Borç Müdürlüğü ve 1980 Darbesi
Sonunda "bu da oldu" denilecek bir haber bugün gazetelere yansıdı. Devletin borçlanma işlerini yürütecek bir genel müdürlük kurulmuş.
Bu genel müdürlük, sadece hepimizin nasıl borçlanacağına, kimden nasıl sıcak para bulunacağına karar vermeyecek, aynı zamanda borcun ödenmesi için Türkiye'nin elinde ne var ne yok sayım dökümünü de yapacak.
Devlet arazilerinde, para eden yerler neresi belirleyecek.
"Nereyi satarsak ne kadar borç alırız" diyecek..
Kısacası borçlanmaya odaklanmış yönetim var karşımızda.
Biz de sandık ki; AKP, tüm hatalarından ders alacak, "ülkeyi nasıl düzeltirim" diye düşünüp kafa yoracak ve "nasıl borç bulurum" yerine "ne üreteyim ki ülkem kalkınsın" diyecek.
Hâlbuki son zamanlarda başka kabinede ve Partili Cumhurbaşkanlığı sisteminde revizyona (düzeltip değiştirmeye) çabaladıklarını söylemekteydiler. Çıka çıka ortaya, borç işleri ile ilgili genel müdürlük çıktı.
***
12 Eylül 1980
12 Eylül 1980 darbesinin hedef aldığı kuşağın ta kendisi benim kuşağım.
Talihsiz bir ülkenin çocuklarıyız.
Ülkemize zarar verme konusunda düşmana lüzum yok. Biz birimize yeteriz ve yetmekteyiz.
12 Eylül darbesiyle bu ülke kendi evlatları tarafından çok şeyler kaybetti.
Mesela?
1 - 24 Ocak kararlarıyla, ekonomide makas değiştirdi. Uluslararası kapitalizme eklemlendik.
2 - Çok partili parlamenter sistem askıya alındı.
3 - Kurumsallaşmış tüm siyasi partiler ve onların oluşturduğu siyasal düzen yerle bir oldu. Bütün partiler zarar gördü. Kimi kapandı, kiminin adı değişti ve varlığını eskisi gibi sürdüremedi.
Bugün Adalet Partisi yok.
Bu ne demek?
Merkez sağın en güçlü siyasal temsil merkezi yok oldu demek. Tabir yerinde ise demokrasinin yuvası dağıtıldı.
MHP var ama yok.
MHP ideolojik temsil gücünü AKP'ye eklemlemiş, kendi fikrini geliştirip güçlendirecek yerde "Sünni ümmetçi", "ihvancı" selefiye eğilimli kadroların peşinde sürükleniyor. Hâlbuki 9 Işık doktrini, günün şartlarına uygun olarak güncellenebilir ve yeniden dirilişin fikir dinamikleri yapılandırılabilirdi. Bunu yapacak kadrolar vardı MHP'de. Her alanda yetişmiş onlarca üniversite hocası var. Bu kadrolar nitelikli bir çalışmayla ortaya milliyetçi-ülkücü tezler koyabilirdi…
Milli Selamet Partisinin ezilmesinin yarattığı boşluk AKP'yi doğurdu. Adalet Partisi ve Milli Selamet Partisi'nin ezilip yok edilmesiyle ANAP, 28 Şubat sonrasında da AKP kuruldu. Böylece Türk siyaseti, gelişimini tamamlayamadı. Darbe alan siyasi partilerin olaylar içinde pişerken, tarihsel birikim ve tecrübe oluşturmasına fırsat verilmedi. Darbeyle ezilip yok edildi. Bunun sonucu olarak da Türk siyaseti içinde bulunduğumuz süreçte kimlik karmaşası yaşıyor.
4 - 12 Eylül, "politik etkisizleştirme" amacıyla, genç kitleyi duyarsız hale getirdi.
5 - 80 darbesi, Türk Ordusuna insanlık suçu işletti. Sağcı solcu birçok insan hapishanelerde işkence gördü. İnsanların geleceğini kararttı.
6 - Anayasal düzeni bozdu. Kendisi yeniden bir anayasal düzen inşasına yöneldi. Getirdiği hukuk düzeniyle (özellikle geçici maddelerle) darbenin varlığını anayasal meşruiyetin parçası haline getirdi.
7 - Yeni medya kurumları oluşmasına neden oldu.
8 - Türkiye'nin çıkarına olmayan (örneğin Yunanistan'ın NATO'ya girmesi gibi) ikili anlaşmalara imza attı.