Bu işbirlikçilik değil mi?!
Başbakan Recep T. Erdoğan, bayramdan beri yorgun, üzgün ve bezgin bir görüntü içinde... Mısır’da, “kardeş” bildiği “Müslüman Kardeşler”in ABD merkezli alçakça bir darbe yemesi mi onu o kadar üzdü, bezdirdi, yordu? Muhakkak, sıkkınlığında, melâletinde, mecalsizliğinde bunun payı vardır.
Önceki gece de ÜlkeTV’de, R. T. Erdoğan’ın gözyaşı döktüğü dakikalardaki hissiyatıyla benim hissiyatım aynıdır. Bunu geçiyorum.
Biz dışarıya bakarken içeride, âmiyâne tabirle, PKK malı götürüyor. R. T. Erdoğan röportajından bir gün önce, ekranlarda Kato Dağında PKK’nın, cenaze töreni ve eylemlere başlamanın yıldönümü kutlamaları gösteriliyordu. Binler dağa çık(arıl)mıştı. Bu “törenler”i kanıksadık... PKK, Türkiye’nin güneydoğusuna hâkim olduğunu göstermek için her gün bir sebep buluyor.
R. T. Erdoğan’ın, kanunun yasakladıklarının meşrulaştırılmasına müdahale etmemesi ileride başını ağrıtmayacağını düşünmüyor mu? Diyor ki:
“8 aydır bir sükûnet var. [Güvenlik güçleri] hazmedilemeyen bazı olaylara katlanarak operasyon yapmadılar. İstiyoruz ki çözüm süreci şöyle huzurlu bir şekilde yürüsün. Yerel seçimlerde vatandaşımız huzurlu bir şekilde sandık başına gitsin istiyoruz.”
Bakalım gerçekten “sükûnet” var mı?
İcraatını tasvip eden bir gazetede çıkmış şu yazıyı yalanlayabilecek mi R. T. Erdoğan:
“Şırnaklı dostlarla son görüşmemiz bende vahim kaygılar oluşturdu... Ramazan Bayramı öncesi halkı uyarmış PKK. ’Böyle oturduğunuz yerde bayram olmaz. Laleş yaylasına geleceksiniz. Şehit cenazeleri için tören yapacağız’diye dayatmışlar. / Ramazan Bayramı ve PKK’nın 15 Ağustos’u Laleş yaylasında kutlanmış PKK zoruyla. / PKK 20-30 civarında terörist cenazesini Laleş yaylasına toplamış bekletiyor. / Halkı her defasında cenaze merasimine zorlamak ve propagandaya tabi tutmak için bu cenazeleri toplu olarak değil, birer ikişer Faraşin yaylasına naklederek merasim yapıyorlar. / Halka 17 ve 18 Ağustos’ta yine Laleş yaylasında olacaksınız, şehitlerimizin cenazesini Faraşin’e götüreceğiz’talimatı veriyorlar. / Çaresiz halk yine Laleş’in yolunu tutuyor. / Gitmeseler ne olur diye sordum. / - Hepsinin neyi var neyi yok biliyorlar. Gelmezlerse arabası olanın arabasını yakıyorlar. Evi olanın evini basıyorlar, molotof atıyorlar, dövüyorlar, esnafın işini bozuyorlar ya da kaçırıp dağa götürüyorlar. Ne yapsın halk?” (Gültekin Avcı, “PKK’da iç savaş hazırlığı”, Bugün, 22 Ağustos. 2013).
Dahası var yazının. Ancak bu kadarı maksadı anlatıyor. MİT, bilmiyorum, belki ayrıntısını rapor hâlinde Başbakan’ın önüne koyuyordur. Yine “barış süreci” denebiliyorsa -daha önce yazdığım gibi-, hükûmetin meşruiyeti tartışmaya açılmalıdır. Bu olup bitenler AKP yönetimi ile PKK’nın işbirliğinin müşahhas örneğidir.
Şehit cenazeleri neden geliyordu? PKK’nın faaliyeti engellenmek istendiği için. Ülke “bölündüğüne” göre cenazeler elbette gelmez! (Bugün Konya’dayım. MHP’nin mitinginde, halkın ne düşündüğünü yazacağım.)