Bir Haçlı saldırısı!
Dün bu köşede, Kerime Yıldız'ın "Post-modern Haçlı Seferi: Sinema" kitabından bahsettiğimiz sırada, dünyanın öbür ucunda, Yeni Zelanda'da, saldırıya geçilmişti bile. 49 Müslüman kardeşimiz, Haçlı zihniyetin kurşunlarına hedef olmuş şehit düşmüştü.
Avusturalya ve Yeni Zelanda birbirine yakın. İkisi de İngiliz Milletler Topluluğu'na dâhildir. İngiltere, sözünü geçirmek ve hâkimiyetini sürdürmek için, eski sömürgelerini, Churcill'in geliştirdiği bir planla "İngiliz Milletler Topluluğu" içinde tutmak istemiştir. Churcill, eski sömürgeleri, içten içe sömürmek, kendilerine ram etmek için "üç daire" stratejisini uygulamaya sokmuştur: 1. İngiliz Milletler Topluluğu; 2. Amerika Birleşik Devletleri ile stratejik ortaklık seviyesinde ilişkilerin kurulduğu Anglosakson ekseni, 3. İngiltere'nin belirleyici bir rol oynamak istediği Avrupa.
Biz, kendi insanımıza sahip çıksak, Balkanların öbür ucundan Mançurya kıyılarına, Deşt-i Kıpçak'tan (Ukrayna'nın derinliklerinden) Sibirya'nın buzullarına uzanan Türk topluluklarının mutluluklarını istesek, işbirliği stratejisi uygulasak, şartlar uygunsa bağımsızlıklarını ele alsalar desek, bize "Irkçı! Turancı!" diye saldırıyla geçerler. İlk önce kendi ülkemizde, aynı dili konuşanlarımız musallat olurlar! Haçlı zihniyetinin uşaklığı işte!
Cani Avusturalyalı, Müslümanlara saldırdığı ülke ise Yeni Zelanda. Her iki devletin başkanının kim olduğunu biliyor musunuz? İngiltere Kraliçesi! Bu iki ülkenin başındakiler "genel vali"dir.
Büyük Okyanus'un ta öbür ucundaki Avusturalya kıtasını, Avrupa kıtasından ayrı düşünemeyiz... Avrupa kıtasındakilere "Türkler!" deyince gözleri fal taşı gibi açılır. "Şunları Anadolu'dan sürüp atamadık." derler. Hiç şüpheniz olmasın, Yeni Zelanda ve Avusturalya'da da aynı kandan insanlar, aynı kaygıdadırlar.
Yarın Çanakkale Savaşı'nın 104. yıldönümü... İngilizler sömürgelerinden asker toplayıp Çanakkale Boğazı'na dayanmışlardı. İçlerinde Anzak dedikleri Avusturyalılar ve Yeni Zelendalılar da vardı.
2011'de, 77 kişiyi katleden -içlerinde bir de Türk kızı da vardı- Norveçli Breivik'in manifestosunu okuyun, bir de Breivik'i örnek alan Yeni Zelanda katliamcısı Tarrant'nın manifestosunu. Nasıl örtüştüğünü göreceksiniz.
Bir şeyi önceden bilmek elbette imkânsız. Ama mantık yürütürseniz, olacakları tahmin edersiniz.
Türk Adını Silme Planı'nda yer alan, aşağıdaki satırları okuyun bugün olacakları yazıp yazmadığıma siz karar verin:
"Breivik'in 1518 sayfalık manifestosunda 730 defa 'Türk', 'Türkiye' geçiyor. / Asıl hedefi Türkler. / Göreceksiniz, katliamın dehşeti sönmeye yüz tutsun, Breivik'in manifestosu Avrupalının zihninde şekillenmeye başlayacak, onu katliama götüren sebeplerde haklı yön aranacak ve başta Türkler olmak üzere bütün Müslümanlar hedefe alınacaktır. / Breivik fanları türeyecek, teknolojinin bütün imkânlarını kullanarak 'Liderimiz Breivik' diye propaganda yapacaklardır. / Bu manifestonun Türkiye'den de destek bulacağından şüpheniz olmasın. / 'Türk' deyince birileri çıldırıyor. / Breivik ne diyor: 'Türkler, Selçuklulardan bu yana Hristiyanlara katliam uyguluyor.' Başka ne diyor: 'Avrupa İslâmlaştı. Yeni bir Haçlı Seferi yapılsın.'"
Breivik hayranı Tarrant da aynı şeyleri söylemiyor mu?
Aynı gemideyiz... Oy uğruna kendi insanımızı düşman görmeyim.