Böyle buyurdu: Aç kalın sevaba girin!
R. T. Erdoğan, son çare "din"e sarılıyor. Yoksunluğa, yoksulluğa tevekkül edilmesi için ayetler okuyor.
En son Bakara suresinin 155. ayetini okudu. Tamamlayıcı 156. ve 157. ayetlerle birlikte vereceğim.
"Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla; mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle sınayacağız. Sabredenlere müjdele! Onlar, başlarına bir musibet geldiğinde, ''Doğrusu biz Allah''a aidiz ve kuşkusuz O''na döneceğiz'' derler. İşte rablerinin lütufları ve rahmeti bunlar içindir ve işte doğru yola ulaşmış olanlar da bunlardır." (Bakara, 2/155-157)
Ayetlerin tefsirine bakalım. Ak Parti''nin uzantısı Diyanet''in sitesinden aldım:
"Müslümanlar Mekke''den Medine''ye göç ederek müşriklerin saldırılarından kısmen kurtulmuşlardı. Bununla birlikte hicretin ilk yıllarında hâlâ kaygı ve korkuları vardı; yeni vatanları olan Medine de putperestlerin tehdidi altındaydı. Nitekim kısa zaman sonra çatışmalar başladı. Bu arada Müslümanlar ağır maddî sıkıntı çekiyorlardı; hicret edenler mallarını geride bırakmışlardı; çatışmalarda da mal ve can kaybına uğruyorlardı. İmkânlarını kardeşçe paylaşmalarına rağmen -Peygamber ailesi de dahil olmak üzere- çok zaman günlerce karınlarını doyuramıyorlardı. Âyette özellikle Medine döneminin ilk yıllarındaki bu sıkıntılara işaret edilmekle beraber, genel anlamda Allah''ın insanları bu tür sıkıntılarla imtihan etmesi her zaman mümkün olduğundan, âyetin anlamı ve amacı da mutlak ve geneldir."
Sıkıntıyı çeken halk; iktidardakiler değil. Ayetlerin iniş sebebi önem taşıyor. Tefsirde buna işaret ediliyor; "müşriklerin saldırısı"na dikkat çekiliyor. Bizde de elde avuçta bir şey kalmayışını "dış güçler"e bağlamıyorlar mı zaten.
R. T. Erdoğan, yoksulları susturmak için ayeti öne çıkarıyor. Ama bir şeyi bile bile atlıyor. Tefsirde, "İmkânlarını kardeşçe paylaşmalarına rağmen -Peygamber ailesi de dahil olmak üzere- çok zaman günlerce karınlarını doyuramıyorlardı." deniyor. Sıkıntıyı Hz. Peygamber de çekiyor ve elinde olanları halkıyla paylaşıyor. Saray Mukîmi ise israftan kısmaya hiç yanaşmıyor "İtibardan tasarruf olmaz" diyor.
Halk varsa Saray var. Halkın itibarı ne olacak? Ak Parti''den birinin sokakta halkı dinlediğini hiç gördünüz mü?
Burada halkla iç içe olan halkın ıstırabını gözleyen muhalefetin yorumu öne çıkıyor. CHP Genel Başkanı Yardımcısı Veli Ağbaba''ya kulak verelim:
"Eskiden suçu dış güçlere atardı, şimdi Allah''a atmaya çalışıyor. Açlığı ve sefaleti yüce dinimizle örtmeye çalışıyor. Fakirin fukaranın sofrasında ekmek azalıyor, malından oluyor ama kendisine bir şey olmuyor. Madem açlıkla sınanacaksın, o zaman 13 uçağından birinden feragat et. Fakir fukara iş bulamazken sen üç beş maaş alan AKP''li vekillerinden feragat et... Kendilerine gelince lüks şatafat var, lüks araçlar ve uçaklar var; bunlardan fedakârlık etmiyor, fakirlere ''mümin acıyı bal eyleyendir'' diyor. Sen niye hiç sınanmıyorsun, fedakârlık yapmıyorsun. Dinimiz, komşusu açken tok yatan bizden değildir diyor."
Hadi itiraz etsinler!
Mardin''de petrol çıkmış. "Yandaşlar" haberi büyüterek verdiler. Bilerek yapıyorlar bunu. Karadeniz''de de yakında doğal gaz müjdesini alırız. Hiç şüpheniz olmasın.
Son çare umut dağıtmak.
.................
Türk dilinin ustalarından Prof. Dr. Günay Karaağaç''ı kaybettik. Koronaya yenik düştü. Daha asistanken, netameli yıllarda, bir dönemin vazgeçilmez gazetesi Hergün''de tashih bölümünde emek vermişti. Allah rahmet eylesin.