Bıraksan halifelik ilân edecekler ama...
Şu zamanda Mustafa Kemal gibi bir lidere nasıl ihtiyaç duyulduğu ortada. Mustafa Kemal şu fikirde bu fikirde... Nihaî gayesi şu idi bu idi... Asıl maksadını sakladı veya saklamadı...
Mustafa Kemal''in yaptığı en büyük iş babadan oğula geçen padişahlığın ve İslâmda hiçbir surette yeri olmayan "kullanışlı" "hilafet"i kaldırmak oldu.
Dinî eğitim meselesini dillerine doladılar. Bu meselede açıklar çok fazla idi. Bu kabul. İlahiyat fakültelerinin kaldırılması mantığı zorladı. Din var. Eğitimi de olur. Eğitimin merdiven altına inmesine izin verilmemeli, ilmî çizgide sürdürülmeliydi. Çok acı yaşandı. 1933-1949 boşluk insanları tedirginliğe itti. Bunların hepsini biliyor ve anlıyoruz.
Tartışmaları bunlar üzerinde yürüttüğümüzde bir nokta üzerinde döner dururuz.
Osmanlı''ya büyük özlem duyan "siyasî İslâmcı" kanat iktidarda. Nereye, nasıl gittiğimiz ortada. Halifeliğin ilânına ramak kaldı. Kimse "Vay halifelik ilan ediliyor, edildi!" diye çığlık çığlığa kalmasın. Bütün özlemlerini denesinler. Neticede "akıl" galip gelecektir. (Benim için Kur''ân esastır. Kur''ân''da "akıl"a dair ayetler malûm.)
Sıkıntılar yaşıyoruz ama bu "siyasî İslâmcı" denemelerden sonra artık hiç kimse artık geçmişin özleminden bahsedemeyecek hale geliyor.
Şimdi iktidar bütün kapıları kendisine çıkarabilmek için yeni seçim kanununu TBMM''ye sundu. İstedikleri neticeyi alacaklar. "Tek adam" rejimi için bütün yolları kendilerine açıyorlar. Karar mercii halktır. Bugün onlar için ya yarın?!
Mustafa Kemal''in dönemi idrak edilmeden onun liderliği anlaşılamaz. "Atatürk''ün ''tek adam'' tespiti: Satın alabilirler" (6 Mart 2022) başlıklı yazımda Nutuk''tan şu sözlerini aktarmıştım: "Sultanlarla, halifelerle idare olunmuş ve olunan memleketlerde vatan için, millet için en büyük tehlike, sultanların ve halifelerin düşmanlar tarafından satın alınmalarıdır. (...) Milletin hatadan korunması için yegâne salim çare, fikirleri ve faaliyetiyle milletin itimadına mazhar olmuş siyasî bir partinin seçimde millete yol göstermesidir. Alelumum millet fertlerinin, adaylıklarını ortaya atan her şahıs hakkında hükme varmaya yardımcı olacak sağlam malumata ve isabetli görüşe sahip bulunacağını kabul etmek, teorik olarak farz olunsa bile, bunun tam hakikat olmadığı, tecrübelerin tecrübeleriyle inkâr edilemez bir açıklık olmuştur." (Nutuk, 1927 baskısı, s. 367-368)
Prof. Dr. Hikmet Özdemir Hocamız Mustafa Kemal''i didik didik etmiştir. Ondan pek çok örnek ortaya koymuştur. "Savaşta ve Barışta Kemal Atatürk" kitabından şu satırları vereceğim:
"1920 başında birinci stratejik hamlesi, İstanbul''da kapatılan meclisin Ankara''da tekrar açılmasıdır ve tam zamanında karar vererek bu güçlü enstrümanı doğrudan kontrolüne almıştır. Genç subaylık döneminden beri anayasal meşruluk konusunda özenli duruşu, meclisin yeniden açılmasını ordunun yeniden teşkilatlandırılmasının ön şartı olarak belirlemiştir. Bunları yaparken her adımın bir sırası olduğunun bilincindedir. Liderliğini üstlendiği Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti''nin İstanbul''da yeniden toplanacak mecliste güçlü olmasını ve meclis başkanlığı görevinde kendisinin bulunmasını istemesinin nedeni budur. Heyet-i Temsiliye''nin Sivas''tan ayrılması kararına Kâzım Karabekir''in itirazı gibi, şimdi de Rauf Orbay toplanacak mecliste başkanlık görevine seçilmesine destek vermemiştir." (s. 199)
Mustafa Kemal kararlıdır ve hedefini net çizmiştir. Nutuk''ta, muhalif gördüklerine karşı en ağır ifadeleri de kullanmıştır. Ayrı tuttuğu üç isim vardır diyebiliriz: 1. İsmet İnönü, 2. Fevzi Çakmak, 3. Yunus Nadi.
Dünya savaşın içindeyken, Türkiye, iç çekişmelerde bunalmışken Mustafa Kemal''in liderliği üzerinde durulmalıdır. (Devam edeceğiz.)