Bir kültür Yahudisi!
Türk Dili dergisinde çıkan Şaban Bıyıklı’nın “Yahya Kemal’in Din ve Metafizik Algısı 1” makalesinden hareketle “din” meselesine girdiğimi biliyorsunuz.
Şaban Bıyıklı “Aslında Yahya Kemal’in din madalyonunun, günümüzdeki deyişiyle, bir çeşit ’kültürel dindarlık’olduğu söylenebilir. Bu kavram, bireyin inançsız veya dinsiz olmasına rağmen dinin toplumsal ve kültürel görünümlerini benimsemesini vurgular” diyor.
Türk adının silinmesine karşı millî aydınların başlattığı imza kampanyasında “Türk Milletine Çağrı” grubunun sözcüsü, son dönemin en dikkat çekici kitabı “Türk’üm Özür Dilerim”in yazarı Prof. Dr. İskender Öksüz Bey, daha önce Türk Yurdu dergisinde ve Star gazetesinde çıkmış makalelerinden hareketle “kültür dindarlığı”na dair görüşlerini gönderme lütfunda bulundu. İskender Öksüz Bey (Talebeliğimizde “Ayhan Tuğcugil” imzalı yazılarını hep merak ve dikkatle okurduk.) diyor ki:
“Obama’nın Türkiye’yi ziyareti sırasında söylediği, ‘Biz Hıristiyan bir millet değiliz’ sözüne hemen tepki geldi. Bush’un siyasî danışmanı Karl Rove, ‘Türkiye ile Amerika’yı denk tutarak bu milletin realitesini inkâr ediyor... Türkiye, kamusal alanda dinin rolüne karşı belirli bir tavır benimseyen bir ülke. Amerika’nın tavrı farklı. Biliyorsunuz, bizim tarihimizde dinin kamusal alanda kuvvetli bir varlığı oldu. Bu gerçeği inkâr etmek bence çok tuhaf.’ dedi. Kafanız karıştı mı? Biz Batı gibi olmayacak mıydık? Batı dinci de biz mi laikiz?
Yurt dışında öğrenciliğim sırasında Yahudi üstünlüğünü savunan, her gün bunu ispat için bir örnek bulup anlatan bir arkadaşım vardı. Yanlış hatırlamıyorsam adı Gelb’di... Teorik kimyacıydı ve üstünlük iddialarının merkezinde teorik fizik ve kimya vardı tabiatıyla. Eh bu alanlarda da Gelb’e misal olacak bol malzeme bulmak mümkündü. Gelb’in üstünlük inancı Hıristiyan, Müslüman ve diğer Yahudi öğrenciler tarafından biraz alayla karşılanırdı. Kendisi de kendisiyle alay ettiği için son analizde eğlenceli bir lâtife sürüp giderdi.
Bir gün ben de Gelb’le biraz didişeyim istedim ve ‘bana bak’ dedim, ‘Yahudi aşağı, Yahudi yukarı ama bulduğunda domuz etini de götürüyorsun. Şabbat, falan hak getire. Bu ne perhiz bu ne lâhana turşusu?’ (Tam böyle söylememişimdir her halde!) Gelb’in cevabı, her zamanki şakacılığından uzaktı ve bir içe bakışı yansıtıyordu: “Ben”, dedi “dinen pek iyi bir Yahudi değilim. Ama kültür olarak Yahudiyim.”
Kültürün bir parçası olarak din, inanç olarak din ve - iddiaya göre- devlet tarzı ve hukukun kaynağı olarak din... Ülkemizde, laiklik-dincilik tartışmalarının zirveye tırmandığı günümüzde taraflar dünyayı pek basit görüyor. Dindarlık arttıkça laiklik gerilemekte veya laiklik yerleştikçe din mevzi kaybetmekte... Gerçekten böyle mi? Laik devlet vatandaşlarına, ‘çok dindarlık iyi değil, daha az dindar olun’ tavsiyesinde mi bulunmalı?
Konu önemli bir noktaya geliyor. İskender Öksüz Bey’in açıklamalarına devam edeceğiz.