Bölücülere inat!
Bugün Hıdrellez... Baharı kutluyoruz ama gelen haberler acı. Önceki gün dört şehit verdik. Bir yüzbaşımız Suriye'de Rusların kontrolündeki bölgeden, üç askerimiz de Hakkâri sınırımızda Irak tarafından ABD'nin PKK'ya verdiği silâhlarla şehit edildi.
Dünkü yazımın başlığı "Hakkâri baharı" idi. Atatürk Araştırma Merkezi'nin öncülüğünde, Hakkâri'de düzenlenen sempozyumda sunulan tebliğlerden bahsetmiştim.
Prof. Dr. İsmail Özçelik'in "20. Yüzyılın Başında Hakkâri Ve Çevresinde Demografik Yapı Ve Sosyal Durum" başlıklı uzun tebliği ayrıntılı.
Önce şunu bilelim: Doğu'muzda, Güneydoğu'muzda ve hatta Irak'ta ve hatta Suriye'de Selçuklu beylikleri, beylikleri çatısı altına alan Büyük Selçuklu, ardından Osmanlı var olmuşlardır.
Türkler ta Orta Asya'nın içlerinden gelip bölgeye kolaylıkla nüfuz edebiliyorlarsa, bunun üzerinde düşünmek gerekir. Demek ki, daha önce göçenler var. Bunlar değişik adlar almışlardır. Ünsiyet kolay sağlandığına göre, din bağının çok ötesinde, "asabî bağ"dan neden bahsedilmesin!
Kim kendisini nasıl adlandırıyorsa adlandırsın, kim benim dilim var diyorsa desin. Hepimiz bu adlandırmaya saygılı olalım, dile saygılı olalım, üstelik ilmî çalışmalar yapalım ama siyasete hiçbir surette karıştırmayım, kimsenin oyununa gelmeyelim.
Yunus Emre'nin mi, bilmiyorum, bu sıra sık tekrarlanan "Bölüşürsek tok oluruz / Bölünürsek yok oluruz" sözünü veya mısralarını ben de tekrarlayacağım.
(Ara not: Abdülbaki Gölpınarlı ve Prof. Dr. Faruk K. Timurtaş'ın Yunus Emre yayınlarına baktım. Bu şiir yok. Ayrıntılı çalışma yapan Mustafa Tatcı'ya daha bakamadım. Tatcı belki bir açıklama getirir.)
Hakkâri'nin adının nereden geldiğini biliyor musunuz? İsmail Özçelik araştırmış. Şu bilgileri veriyor:
"M.Ö. 7000'den bu yana bir yerleşim yeri olan Hakkâri isminin Türkistan kökenli ve Ön Asya'ya göç etmiş Akar aşiretinden geldiği de iddia edilmektedir. Akar aşiretinin Kafkasya üzerinden bu ismiyle anılan bölgeden Hakkâri çevresine inerek yerleştiği ve 'Akkari' adının zamanla Hakkâri şekline dönüştüğü ifade edilmiştir. Akar adının Oğuz Yörük cemaatleri arasında da, Yozgat ve Maraş'ta Akarlı, Tire ve Yeşilhisar'da Ağarlı, Rumeli'de de Akarca şeklinde ismi geçen cemaatler bulunmaktadır. Hakkâri adı ilk Müslüman Arap akınları bölgeye ulaştığı zaman bu bölge için kullanılan Hakkâriyye adından dönüştüğü de bilinmektedir."
Dikkat ediniz... Hakkâri bölgesi, Büyük Selçuklu (1054), Musul Atabeyleri (1127), Zengiler (1142-1143), İlhanlı (1259), Karakoyunlu (1349-1445), Timur (1387), Akkoyunlu (1468) ve Safevi elinde kalıyor ve ardından 1548'de Osmanlı sahasına dâhil ediliyor.
Hakkâri'de iki büyük aşiretten bahsediliyor. Biri Ertuşi Aşireti. Tarihî kaynaklarda aşiretin adına aldığı Ertuş Bey'in Horasan'dan gelerek Çukurca'ya yerleştiği belirtilir. Diğeri ise Pinyanişi (Bunyanişi) aşiretidir. Yine Pinyanişilerin Orta Asya'dan geldiğine dair deşik kaynaklarda notlar yer almaktadır.
Göz önünde bulundurulması gereken eser bir Osmanlı Arşivi uzmanı olan Cevdet Türkay'ın "Osmanlı İmparatorluğunda Oymak, Aşiret ve Cemaatler" çalışmasıdır. Tamamı belgelere dayanır. Eserde pek çok yanlışı düzeltilir. Ayırımcıların tezleri çürütülür.
Belgeler ortadayken, kanmayalım; emperyalistlere kendimizi kullandırmayalım.