Brexit krizi
Bildiğiniz gibi, İngiltere, 2016 yılında yapılan referandumla geleceği açısından oldukça önemli bir karar verdi. Britanya'nın Avrupa Birliğin' den (AB) ayrılıp ayrılmaması (Brexit) tercihlerini sunan referandum sonucu, halk AB'den ayrılma yönünde karar verdi ancak bu karar çıktığından beri tartışmalar, anlaşmazlıklar artarak devam ediyor…
Öncelikle şu bilgi, ilgi çekici: Gençler, AB'den ayrılmak istemiyor. Referandum sonucu çıkan karardan da yaşlıları sorumlu tutuyorlar ve bizim ömrümüzde bu kadar etkili olacak kararı onların alması haksızlık diyor, hatta yaşlıların bu konuda tercih hakkı olmamalı diyecek kadar da ileri gidiyorlar.
Neden karşı çıkıyorlar?
Brexit' e karşı çıkanlar yalnızca gençler değil elbet. Ülke adeta ikiye bölünmüş durumda. Karşı çıkanların çoğunluğunu eğitimli, orta ve üst düzey ekonomik sınıf oluşturuyor. Bunlar, dünyanın en büyük ekonomik bloğundan çıkmayı hata olarak yorumluyor ve eğer bu gerçekleşirse, ülkenin ciddi bir ekonomik krize gireceğini söylüyorlar. Ayrılmayı destekleyenler de, AB'nin ülkenin kontrolünü eline aldığını, kendi ülkelerini kendilerinin yönetmesi gerektiğini; böylelikle daha girişimci ve ticari açıdan daha aktif olabileceklerini savunuyorlar. Ekonomik veriler, Brexit'e karşı çıkanları destekleyecek yönde bilgiler ortaya koyuyor.
Bu süreç, aslında Britanya'nın aşırı sağcı partisi Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi UKIP' nin İngiltere'nin tüm sorunlarının "göç ve AB kaynaklı" olduğuna halka inandırılmasıyla başladı. Muhafazakâr Parti içerisindeki AB karşıtları ve İşçi Partisi liderinin AB ve NATO karşıtı bir solcu olması nedeniyle bu fikre karşı koymamasıyla da Brexit fikri giderek yayıldı.
Şu bilgiyi de sizlerle paylaşmak istiyorum… Referandum sonrası yapılan bir araştırma sonucu şu gerçek ortaya çıkmış: İngiltere'de, referandumun "ertesi günü" arama motorunda en çok aranan "Brexit nedir?" sorusu olmuş. İngiltere gibi gelişmiş bir ülkede dahi halkın, ne kadar bilinçsizce, yalnızca vazifeyi icabet için oy kullandığını görmek oldukça şaşırtıcı!
Son olarak ne oldu?
Ülke 2016 yılından beri bu tartışmaların içerisinde iken, son olarak yaşanan gelişme ise AB'den ayrılma anlaşmasının ülkenin iki meclisinden biri olan Avam Kamarası'nda büyük bir çoğunluk (634 milletvekilinden 432'sinin red oyuyla) tarafından reddedilmesi oldu. Başbakan Theresa May tarafından hazırlanan anlaşmanın reddi üzerine, muhalefet hükümet için güvenoyu istedi ve Salı günü hükümet için güven oylaması yapılacak… Parlamento içerisindeki bu uyuşmazlık Britanya için büyük bir siyasi yenilgi. Başbakanın yüksek hakimiyeti sebebiyle dönem dönem 'başbakanlık hükümet sistemi' eleştirisine maruz kalan Britanya'da başbakan May dahi, yenilgiyi kabul etti ve parlamentoyu dinleme sözü verdi. Aslen bu yenilgi karşısında beklenti istifa etmesi yönündeydi fakat May, konuşmasında istifa belirtisi göstermedi.
Bundan sonra ne olacak?
Aslında bu sorunun cevabını kimse bilmiyor. Hükümet de vatandaş da büyük bir bilinmezlikle karşı karşıya…
Hükümetin güvenoyu alamaması, hükümetin değişmesi anlamına geliyor. Ancak siyasi kriz eşiğinde yeni bir hükümetin çare bulabileceğini söylemek güç. Ülkenin erken seçime gitmesi de başka bir seçenek… Her iki seçenekte de gereken öncelikle, AB Parlamentosu'nun AB'den çıkış süreci için iki yıl süre öngören ilgili maddedeki süreyi uzatması.
Bu süreçte ise, Brexit anlaşma olmaksızın gerçekleşebileceği gibi, Brexit'ten tamamen de vazgeçilebilir. Ancak ülkenin ikiye bölündüğü bu hususta hangi yönde karar alınacağını belirlemek ve bunu yaparken hükümetin istikrarını sağlamak oldukça zor. Ayrıca Brexit'ten vazgeçmek halkın çoğunluğunun tercihini uygulamamak anlamına geliyor ki, bu da başka bir siyasi kriz çıkarabilir.
Diğer seçenek, referandumun yenilenmesi. AB Parlamentosu da açıkça bu seçeneğe işaret ediyor. Zira iktidar ve ana muhalefet arasında uzlaşma sağlanması, zor görünüyor. Bu açıdan muhalefetin destekleyeceği bir Gümrük Birliği seçeneği de düşünülebilir. Bu seçeneklerden hangisinin tercih edileceğini kestirmek güç, ancak May' i oldukça zor günler beklediğini söylemek mümkün…
***
Günün Sözü:
"Politikacının hayatının yarısı seçmeni, öbür yarısı birbirini aldatmakla geçer." Mark Twain