‘Britanya’nın Misyonerleri’

Tarihi bilmezsek geleceği belirleyemeyiz. Hep yanılgı hep yanılgı... Mehmet Âkif “Kıssadan Hisse”de ne diyor:

Geçmişten adam hisse kaparmış... Ne masal şey!

Beş bin senelik kıssa, yarım hisse mi verdi?

Tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar;

Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?

Önceleri ABD yoktu; Fransa vardı, İngiltere vardı... Özellikle İngiltere, Osmanlı’ya nüfuz edebilmek için denemedik yol bırakmadı. Öncelikle misyonerleri Osmanlı sahasına serpti, desek yeridir.

İngiltere, Rusya karşısında ister istemez Osmanlı’ya yakın durdu ama nereye kadar?..

İçten fetih en kolayıdır. Tebaaya nüfuz ederseniz, devleti yönetenlerin başını döndürür, nereye bakacağını, nasıl tedbir alacağını şaşırtırsınız. Britanya ile Britanya’nın türevi ABD şaşırtmada çok ustadır.

Mustafa Kaan Sağ, “Osmanlı Başkenti İstanbul’da Britanyalı Misyonerler ve Nicholson Burness”ı yazdı. (Libra Yayınları, 455 s.)

Özellikle bilmemiz gereken İngilizlerin Osmanlı sahasına nüfuz ederken, öncelikleri Ermeniler ve Yahudilerdir. Ermenilerle Yahudilere nasıl nüfuz edildiği kitapta ayrıntılı ele alınıyor.

Ön bilgiyi kitabını tanıtma yazısından alacağız:

“1838 Baltalimanı Antlaşması’nın ardından ticaret, diplomasi ve misyonerlik amacıyla İstanbul’a yerleşmeye başlayan Britanyalı toplulukların tarihine dair araştırmalar, özellikle burada gerçekleştirdikleri mimari faaliyetler çerçevesinde çoğunlukla elçilik, konsolosluk, hastane ve kilise gibi yapı tipleri üzerine yoğunlaşmıştır. Bu çalışmanın amacı İstanbul’da misyonerlik merkezi ve misyoner okulu açan Britanyalı misyonerlik cemiyetlerini/ kurumlarını tespit etmek ve hem kendi aralarında, hem de başta Amerika olmak üzere Osmanlı Devleti’nde teşkilatlanan diğer yabancı ülkelerin misyoner cemiyetleriyle olan ilişkilerini, hedef kitlelerini ve amaçlarını göz önünde bulundurarak İstanbul’daki faaliyetlerini başından sonuna dek kronolojik sıra içinde ortaya koymaktır. Bu çerçevede misyonerlik merkezlerini tasarlayan ve inşaatını gerçekleştiren İskoç Presbiteryen yapı ustası Nicholson Burness’in hayatı, işleri ve mimari anlayışı ele alınmakta, yerel ve uluslararası yapı sektörüyle olan ilişkileri, kullandığı yapı malzemelerinin kaynağı değerlendirilerek saptanmaya çalışılmaktadır. 19. yüzyıl boyunca ve 20. yüzyılın başında inşa edilmiş bu merkezlerin kuruluş, etkinlik ve kapanma öyküleri ile Britanya’nın Osmanlı Devleti’nde yaşayan Ermeni ve Yahudi nüfusuna yönelik politikasının daha net olarak anlaşılmasına yardımcı olacaktır. Bu politik duruş, mimari üzerinden okunarak dönemin ekonomik, siyasal ve sosyal gelişmeleri ışığında değerlendirilmektedir.”

“İçindekiler”e göz atacağız:

1. Bölüm: A. Siyasal İlişkiler / 1. Erken Dönem İlişkiler / 2. Baltalimanı Ticaret Antlaşması ve İlişkilerin Yakınlaşması (1838-1878) / 3. Berlin Antlaşması ve İlişkilerin Bozulması (1878-1914) // B. Britanya Kökenli Misyoner Örgütlerin Osmanlı Devleti'ndeki Faaliyetleri

2. Bölüm: İstanbul'da Misyonerlik Merkezi Oluşturan Britanya Kökenli Kuruluşların Genel Tarihsel Arka Planı // A. Yahudileri Protestanlığa Çevirme Amacı Güden Kuruluşlar // B. Ermenileri Protestanlığa Çevirme Amacı Güden Kuruluşlar

3. Bölüm: İstanbul'daki Britanya Kökenli Misyonerlik Merkezleri ve Misyoner Okulları // A. İskoç Kilisesi İstanbul Yahudi Misyonu ve Hasköy Okulu // B. Bağımsız İskoç Kilisesi İstanbul Yahudi Misyonu ve Galata Okulları // C. Londra Yahudiler Cemiyeti İstanbul Yahudi Misyonu ve Hasköy Okulu // D. Friends Dini Cemiyeti İstanbul Ermeni Misyonu ve Kumkapı Okulu.

Dr. Mustafa Kaan Sağ, “Amaç” başlığı altında araştırmasının maksadını sıralar:

“Osmanlı Devleti ve Britanya arasındaki ilişkiler 16. yüzyılda başlamış­sa da, iki ülkenin siyasi, ticari ve kültürel açıdan yakınlaşması 19. yüzyıl­da gerçekleşmiştir. Britanya'nın, Ortadoğu'daki hedefleri ve Rusya tehdidi karşısında Hindistan ticaret yolunu güvence altına almak istemesi, toprak kayıplarıyla zayıf düşmüş Osmanlı Devleti'nin bütünlüğünü koruma amaçlı bir politika gütmesine yol açmıştır.1 Osmanlı Devleti, Britanya'nın bu poli­tikası karşılığında iki ülke ilişkisinde bir dönüm noktası olan 1838 tarihli Baltalimanı Ticaret Antlaşması ile Britanya kökenli tüccarlara Osmanlı pa­zarına serbest giriş hakkı tanımıştır.2 İki ülke ilişkilerinde ikinci bir dönüm noktası ise Britanya ve Osmanlı Devleti'nin Kırım Savaşı'nda (1853-1856) Rusya'ya karşı aynı cephede savaşmalarıdır. Tanzimat reformlarının oluş­turulmasında da doğrudan etkisi olan Britanya, Süveyş Kanalı'nın açılma­sı (1869), ardından İtalya ve Almanya'nın birliklerini sağlaması (1870-1871) sonucu ticaret yollarının ve Avrupa içerisindeki dengelerin değişmesi se­bebiyle Osmanlı Devleti'nin bütünlüğüne destek vermekten vazgeçmiştir. 19. yüzyılın son çeyreğinde Almanya'dan destek görmeye başlayan Osmanlı Devleti'nin Britanya ile olan ilişkisi, Birinci Dünya Savaşı'na uzanan süreçte giderek zayıflamıştır.”

Dr. Mustafa Kaan Sağ, ağırlıklı olarak mimarlık tarihi üzerine çalışıyor. Mimarlık ve misyonerlik arasında bağ kuruyor, tarihe farklı bir perspektiften bakıyor.

“Osmanlı Başkenti İstanbul’da Britanyalı Misyonerler ve Nicholson Burness” şu netameli günlerde okunması gerekli bir çalışma.

Yazarın Diğer Yazıları