Bu sayılmaz; oyunu yeniden kuralım!

Bu sayılmaz... Kimse yaptığının suç olduğunu bilmiyordu. Cumhuriyet kurulalıdan beri ve hatta İttihat ve Terakkî’den beri çark böyle dönmüş.
İlk defa yaptıklarının suç olduğunu öğrendiler.
Daha doğrusu suç olduğunu birileri öğretti.
İsterseniz işi burada keselim; oyunu bozalım ve yeniden kuralım.
Bilmedikleri bir şeyi yapan insanlar suçlu sayılmazlar. Ama artık öğrendiler; demek ki, “Ergenekon” (ne olduğunu bilmiyorum ama...) suçmuş, “Balyoz” suçmuş, “Ayışığı” suçmuş, “İnternet Andıcı” suçmuş. (Daha bir sürü isnat var...) Aynı işlere girişirlerse kodesten çıkamayacaklarını anladılar.
Gelin, hepsini bırakın; topu topu iki hâkimin iki dudağı arasında! Hani “beyaz sayfa” diyorlar ya, öyle bir sayfa açın.
Sizler dindar insanlarsınız; nedamet duyanları affetmek dininizin şanındandır.
Kahrolsunlar, geberip gitsinler diyemezsiniz, dininize bühtan etmiş olursunuz.
Allah “Rahîm”dir, Allah “Gafûr” dur desem, diliniz tutulur ve kaleminiz ceza yazmaya varmaz! (Gafûr, Rahman, Rahîm, Allah’ın kitabında, bilebildiğim 115 yerde geçer.)
Bütün bu sıfatlar “merhamet” ve “bağışlama” yla ilgilidir. Ayrıntısı çok uzundur.
Kimini darbeye teşebbüsten, kimini örgütten muhakeme eden “özel yetkili” mahkemelerin hâkim ve savcıları “Gafûr”un, “Gaffâr”ın, “Rahman”ın, “Rahîm”in derin manalarına vâkıftırlar, eminim!


Türkiye’de gaz
odası var mıydı?!

Mehmet Soykan Bey’le konuşuyoruz. Çayımı içmeye gelmiş. Geçen gün Rıfat Bali’nin “Türkçülere Yapılan İşkence” kitabından bahsetmiştim. Bana sitem ediyor Mehmet Soykan Bey... Bali’yle davalıkmış. Tabiî Rıfat Bali Bey’in burada cevap hakkı doğuyor.
Dava şu:
Türkler, Yahudileri yakmak için İstanbul Balat’ta fırın inşa etmişler! O fırının da fotoğrafını yayınlamışlar. Yalnız Rıfat Bali değil, daha birçok Musevî yazar böyle fırından bahsediyormuş.
Mehmet Soykan’ın “millî hassasiyet”i malûm. Türklerin “Nazi” gösterilmesine karşı, 2006 yılında, savcılığa suç duyurusunda bulunmuş ve “iddiaların ispatı”nı istemiş. Ancak dava zaman aşımından dolayı takipsizliğe uğramış.
Sonra şu bilgiyi verdi Mehmet Soykan Bey: Rıfat Bali, Hürriyet gazetesinin bir ilâvesinde, “Balat fırınları bir efsaneden ibarettir!” demiş.
Araştırmalarını yakından takip ettiğim ve çok yararlandığım Rıfat Bali Bey’in, gerçi daha başka birtakım açıklamaları var ama mesele son derece önemli ve kat’î bir sonuç almak gerekir.
Bu fırınlar meselesi benim dikkatimi çekmemiş ki, hiç üzerinde durmadım. Ama kitaplara giren bir konu... Zaman içinde “efsane” gerçeğe dönüşebilir.

Yazarın Diğer Yazıları