Bozdağ niye yuhalandı?
Ak Parti Hükûmetinin bir bakanı neden yuhalandı? Pek kimse farkında değil... Basın-yayın organlarında da geçiştirildi. Bir-iki televizyon kanalında Yozgat’ın Yerköy ilçesinde Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ı şehit İbrahim Yıldız’ın cenaze töreninde bir grubun protesto ettiği söylendi.
Geçen hafta Şemdinli’de BDP milletvekillerinin kucaklaştığı PKK’lı militanların ateş açmaları sonucu beş askerimiz şehit düşmüştü. Şehit düşenlerden biri Yerköy’ün Yamuklar köyünden uzman çavuş İbrahim Yıldız’dı. Cenazesi iki gün sonra cuma namazının ardından kaldırıldı. Ben de cenaze törenindeydim.
Yerköy’de benim bu ikinci şehit cenazesi törenine katılışımdı. Birinci törende namazı kılmadan tören alanından ayrıldım. İkincisinde ise sabırla ve gazeteci tecessüsüyle bekledim ve namazı kıldım.
Ne yazık ki, bu namaz kılış, dinî vecibe değil, âdet yerini bulsun namazı olmuştu.
Önce ilk şehit cenazesinin namazını kılmadan neden alandan ayrıldığımı söylemeliyim.
Beş-altı yıl oldu. Yerköy’deydim. (Doğduğum ve yetiştiğim yerdir.) Birkaç gün geçirdikten sonra Ankara üzerinden İstanbul’a dönmek için yola çıktım. Beş kilometre sonra yol sapağına geldiğimde, Anadolu’yu batıdan doğuya kateden ana yol üzerinde polis kümelerini gördüm. Meğer şehit cenazesi gelecekmiş ve öğle namazının ardından törenle toprağa verilecekmiş. Törene katılmak için döndüm.
Maalesef ilkel bir törendi. İstasyon Meydanı’nda tabut ortada, devlet erkânı çıkmış kürsüye nutuk atıyor! Bir tarafta aile feryat içinde, bir tarafta halk terörden ve törenden bezgin... Bir sürü anlamsız kalıp sözler... Çok üzücüydü. Namazın kılınmasını beklemeden tekrar yola koyuldum.
***
Son şehit cenazesi töreninde bir başka ilkellik yaşandı. Yozgat Milletvekili Bakan Bozdağ’ı öyle bir grup yuhalamadı, Yerköy halkı yuhaladı ve protesto Bozdağ daha tören alanına gelmeden başladı, Bakan’ın alanı “şereflendirişi”nden, koyu renkli minibüsüne binene kadar, -namaz arası hariç- devam etti.
Cuma namazından çıktık... Halk İstasyon Meydanı’na aktı. Bende yine nutuk atılacak endişesi vardı. 10 dakika geçti, 15 dakika geçti... Hava çok sıcaktı; güneş dik vuruyordu; insanların beyni bıngıldamaya başlamıştı. Alanı dolaşıyorum... İstasyon binasının ardında, şehidin ailesi feryat içinde... Kalabalığın ön saflarında kadınların çokluğu dikkatimi çekti.
Ön tarafta orta yaşlı bir adam ellerini açarak bağırdı: “Ne bekliyoruz? Niçin namaz kılınmıyor? Bekir Bozdağ’ı mı?!” İpler koptu... Kalabalık yuh çekmeye başladı. Ardından hükûmet aleyhine ve özellikle “PKK açılımı”na karşı sloganlar alanı inletti. Belki yarım saat geçmişti. Bekir Bozdağ, 10-15 kişilik, hepsi siyahlar giyinmiş maiyetiyle nihayet geldi. Halk daha kızgın: “Bekir dışarı! Bekir dışarı!...” Kalabalığı müftünün kısa, mantıklı konuşması bile yatıştıramadı. Hemen namaz kılındı. Halk Bekir Bozdağ’ın bindiği minibüsün etrafını sardı... Protesto ayyuka çıktı. Protesto hem Bozdağ’a, hem hükûmete idi. Bozdağ halkı beklettiği ve hükûmet PKK’ya taviz verdiği için!