Bir bürokratın 'vatan' mücadelesi

Kafalar karışık. Doların düşmesi bir an halkı rahatlattı ama, ya binen zamlar? İnecek mi? Mümkün görünmüyor.

Bir bakmışsınız "dış güçler" doları fırlatıvermiş.

"Dış düçler"i milletin kafasına sokan Saray erkânı. İster istemez, insanlarımızın hep zihinlerinin bir köşesinde "Bize istikrar haram. ''Dış güçler'' azı dişlerini gösterirken yolumuzu nasıl bulacağız?" endişesi asılı duruyor.

Aldıkları tedbirler gösteriyor ki, dolara endeksliyiz. Zengin daha zengin, fakir daha fakir olacak.

İşçi emeklisinin 1500 lira maaşını aklınız alıyor mu?! Bu insanlar ne yiyecekler ne içecekler? İşçi emeklileriyle, memur emeklileri kıyaslansın, aradaki farkı görün. İnsan insandır... Nasıl biri imtiyazlı olabilir?!

Herkes bunları yazıyor. Bugün bir bürokratın insanlık mücadelesini, haysiyet mücadelesini, hak mücadelesini, vatan mücadelesini hatırlatacağım. Zaten iş vatan mücadelesine kadar gelinmişse, hepimiz tehlikedeyiz, demektir.

Faruk Çebi, "Bürokrant"ı yazdı. Kitabın alt başlığı "Köleleşmiş İnsanlar". (Parola Yayınları, 252 s. + belgeler)

Kitabın adından da anlaşılacağı gibi, bürokrasinin rantla imtihanını, yaşadıklarından hareketle bir bir ortaya koyuyor.

Kitap bütün çürümüşlüğü önünüze seriyor.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bürokratlara seslenmiş ve sakın ha! Yolsuzluklara âlet olmayın. Hesabı sorulacaktır!" demişti. Bürokrasinin nasıl kullanıldığını, çürümüşlüğü Sayıştay raporları bile şu zamanda ortaya koyabiliyorsa (Ortaya konulamayanların bunun yüz misli olduğunu düşünün), nasıl bir düzenle, nasıl bir yiyicilikle, nasıl bir iş bilmezlikle, nasıl bir kayırmayla karşı karşıya kaldığımızı göreceksiniz.

Eski bürokrat Faruk Çebi, herkesin gösteremeyeceği cesaretle ortaya çıkıyor.

Faruk Çebi Eski İstanbul Orman Bölge Müdürü, eski bakanlık müşaviri... Zaman zaman ismi basın yayın organlarında yer aldı.

Faruk Çebi, Ak Parti iktidarlarında önemli görevlere geldi. O bir orman mühendisi. Fakültesini birincilikle bitiriyor. Araştırma görevlisi olmak istiyor. Yazılı imtihanları kazanıyor ama bir türlü sözlü imtihanı geçemiyor. Çünkü torpilliler ön planda yer alıyor. Yüksek lisansa başlayınca asistanlığı elde edebiliyor. Gayesine ulaşmıştır. Sekiz ay kalıyor. Çok sevdiği "yeşil"e dönüyor.

Kitabın başında "Bu eserde okuyacaklarınızın tamamı gerçektir." diye yazıyor. Yüreği öyle yanık ki... Ülke adına yangısını "Ön Söz"de acı dille şöyle ifade ediyor:

"Bu eseri okurken; başarılarla dolu eğitim ve meslek hayatımın, kamu kaynağını korumak amacıyla verdiğim onurlu mücadelenin ve söz konusu mücadeleden dolayı maruz kaldığım haksızlıkların tanığı olacaksınız.

Kamu kaynağından beslenen ve amaçlarına ulaşmak için her yolu mubah sayan iş birlikçi çetelerin İstanbul''un ormanlarına, eşsiz, doğasına ve kamu maliyesine verdikleri zararın büyüklüğüne bu kadar da olmaz diye inanıyorum ki siz de çok üzüleceksiniz.

Kamu malını rant çetelerinden koruma ve gelecek nesillerimin daha yaşanılabilir bir çevre bırakabilme mücadelemde ya rantçılara ya da biat ettiği gruplara yaranabilmek için bürokratlıktan BÜROKRANT''a dönüşen köleleşmiş unvanlar tarafından nasıl yalnız bırakıldığımın detaylarını ibretle öğreneceksiniz."

Kimse masa altına saklanmasın. Ne biliyorsanız, halkımız adına not etmelisiniz. Faruk Çebi bir örnek.

Yazarın Diğer Yazıları