Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Dr. Fatma ÇELİK
Dr. Fatma ÇELİK

Bir gün değil her gün barış!

Bayramın ilk günü yani 1 Eylül tarihi Dünya Barış Günü idi… Bugün için açıklamalar yapıldı, özlü sözler söylendi, söyleşiler yapıldı… Ancak "Dünya" Barış Günü diye adlandırdığımız bu günde, saydıklarımın hepsi yalnızca Türkiye'de oldu. Çünkü bizim BM tarafından 1 Eylül olarak ilan edildiğini sandığımız gün aslında 21 Eylül! Yani tüm dünya, barış günü olarak 21 Eylül'ü kutluyor.

Bilindiği gibi İkinci Dünya Savaşı 1939 yılının 1 Eylül'ünde Naziler'in Polonya'yı işgaliyle başladı. 6 yıl süren bu savaş, ardında 50 milyondan fazla ölü, milyonlarca yaralı, gözyaşı ve yıkılmış kentler bıraktı.

Savaşın bitiminden yıllar sonra, 1981 yılında, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, kurulun açılış günü olan her eylülün üçüncü salı gününü "Uluslararası Barış Günü" ilan etti. Amaç; "üye ülkelerin bu tarihte barış etkinlikleriyle barışı teşvik etmesi ve dünyada barış ortamını geliştirmesi" olarak açıklandı. 2001 yılına gelindiğinde ise, BM 21 EylülBarış Günü olarak duyurdu. Bu değişiklikten sonra ise amaç, tüm dünyada "savaşsız bir gün" temasıyla, özellikle çatışma olan bölgelerde bir günlük ateşkes ilanına teşvik etmek ve sürdürülebilir barışın mümkün olduğunu göstermek olarak açıklandı.

Bu tarihin seçilmesinde ise İngiliz film yapımcısı Jeremy Gilley'in 1999 tarihinde başlattığı 'Peace One Day' isimli kampanyası etkili oldu. Gilley, kampanyasında dünyada tüm çatışmaların bir gün süreyle durmasını ve o gün savaşlarda çocukların ölmemesini hedefledi. Bu hedefle, tüm dünya liderlerine mektuplar yazıp bazılarıyla da bizzat görüşen Gilley'in kampanyası, tüm dünyada destek görmeye başladı ve zaman içinde BM tarafından da benimsendi.

Fakat kafaları karıştıran konu Türkiye'de Dünya Barış Günü'nün 1 Eylül olması. Bunun tarihçesi ise kısaca şöyle: Eskiden Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği ve Varşova Paktı üyesi ülkeler barış içinde bir dünya gayesiyle İkinci Dünya Savaşı' nın başladığı tarih olan 1 EylülDünya Barış Günü olarak ilan etmiş. Ancak 1 Eylül tarihi günümüzde yalnızca Türkiye ve KKTC tarafından kutlanıyor.

Yani bizim açımızdan bakacak olursak, iki tane "Dünya Barış Günü" söz konusu. İlki, BM tarafından ilan edilen ve tüm dünyada kutlanan 21 Eylül tarihi; ikincisi ise, sadece Türkiye'de ve Kuzey Kıbrıs'ta kutlanan, fakat tüm dünyada kutlanıyormuşçasına "Dünya" Barış Günü olarak anılan 1 Eylül tarihi.

Türkiye ve KKTC, istikrarlı bir şekilde bu farklılığı sürdürüyor ve başka hiçbir ülke tarafından kutlanmayan bir günü tüm dünyaya mal etmeye devam ediyor. Buna bir anlam veremesem de, şikâyetçi değilim. Barışa fiiliyatta önem vermesek de hala sahip çıktığımız bir barış günü olması umut verici.

Tabi şunu da belirtmek gerekir: Barış söylemden ziyade eyleme dayalı ve sadece bir günü bu konuya ayırmak elbette ki yeterli değil. Şimdilerde egemenlerin yaptığı gibi barış günü olarak adlandırılan günde barış temalı özlü sözler söyleyip, ertesi gün savaş temelli politikalarına devam edenlerle barış ancak umutlarımızda kalıyor.

Özellikle son yıllarda Ortadoğu merkezli savaş ve işgallerin, Türkiye içinde ve dışında çatışmaların çoğaldığı; barış özleminin arttığı bir dönemden geçiyoruz.

Silahların konuştuğu yerde ne barış, ne demokrasi, ne de özgürlükten söz edilebilir. Herkesin öncelikle huzurlu bir barış ortamı için birlikte mücadele ederek savaşa ve ölümlere karşı sesini yükseltmesi gerekiyor.

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk' ün, "Yurtta sulh, dünyada sulh" ilkesini bir kere daha hatırlamakta fayda var.

Evet, manzara hiç de iyi görünmüyor. Özellikle İslâm Dünyası'nın manzarası son derece korkunç ve daha da büyük krizlere doğru yol alıyor. İyimser olmak için iyi bir neden de göremiyoruz.

Ancak tam da bu noktada zihnimin derinliklerine kazınan nahoş görüntüleri unutmaya çalışarak kendimi barış adına yeniden umutlandırmaya çalışıyorum. Bugün kurban bayramının 3. günü. Bizim geleneğimizde dini bayramlar küslerin barıştığı, insanlar arasındaki bağın arttığı günlerdir. Özellikle bu mübarek günlerde ümitsiz değilim. Ünlü filozof Alain şöyle der: "Yenilmesi gereken ilk düşmanlar öfke ve umutsuzluktur." Her şeye rağmen barış ve umut dolu günlere… Herkese iyi bayramlar…

Yazarın Diğer Yazıları