Birbirlerine fena girecekler
R. T. Erdoğan çok vefalı. MÜSİAD, biliyorsunuz, Ak Parti'nin yan kolu. Sakarya'da havaî fişek fabrikası havaya uçtu, altı işçi hayatını kaybetti. (Allah rahmet eylesin.) Biri kayıp. Ağır yaralı var. Reis, patlamanın ardından hemen telefona sarılıyor ve fabrikanın sahibini arıyor. Dediğine göre birkaç defa konuşuyor.
Fabrika, Ak Parti iktidarı devrinde, 11 yılda, birkaç defa patlıyor. Ölenler, yaralananlar oluyor. Her defasında onarılıp faaliyete geçiriliyor. Hadi birine, hadi ikisine diyelim görünmez kaza. Ya diğerleri... Sıkı kontrol ve tedbir kazaları herhâlde önlerdi.
Allah sizi inandırsın, ilk haberlerde geçmiş patlamalardan bahsedilince, dedim, her seferinde yeniden faaliyete geçtiğine göre, muhakkak "Yukarı" ile bir bağlantısı vardır. Hakikaten öyleymiş. Fabrika sahibi "teselli" için birkaç defa aranıyor. Fabrikanın enkazından hâlâ dumanlar tüterken, MÜSİAD geçmiş olsun yemeği tertip ediyor. "Muhterem"in parti içinde ayrı bir yeri olsa gerek.
Vefa buna denir arkadaş!
Vefa deyince...
Ak Parti içinden iki parti çıktı. Ayrılanlar mı vefa göstermedi, "Biz gidiyoruz." dedi, yoksa, partinin başı, onları istiskal mı etti de ayrı yol çizdiler?
Yeni parti kuranlar eski partilerine öyle bir yükleniyorlar ki... Hususiyetle Ahmet Davutoğlu.
A. Davutoğlu'nun içinden geldiği partinin başkanına karşı ses tonu insanı şaşırtıyor. Yılların muhalifi CHP'liler bile bu kadarını söylemedi:
"Artık 'Cumhurbaşkanı iyi ama çevresi kötü' aldatmacasının daha fazla savunulacak hâli kalmamıştır. Türkiye'deki adaletsizliğin, hukuksuzluğun, yasakçılığın, baskının, kötü yönetimin sorumlusu bizatihi Erdoğan'dır; çünkü, çevresini bu cuntacı odaklarla dokuyan da bizzat kendisidir."
R. T. Erdoğan, Şehir Üniversitesi'ni, Davutoğlu ile bağlantılı olduğu için kapattı. Davutoğlu'nun ifadeleri çok ağır. Bahane aramasınlar diye mecburen "bip" yapıyor ve o kelimeleri vermiyorum:
"28 Şubat'ta yerlerde sürüklenenlerin, hapislere girenlerin, okullardan atılanların kurdukları bir üniversite bizzat Tayyip Erdoğan tarafından (...)la kapatıldı. Bu (...)liği niye yaptılar biliyor musunuz? Bu kirli karara imza atan Cumhurbaşkanı Erdoğan, başta muhafazakâr dindar kesimler olmak üzere bütün topluma şu mesajı vermeye çalışıyor: Ya boyun eğeceksiniz ya da tasfiye edileceksiniz. Biz de buradan yanıt veriyoruz. Boyun eğmeyeceğiz. FETÖ artıklarına da, 28 Şubat artıklarına da asla boyun eğmeyeceğiz."
(Davutoğlu "cevap" yerine "yanıt" gibi yavan bir kelimeyi kullanmış olabilir mi? Haberi yazanların kelimeleri değiştirdiklerini biliyorum.)
A. Davutoğlu'nun bu kadar öfkeli konuşmasına sebep R. T. Erdoğan'ın Şehir Üniversitesi meselesinde daha önce "dolandırıcılar" demesi olsa gerek.
Ali Babacan da aynı partiden ayrıldı, yeni parti kurdu ama onun ağzından Ahmet Davutoğlu'nunki gibi ağır ifadeler çıkmıyor. Üstelik onun suflörü, eski partinin kurucu ismi diyebileceğimiz Abdullah Gül. Asıl yaralı olan Ali Babacan değil; o. Aşırı ihtiyatlı A. Gül, kendisinin söylemediğini pek alâ A. Babacan'a söyletebilir.
Aynı partiden çıkan iki parti, aynı kaynağa hitap ettikleri için birbirleriyle de yarış hâlindeler.
Bakalım hangisi R. T. Erdoğan'a yüklenmede ön alacak?