Boğaziçi'ni tekellerinde görüyorlar

Boğaziçi Üniversitesi''nde bir boşluk yakaladık, yürüyelim diyorlar. Boğaziçi''nin geçmişte çok sabıkası var.

Birini; milletvekili yapmadık, belediye başkanı yapmadık, bari rektör yapalım diye Boğaziçi''nin başına getirirlerse kimse bu tayini haklı göremez. Rektörlükte kalmamalıydı. Alındı. Yerine, o rektörün yardımcısı Prof. Dr. Naci İnci rektör yapıldı. Naci İnci 30 yıllık Boğaziçili.

Boğaziçi''nde; her şeyi biz yaparız. Boğaziçi bağımsızdır, kimse karışamaz, rektörümüzü de biz seçeriz, gerekirse PKK''ya destek veririz mantığı yürüten, dışarıdan kurgulu hoca-öğrenci grubu yine başkaldırdı.

Boğaziçi''deki kurgulu güç, nerede Türkiye aleyhine bir faaliyet var orada. Hatırlarsınız, Boğaziçi, Bilgi, Sabancı üniversitelerinin el birliğiyle "Ermenici" toplantı düzenlenmiş ve büyük tartışma çıkmıştı. Toplantı 25-27 Mayıs 2015 tarihlerinde yapılacaktı. Halkın öfkesi karşısında çok şaşırdılar ve 23-25 Eylül''e ertelediler. Konferansa da sunturlu bir isim bulmuşlardı: "İmparatorluğun Çöküş Döneminde Osmanlı Ermenileri: Bilimsel Sorumluluk ve Demokrasi Sorunları". Maksat bu başlık altında "Türkler Ermenileri kesti." demek istiyorlardı ve nitekim bunu dediler.

"Türk"e hücumda Boğaziçi başat gidiyordu. Dönemin Adalet Bakanı Cemil Çiçek "Bu konferans Türk milletini arkadan hançerlemektir." demişti. (Alev Alatlı''nın "''Hüccetle Müdafaa'' Ya da Apologetics" yazısına girebilirsiniz. "Ermeniciler"in maksadını tahlil eden bir makale. Alev Alatlı''nın bu makaledeki tahlili bugünkü itirazcılarla da örtüştürebilirsiniz.)

("Nefret Söylemcileri", "Ermenici" dedim diye hemen avuçlarını ovuşturmaya başlarlar: "Yakaladık!... Hücuma geçebiliriz!" Ey kafayı sıyırmışlar! Neyi kastettiğim ortada. Bir milleti tazyîfim söz konusu olamaz!)

Daha önce 301. madde tartışmalarında, "Türklüğe hakaret" edene ceza verilmesin diye imza toplayanların başında da Boğaziçi geliyordu. 2007''de, dönemin rektörü Prof. Dr. Ayşe Soysal öncülüğünde 135 öğretim üyesi 301. maddenin kaldırılması için bildiri yayınlamıştı.

Çözüm=çözülme döneminde hendek savaşları başladı. PKK neredeyse bağımsızlığını ilan edecekti. Türkiye''ye kastedenler hemen harekete geçtiler, Türk devletine karşı zehir zemberek o meşhuuur 1128 imzalı bildiriyi yayınladılar. Bu bildiriye en çok imza Boğaziçi öğretim üyelerinden: 88 imza.

Hangi birini sayayım... Prof. Dr. Naci İnci, ilk defa konuştu. Bizim yazdıklarımızı özetliyor diyebilirim:

"-Benim rektörlüğe atanmamla birlikte bir sakinleşme oldu. Kampüs normal hayatına dönmeye başladı. Sonra kampüs açıldı. Eğitim öğretime başladık. Ne olduysa bir şekilde bir yerden düğmeye basılmış gibi. Rektörün arabasının önünü kesmek, üniversitede huzursuzluk çıkarmak, böyle olaylarla karşılaştık maalesef.

-Rektörün makam aracına çıkıp tepinmek her şeyden önce insani bir davranış değil. O protesto falan değil ki. Bu bırakın Boğaziçi Üniversitesi öğrencisini herhangi birinin yapmaması gereken bir şey. Ve herhangi bir kişiye de yapılamaz bu. Kabul edilebilir bir şey değildir. Eğer bu seviyeye getirilmişse, öğrenciler eğer bu hale getirilmişse o zaman bu bir yere dayanıyor. Yani bunun arkasında bir şey var bir arayüz. Bu bir projenin parçası. O zaman bir proje var. Buradan bir şey çıkarılacak. Daha büyük bir boyuta ulaşacak." (Röp. Ceyda Karaaslan, Sabah, 10 Ekim 2021)

"Düğmeye basma", "Bir projenin parçası"... Aynen öyle Naci İnci Hoca. Geçmişte Boğaziçi''ni çok yazdım. Lütfen o yazıları derletip bir göz atınız. "İçeriden" de bilgiler almıştım. "Bir projenin parçası" olduğunu o yazılarda ayan beyan görürsünüz.

Yazarın Diğer Yazıları