olmalı ki:

“Eşini ve çocuklarını terk edip, kızı yaşındaki ile aşk yaşayan adam profilleri yazılıyor senaryolara ve (buna da) ‘Büyük beğeni topladı’ diyorlar.

‘Bu tür dizileri izlemeyeceğiz’ diyenler var, ama ‘Bir o kadar da beğeni topluyor(muş) öyle mi?” diyor.

(Ve) Sırf vakit geçirmek için yazılmış basit senaryolara ne zaman son vereceksiniz?” derken, neden son verilmesi gerektiği ile ilgili de gerekçelerini sıralıyor.

*

“İnançlar alay konusu olmuş… en önemlisi de saygı yok olmuş!..” diyerek, kendisinin de içinde bulunduğu kıymetli Yeşilçam sanatçılarına atıfta bulunup:

“Eski Yeşilçam kıymetlilerinin böyle yapımlarda yer almaması gayet normal, (çünkü) eski filmler AİLE olmayı öğretirdi.

Şimdiki filmler ve diziler (ise);

Nasıl ayrı yaşanır?

Nasıl eş aldatılır?

Aile düzeni nasıl bozulur?

Kadına şiddet nasıl yapılır?

Küçük yaşta eline nasıl silah alınır?

Cinayetler nasıl işlenir?

Geldiğimiz nokta (Ülkemiz için, milletimiz için o kadar) ürkütücü (yazık çok yazık)!.. “Bu nedenle, bizlere çok büyük görevler düşmektedir.” diyerek, dizilerin iyileştirilmesini, iyileştirilmiyorsa kaldırılmasını paylaşıyor yazısında.

“Toplumsal değerlerimizi hiçe sayan filmlerin ve dizilerin kaldırılması gerekiyor.” diyor.

*

Bir anlamda Sayın Kutman, sanki toplumsal ahlâkın çöküşünde -bu tür dizilerin oranı nedir bilemesem de- önemli bir dahlinin olduğuna dikkat çekerken:

“‘Ayıya dayı demek’ bizde vardı da utanmadan; basamak ve para uğruna babası yaşında adamlara ‘Aşkım’ demeye ne çok heveslilermiş kızlarımız. ‘Hem de bunlar eğitimli, düzgün’ dediklerimizden olunca… vay cahillere!..” deyip, “Gün geçtikçe bataklığa batıyoruz. - Perran Kutman” diyerek, noktayı koyuyor, Türk Sinemasının Hanımefendi sanatçısı.

*

Ve ben de bu yazının altına imzamı atıyorum.

Yunus ARIKAN

Yazarın Diğer Yazıları